TÜM TÜRKİYE 20 MART SAAT 20.00'DE "SAVAŞA VE İŞGALE DUR" DEDİ
ABD, Irak'ı işgalinin dördüncü yılında, ilk bombanın atıldığı 20 Mart saat 20.00'de tüm Türkiye'de protesto edildi. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), Türk Eczacılar Birliği (TEB), Ankara Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) ve çeşitli emek meslek örgütlerinin bir aydır sürdürdüğü ABD'yi protesto etkinlikleri, ilk bombanın atıldığı 20 Mart saat 20.00'de ülke çapında düzenlenen "Bir Ses Ver, Bir Işık Yak. Savaşa Dur De" etkinlikleri ile son buldu. Tüm Türkiye'de aynı saatte, binlerce kişi ıslıklarla, meşalelerle, sloganlarla ABD'yi kınadı.
Taksim Gezi Parkı‘nda toplanan binlerce kişi sloganlar, alkışlar, ıslıklar ve meşaleler eşliğinde Dolmabahçe Meydanı‘na kadar yürüdü. Şubemiz üyeleri ve yöneticilerinin de katıldığı yürüyüşte; "Katil ABD, Ortadoğu‘dan Defol", "Katiller Halka Hesap Verecek", "Yaşasın Halkların Kardeşliği", "Direnen Halklar Kazanacak", "Katil ABD, İşbirlikçi AKP", "Susma Haykır Savaşa Hayır", "Emperyalistler, İşbirlikçiler 6. Filoyu Unutmayın" sloganları atıldı. Dolmabahçe Meydanı‘nda ortak açıklama KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul tarafından okundu.
KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul sözlerine; "Bundan tam 4 yıl önce, 20 Mart saat 20:00‘de "işgal güçleri" Irak‘a ilk bombayı attı, onlar acı, gözyaşı ve ölümün ateşini yaktı; biz ise direnişin, isyanın hayatın ateşini yaktık" diyerek başladı.
Tombul devamla "ABD ve İşgal Çetesi, devasa askeri gücün kazanacağını sandı. Yanıldılar. Onlar kaybettikçe, savaş ve işgal karşıtı güçler büyüdü. Bugün artık söyleyebiliriz ki, savaş karşıtlarının inadı, Irak Halkının direnişi, ABD‘nin devasa askeri makinesini siyasi anlamda yendi. Artık işgal ve savaş çetesinin hiçbir meşruiyeti kalmadı." dedi.
Birleşmiş Milletler Sözleşmesi dahil tüm uluslararası hukuk normlarını çiğneyerek başlatılan bu savaşta, 1 milyon Iraklı‘nın hayatını kaybettiği kaydedildi. Basın açıklamasında, şehirleriyle, barajlarıyla, alt yapı tesisleriyle tüm bir ülkenin yıkıldığı, sokaklarında her gün bombaların patladığı, insanların yaşayacak bir yarınlarının olmadığı bir iç savaş ortamının Irak‘ın kaderi haline getirildiği aktarıldı.
KATLİAMA SESSİZ KALMADIK, KALMAYACAĞIZ
Tombul , dört yıl boyunca, Irak‘ta bombalanmayan, yıkılmayan yegâne yapıların, "petrol kuyuları" olduğunun altını çizdi. "Biraz daha petrol, biraz daha güç uğruna yapılan bu katliama bugüne değin sessiz kalmadık, bundan sonra da sessiz kalmayacağız." dedi.
Tombul, bu akşam Türkiye‘nin ve Dünya‘nın dört bir yanında, işgalin dördüncü yıldönümünde; savaş karşıtı çığlığın tüm dünyada yankılandığını, işgale "karşı bir ses" verildiğini kaydetti. "Bizler, barbarlığın ve terörün dünyanın kaderini çizmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü bizler dünyanın ve insanlığın vicdanıyız" dedi.
Açıklamada, işledikleri suçtan dolayı; işgal güçlerinin yakalarını bırakılmayacağı, hepsinden birer birer hesap sorulacağı aktarıldı. Irak‘a dört yıl boyunca düşen her bombanın, atılan her füzenin, ateşlenen her silahın hesabının verileceği belirtildi.
Yalanlarla başlayan savaşın, giderek Irak‘ı ve tüm Ortadoğu‘yu içinde çıkılmaz bir bataklığa çevirildiğinin altını çizen Tombul, işgal güçlerinin Irak‘ı derhal terk etmesi geretiğini söyledi.
BUSH, BLAİR VE İŞGALCİ TÜM GÜÇLER SAVAŞ SUÇLUSU OLARAK YARGILANSIN
Tombul; Irak‘ta askeri bulunan ülkelerin derhal birliklerini geri çekmesini, Irak‘ın işgaline ortak olan ülkelerin Irak‘ın tüm savaş zararlarını tazmin etmesini, başta Bush ve Blair olmak üzere işgalci ülkelerin devlet başkanlarının savaş suçlusu olarak yargılanmasını talep etti.
Tombul şu sözlerle basın açıklamasını bitirdi:
"Sesimiz büyüdükçe ABD ve işgal güçleri kaybetmeye devam edecek. Bugün Türkiye‘nin her yerinde savaşa ve işgale karşı ışık yakanlar, 15 Şubat‘tan bu yana "Savaşa Dur De" sitesine girerek eyleme destek veren 200 bin kişi, dünyanın her yanında sokakları dolduran milyonlarca insan, barıştan yana seslerini birleştirdiği sürece, işgalciler değil halk kazanacak."