|
MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU KANUNU TASARISI HAKKINDA TMMOB GÖRÜŞÜ
Mesleki yeterlilik ile ilgili ilk tartışmalara baktığımızda; Ulusal Meslek Standartları Kurumu Tasarısının ilk hazırlandığı sıralarda, AB Genel Sekreterliğinde 10 Eylül 2002 tarihinde yapılan workshop'ta, İŞKUR tarafından sunulan bildiride;
"UMSK tasarı taslağının incelenmesinden de anlaşılacağı üzere; anılan taslak özellikle 99/42/EC sayılı Konsey Direktifi ve kısmen de 92/51/EEC sayılı Konsey Direktifinde öngörülen "muhatap" kurumun altyapısını oluşturmaktadır. Yasal dayanağı ile örgütlenme yapısının esaslarını Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ile Ulusal Programdan alan taslak, 99/42/CE sayılı Direktifte tanımlanan "özel yasayla düzenlenmemiş" meslek gruplarını hedefleyerek, söz konusu AB müktesebatı ile uyumu amaçlamaktadır." denilmektedir.
Burada en önemli söylem, özel yasayla düzenlenmemiş meslek gruplarından bahsedilmemesidir. Öte yandan, ülkemizde birebir yasayla tanımlanmamışsa da kurulmuş Meslek Odaları vasıtasıyla dolaylı olsa da meslekler tanımlanmıştır. Ancak bazı mesleklerin kendi özel kanunları bulunmakta, bazı mesleklerde ise kanun tasarıları hazırlanmaktadır.
Yasa Tasarısı;
1- Kanun yapma tekniğine aykırıdır.
TBMM Genel Kurulu'na sevk edilen Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu Tasarısının "Amaç ve kapsam" maddesi hukuki bir netliğe sahip değildir. "Bu Kanunun amacı; ulusal ve uluslar arası meslek standartlarını temel alarak, teknik ve mesleki alanlarda ulusal yeterliliklerin esaslarını belirlemek, denetim, ölçme ve değerlendirme, belgelendirme ve sertifikalandırmaya ilişkin faaliyetleri yürütmek için gerekli ulusal yeterlilik sistemini kurmak ve işletmek üzere Mesleki Yeterlilik Kurumunun kurulması, çalışma usul ve esaslarının belirlenmesi ile ulusal yeterlilik çerçevesiyle ilgili hususların düzenlenmesini sağlamaktır." maddesinin gerek lafzı ve ruhundan gerekse gerekçesinden kanunun hangi meslekleri kapsadığı anlaşılmamaktadır. Tasarı açıklığa sahip olmadığından, mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı mesleklerinin yasa kapsamı dışında olduğunu anlamak olanaklı değildir. Yani, öncelikle, Yasa tasarısı metni açıklığa ihtiyaç duymaktadır.
2- Yasa tasarısının gerekçesi, gerekçe olmaktan uzaktır.
Gerekçede, taslağın amacı, "ulusal ve uluslararası meslek standartlarını temel alarak, teknik ve mesleki alanda ulusal yeterliliklerin esaslarını belirlemek, denetim, ölçme ve değerlendirme, belgelendirme ve sertifikalandırmaya ilişkin faaliyetleri yürütmek suretiyle teknik ve mesleki eğitim ve öğretim seviyesini yükseltmek ve bunun için gerekli ulusal yeterlilik sistemini kurmak ve işletmektir" şeklinde belirtilmiştir. Gerekçede ve kanun maddesinden anılan kurumun tüm mesleklerin standartlarını belirleyeceği anlaşılmaktadır. Yasa tasarısında hangi mesleklerin standartlarının belirleneceği açık olmadığından mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı mesleği standartlarının bu kurum tarafından belirleneceği sonucuna ulaşmak zor olmasa gerek. Ancak bu durumu kabul etmek olanaklı değil. Çünkü, Yüksek Öğrenim Kurumlarından yani üniversitede lisans eğitimi almış kişi ve meslek gruplarının, Çalışma Bakanlığı'na bağlı ya da ilişkili, Yönetim Kurulunu oluşturan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, İşçi ve İşveren Sendika temsilcilerinin ve bir tane de meslek kuruluşlarından gelen temsilcinin oluşturacağı bir Yönetimin gözetiminde ve denetiminde meslek standartlarının oluşturulması, bilimsel ve hukuksal temelden yoksundur. Çünkü, Yasa gerekçesinde de emsal olarak sunulan Avrupa örneklerinde olduğu üzere, bu kurumlar üniversitede lisans öğrenimi görmemiş, meslek okulları, meslek liseleri, meslek yüksek okulu ya da okul dışı edinilmiş mesleklerin standartlarını, meslek içi eğitimleri ve belgelendirmeyi kapsamaktadır. Yasa gerekçesinde belirtilen Almanya'daki BİBB (Federal Mesleki Eğitim Enstitüsü) örneğinde, bu kurumun çalışma alanında yüksek öğrenim görmüş meslekler bulunmamaktadır. Bulunmaması da bilimseldir, çünkü bilimsel bilginin uygulamadaki standartını ancak meslek odaları belirler.
