Hrant Dink cinayeti, kendisi gibi düşünmeyeni, kendisi gibi davranmayanı yok sayanların, kin ve şiddet tüccarlarının, kandan beslenip kurşun kusanların son marifetidir.
Ötekileştirme histerisiyle inşa edilen toplum, yıllardır süregelen propaganda ile birbirine düşman edilmeye çalışılırken, aklın sesi olmaya çalışan, dinlerin, kültürlerin, dillerin elele, birarada yaşamaları için çabalayan bir ses, Hrant Dink, dört kurşunla susturuldu. Hrant Dink‘e atılan 4 kurşun, onu öldürmedi, insanlığımızı öldürdü. Hrant‘ı kaybettik diye değil, AB‘ye giremeyiz ya da borsada kriz çıkar diye üzülenler ölmüş insanlıkları gözler önüne sermiştir. Diğer yandan, güvercinin katlini seyredenlerin, katili 30 saatte yakalamakla övünmeleri Hrant Dink‘i bir kez daha öldürmüştür. Marifet hızlı olmak değil, Hrantlar‘ı yaşatmaktır! Dökülen timsah gözyaşlarına yabancı değiliz! 301‘i bu ülkeye ve bu ülke insanına reva görenler, yarattıkları puslu havada, mahkeme koridorlarında düşünceye saldıranlar, tarihiyle yüzleşmekten korkanlar; suçluyu başka yerde aramayın, suçlu hepimiziz! Bu topraklarda binlerce yıldır birarada yaşayan renkler zenginliğimizdir. Tarih bu mozaiği topraklara ilmek ilmek nakşetmiştir. Motiflerinden biri eksilirse, nakışın eksik olacağı bilinmelidir. Bir motifi soldurmaya, bir güvercini öldürmeye kimsenin hakkı yoktur. Eline kalem yakışan güzel bir insanı yaşatamamanın ezikliğini duymaktayız. Bedenini yaşatamadıysak da, zihnini yaşatmak bu toplumun ona karşı görevidir. "Tarihe bir şey yapamazsınız artık. Ama bugüne müdahale edebilirsiniz. Türk ve Ermeni halkının ilişkilerini mutlaka yeniden üretmek gerekir" diyen Hrant Dink, çok anlaşılmaz şeyler söylememiştir. Hrant‘ı anlamak ve ısrarla anlatmak hepimize düşmektedir. Vasiyetine uyarak halklar arasındaki duvarları kaldıralım. Güvercinler ürkek değil, özgürce uçsun. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi 18. Dönem Yönetim Kurulu
|