|
Özelleştirme savunucularının kalesi bir kez daha düştü, dağ bir fare daha doğurdu, güneş bir kez daha balçıkla sıvanamadı. Özelleştirmelerin gündeme geldiği günden bu yana söylediklerimiz “ne yazık ki” doğrulanmakta.
EMO Ankara Şubesi 1994 Kasım Bülteni, bülten tamamen o zamanki adıyla PTT‘nin özelleştirilmesine ayrılmış. Bülten konusu: "PTT‘nin özelleştirilmesinin sonuçları beklediğinizden daha vahim olacaktır". Demişiz ki; "KİT‘leri bugünkü durumdan kurtarmanın tek yolu özelleştirme olmadığı gibi, özelleştirmenin tek alternatifi de KİT‘lerin bugünkü durumu değildir." Demişiz ki;"Dünyada ve Türkiyede özelleştirme uygulamalarının içerdiği olumsuzluklar, ‘basit birer uygulama hatası olamayacak kadar ciddi boyutlar‘ taşıyor." Demişiz ki; "Bunalımla birlikte Keynesçi politikaların belirlediği sermayenin eski uluslararası birikim süreci tıkandığından; sermaye yeni çözümü özelleştirmeyi de içeren neo-liberal politikalarda aramaktadır." Demişiz ki; "Düzenleyici kurul ölü doğacaktır." Demişiz ki; "Özel sermaye yasa, kural ve düzenleyici kurul tanımaz." Demişiz ki; "T‘de özelleştirme, telekomünikasyon sektöründe özel sermayenin tekelini getirecektir." Hantal bürokrasi içinde sıkıştırılmış ve verimsizleştirilmiş, siyasiler tarafından arpalık olarak kullanılmış ve böylelikle özelleştirilmesi için gerekçeler yaratılmış kamu kurumlarını o hale getirenlerin, sağlıklı bir çözüm bulması beklenemezdi. KİT‘leri çalıştırmayı beceremeyenlerin, kamu yararına bir çözüm bulmaları zaten mantığa aykırı olurdu. Karamanın Koyunu, Sonra Çıkar Oyunu! Bula bula özelleştirme dedikleri peşkeş çekme mekanizmasını buldular, şimdi özelleştirmenin ne olduğu halkımız tarafından daha iyi anlaşılmaya başlandı. O kadar ki, yıllarca ballandıra ballandıra anlatıp, seçim programlarına koydukları özelleştirmeleri, şimdi seçimde aleyhimize olur diyerek seçim sonrasına erteliyorlar. Takke düşmüş, kel görünmüştür. Biliyorlar ki, artık halk özellşetirmenin nasıl bir peşkeş olduğunu, nasıl bir yağma olduğunu artık görüyor. Arsa fiyatına hediye edilen, yağmalanan, peşkeş çekilen kamu malları şimdi her biri birer özel tekel eliyle işletilmeye başlandı. Enerji alanında olduğu gibi haberleşme alanında da derebeyi mantığı ile müşteriye dönüştürülmeye çalışılan vatandaşlara sadece kabul etme seçeneği dayatılmaktadır. Kamu işletmeleri ticarethaneye, kamusal hizmet ticari metaya dönüştürülürken, müşteriye dönüştürülen abonelerin söz hakkı ortadan kalkmaktadır. "T" özelleştirilirken en sık duyduğumuz savlardan biri "özelleştirme yapılınca rekabet gelecek, hizmetler ucuzlayacak" teranesi idi. Özeleştirmenin mürekkebi kurumadan, özel tekel bizi telefon görüşme ücretlerinde Avrupa seviyesine çıkarmak için kolları sıvadı. Hani telefon görüşmeleri ucuzlayacaktı özelleşince? Bu talanın hesabını kimden soracak bu halk? Asgari ücreti, yaşam standardını, kentsel yaşamı, toplu taşımacılığı, demokratik hakları, eğitim ve sağlık alanını ve bunun gibi diğer insan yaşamını ilgilendiren uygulamaları Avrupa seviyesine çıkarmayı düşünmeyenlerin, telefon ücretleri sözkonusu olunca birdenbire Avrupa sevdalısı olmalarını anlamak mümkün değil. Zaten özelleştirilmeden önce telefon görüşmelerine gizli ve açık zamlar defalarca yapılmıştır. Özellikle telefon görüşmelerinin en önemli yekünü olan şehir içi görüşmeler yıllar içinde görüşme süresinin kontör başına, 3 dakikadan 1 dakikaya düşürülmesiyle özel tekel için dikensiz gül bahçesi hazırlıkları yapılmıştı. Şimdi, özel tekel, gözünü şehiriçi görüşme ücretlerine dikmiş ve yeni teknolojilerle daralan şehirlerarası ve milletlerarası gelir hacmini buradan karşılama peşindedir. Telefon ücretleri konusundaki tartışma özelleştirmenin maskesini iyice düşürmüştür. Kamunun malı iken özelleştirme adı altında peşkeş çekilen Telekom derhal özelleştirildiği koşullarda kamulaştırılmalıdır. Kamunun malı kamuya devredilerek özelleştirmeler iptal edilmelidir. KESK Haber Sen Ankara Şubesi TMMOB EMO Ankara Şubesi
|
Tanıtım
ANKARA ŞUBE
BASIN AÇIKLAMASI
TEMEL BİNA AKUSTİK UZMANLIĞI EĞİTİMİ FİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI TARAFINDAN DÜZENLENİYOR