Tüm Avrupa ülkelerinde yeterliliklerde meslek odasının onayı aranmaktadır. Avrupa Birliği'nin Mesleki Yeterliklerin Tanınmasına İlişkin Direktifi; 2005/36/EC'de, mesleki yeterliklerin tanınması noktasında "herkes için geçerli formalite ve prosedürler oluşturulması" gerektiği belirtilmektedir. Öte yandan meslek kuruluşları tarafından oluşturulacak meslek mensubu sicillerinin tutulmasından bahsetmektedir. Bu formalite ve prosedürler TMMOB ve bağlı odalar tarafından yıllardır uygulanmaktadır. Tüm dünyada, meslek odalarının süreçlerde etkin olması, süreçlerde yer alması ilkesel bir yaklaşımdır.
3- Tasarının 2. maddesinin (ç), (d) ve (e) bendleri, TMMOB Yasası ile çelişmektedir. Mesleki uygulama kuralları meslek odaları tarafından belirleneceğinden bu yetkinin başka organ eliyle yapılması meslek odalarının kuruluş gerekçesine aykırıdır. Bu bağlamda Geçici 2. Maddede düzenlenen "3330 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu gereğince edinilmiş belgeler sahiplerinin üç yıl içinde müracaatları halinde bu Kanun Kapsamında belirlenecek denk belge ve sertifikalar ile değiştirilir" hükmü Odalarımızca verilen belgelerin hukuki geçerliliği olmayacaği anlamına gelmektedir. Örneğin, Makina, Kimya, Petrol ve Çevre Mühendisleri Odası tarafından Enerji Piyasası Kurumu Kanunu kapsamında dolum tesislerinde çalışan pompacıdan şöforune kadar eğitim verilen ve sertifikalandırılan kişilerin belgeleri hukuken yok sayılmaktadır. Yasal bir belge, diğer bir yasa ile geçersiz kılınmaktadır. Bu yaklaşım hukuk devleti ilkesi, idarenin sürekliliği ve istikrar ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
4- Kanunun 7. maddesinde Genel Kurulun görevleri, 9. maddesinde ise Yönetim Kurulunun görevleri düzenlenmiştir. Tasarıda özerk bir kuruluş olduğu ifade edilen Kurumun Yönetim Kurulu, Genel Kuruldan daha fazla yetkilerle donatılmıştır. Demokratik esaslara aykırı olarak, daha önceden yasayla Yönetim Kurulu üyeleri belirlenmiş olan ve işlevsiz bir Genel Kurula sahip olan kurumun özerkliğinden söz etmek olanaklı değildir.
5- Yönetim Kurulu Başkanının, Yönetim Kurulu tarafından seçilip seçilmeyeceği de tasarıda açık değildir. Uygulamada, seçim yapılmaksızın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında iktidar savaşlarına sahne olacak bir görünüm arzetmektedir.
6- Kurumun Bütçe oluşumu da sıkıntılıdır. Avrupa örneklerinde bu tip kurumların esas bütçesini devlet finanse etmektedir. Öte yandan, dünya çapında bilginin kullanılmasına dönük projeler için Bakanlıklar da, kurumların bütçesine kaynak aktarmaktadır. Tasarıda yer alan Genel Kurul üyelerinden aidat alınması şeklindeki düzenleme, TMMOB yönünden uygulanamaz bir hükümdür. Aidatlar dışında geliri olmayan ve denk bütçe üzerine kurulu bir kurumdan aidat alınması TMMOB yönünden hem fiili imkansızlık hem de devletten finansman desteği olmayan bir kuruma yükümlülük yüklemek, genel hukuk kurallarına aykırıdır. Meftun GÜRDALLAR TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri
|
|
|