EMO Ankara Şubesi tarafından "Nükleer Santral Yasası ya da Yasal Sızıntı" başlıklı bir söyleşi düzenlendi. Nükleer Santrallerin, “Risk, Pahalılık, Dışa Bağımlılık, Atık sorunu” gibi yönlerinin incelendiği söyleşide, enerji sorunlarından kurtulmak için alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması gerektiği vurgulandı.
EMO Ankara Şubesi toplantı salonunda 17.05.2007 tarihinde düzenlenen söyleşiye Tabiatı Koruma Derneği Antalya Şubesi Başkanı Hediye Gündüz ve EMO Ankara Şubesi Başkanı Ramazan Pektaş konuşmacı olarak katıldı. Söyleşide, nükleer yasanının zamanlama açısından, teknik açıdan, toplumsal psikoloji açısından oldukça yersiz olduğunu düşündüklerini söyleyen Ramazan Pektaş, "Nükleer santrallerin risk düzeyinin az olduğunu söyleyenler demagoji yapıyor. Risk düzeyi düşük olabilir ama bu düşük düzeydeki riskin gerçekleşmesi durumunda ortaya çıkacak devasa zarar düşünüldüğünde, nükleer santral kurma konusundaki adımların ne kadar tehlikeli olduğu anlaşılacaktır. Risk şunu gösteriyor, tehlikeli bir sistemle karşı karşıyayız. Yani ihtimal düşüktür vs. gibi söylemlerle bunun içinden çıkmak kolay değil. En ufak bir kaza veya hata bile insanlık ve çevre üzerinde geri dönüşü olmayan, uzun yıllar boyunca etkilerini sürdüren sonuçlara neden olabiliyor" dedi. ‘Hani Risk Yoktu‘ Pektaş, Nükleer Santral Yasası‘nı hazırlayanların bir yandan kaza riskinin olmadığından bahsederken, diğer yandan yaptıkları düzenlemelerde kaza durumunda neler yapılacağını ile ilgili düzenlemeler de yaptıklarını belirterek, "Hani risk yoktu" diye sordu. Nükleer santrallerde meydana gelebilecek bir kazanın sonucunu düşünerek, sigorta şirketlerinin bile santralleri sigortalamadığını söyleyen Pektaş, nükleer santrallerin, risk taşıdığını, enerjiyi pahalı hale getireceğini, kurulumu konusunun zorunlu olarak dışabağımlılığa neden olacağını; yerel bir kaynak olmadığını, radyoaktif ve çevresel açıdan da bir dezavantaj olduğunu kaydetti. Tüm bu uygulamalara hala karşı durulabileceğini, henüz hiçbir şey için geç kalınmadığını vurgulayan Pektaş, "Nükleer santralin bizim ülkemiz için ihtiyaç olduğu söylenir. Ama bizim ülkemizin enerji profiline şöyle bir bakarsak, şu anda nükleer santral dayatmasının olması söz konusu değil çünkü, türkiye yenilenebilir enerji kaynaklarından yana oldukça zengin bir ülke. Bu kaynakların büyük bir oranı kullanılmamakta. Eğer bir enerji ihtiyacı varsa bu ihtiyaç, çevreye ve insana zararı dokunmayan, dışa bağımlı olmayan, alternatif enerji kaynakları ile çözülmelidir" diye konuştu. ‘Nükleersizlik Başarısı‘ Söyleşide konuşan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi Başkanı Hediye Gündüz, dünya üzerinde 400‘ün üzerinde Nükleer santral bulunduğunu bildirerek, Türkiye‘nin bugüne kadar nükleer santralsiz kalmasının toplumun bu konuda verdiği mücadele açısından "nükleersizlik başarısı" olduğunu kaydetti. Nükleersizliğin devam etmesi için mücadelenin devam ettirilmesini isteyen Gündüz, AKP hükümetinin nükleer santral kurulmasına onay veren yasası incelendiğinde yasayı hazırlayanların kendilerinin de bu konuda bir özgüveni olmadığını, yasanın uygulanabilir olmadığının onu hazırlayanlar tarafından da görüldüğünü söyledi. Gündüz, Türkiye‘de 1980 yılının toplumsal durağanlaşmanın başlangıcı olduğunu belirterek, bu durağanlaşmanın kırılmasında nükleer santrallere karşı verilen mücadelenin de önemli bir belirleyici olduğunu dile getirerek, "Nükleer Santral kurulması girişimlerine karşı kenetlenmeliyiz" dedi.
|