|
EMO Ankara Şubesi TRT Yönetim Kurulu’nun “Sistem Çözümleyici” kadrosuna atanacaklarda aranacak şartlar içinde ‘üniversite veya meslek yüksekokullarının 2 yıllık bilgisayar programcılığı ya da yazılım geliştirme bölümlerinden mezun olmak’ şartını getirmesinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesi ile TRT Genel Müdürlüğü’ne 21 Mayıs 2007 tarihinde, Danıştay’a Yürütmenin Durdurulması istemiyle dava açtı.
TRT Yönetim Kurulu 22.03.2007 gün ve 2007/98 sayılı kararı ile "Sistem Çözümleyici" kadrosunun hizmet tanımını yaparak söz konusu kadroya atanacaklarda aranacak şartları saymış ve internet ortamında kurumsal bilgi portalından 06.04.2007 tarihinde duyurusunu yapmıştı. Aynı kararın 3. maddesinde ise atanacaklarda aranan özel niteliklerin tahsil kısmında "... yada üniversite veya meslek yüksekokullarının 2 yıllık bilgisayar programcılığı yada yazılım geliştirme bölümlerinden mezun olmak." koşulu getirilmişti. Söz konusu Yönetmelik değişikliği ile bilgisayar mühendislerinin çalışma alanına giren bir kadroya Anayasa‘ya, TRT Yasasına, TRT Kurumu Personel Yönetmeliğine ve İdare hukukunun genel ilkelerine aykırı bir şekilde 2 yıllık bilgisayar programcılığı ya da yazılım geliştirme bölümü mezunlarının da alınmasının yolu açılmış olmasına karşı EMO Ankara Şubesi, EMO üyesi birçok bilgisayar mühendisini yakından ilgilendiren bu kararın iptali istemi ile dava açtı. EMO Ankara Şubesi‘nin TRT Genel Müdürlüğü‘ne açtığı davanın dilekçesi haberimizin devamındadır. DANIŞTAY BAŞKANLIĞI‘NA Yürütmenin Durdurulması İstemlidir. DAVACI : TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi VEKİLİ : Av. Eser CEYLAN Halk Sokak No:19/7 Kızılay ANKARA DAVALI : TRT Genel Müdürlüğü - ANKARA D. KONUSU : TRT Yönetim Kurulu‘nun 22.03.2007 gün ve 2007/98 sayılı kararı ile Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Hizmetlerinin Tanımı, Bu Hizmetlere Atanacaklarda Aranacak Özel Nitelikler ve Atama Şartları Yönetmeliği‘nin sistem çözümleyici kadrosu ile ilgili 66. sıra numaralı düzenlemenin 3-a maddesinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemidir. ÖĞRENME TARİHİ: 06.04.2007 AÇIKLAMALAR : Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) 1954 yılında 6235 sayılı TMMOB yasası uyarınca kurulmuş olup, 1982 Anayasasının 135. maddesinde tanımlanan kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur. Elektrik, Elektronik, Bilgisayar ve Biyomedikal Mühendislerini bünyesinde barındıran EMO, günün gereklerine, koşullarına ve olanaklarına uygun olarak üyelerinin sorunlarını çözmek için çalışmak, kuruluşlarla işbirliği yapmak, önerilerde ve girişimlerde bulunmak, gerektiğinde çalışma alanına ilişkin olarak kanuni yollara başvurmak, üyelerin hak ve yetkilerini korumak, üyeler arasında dayanışmayı sağlamak, haksız rekabeti önlemek için gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak, meslekle ilgili standartları, normları, yönetmelik ve teknik şartnameleri, sözleşme tiplerini ve benzeri tüm bilimsel evrakı incelemek, bunların değiştirilmesi, geliştirilmesi ve yenilerinin oluşturulması yolunda çalışmalar yapmak, Oda etkinliklerini ilgilendiren kanun, tüzük, ana yönetmelik ve yönetmeliklerin hazırlanması, değiştirilmesi konusunda Birliğe ve resmi makamlara önerilerde bulunmak gibi amaçlar çerçevesinde faaliyetlerini yürütür. TRT Yönetim Kurulu 22.03.2007 gün ve 2007/98 sayılı kararı ile "Sistem Çözümleyici" kadrosunun hizmet tanımını yaparak söz konusu kadroya atanacaklarda aranacak şartları saymış ve internet ortamında kurumsal bilgi portalından 06.04.2007 tarihinde duyurusunu yapmıştır. Davalı kurumda sistem çözümleyici kadrosu ilk olarak 26.10.1998 gün ve 1998/315 sayılı yönetim kurulu kararı ile tanımlanmıştır. Söz konusu kararda yapılan hizmet tanımı ile dava konusu 22.03.2007 gün ve 2007/98 sayılı karardaki hizmet tanımı bölümü aynen korunmuştur. Bu tanımda; "Çözümleyici Programcının görev kapsamını aşan yönetim bilgi sistemlerinin gereksinme-kullanım işlevi konularında bilgi derlemek. Giriş, çıkış ve dosya yapılarını belirlemek, bunlara ilişkin uygulama yazılımlarının geliştirilmesini denetlemek. Çözümleyici Programcı ve Uygulama Programcılarının ürettikleri yazılımı sistematik olarak gözden geçirmek, gerektiğinde bazı program birimlerini yazmak. Sistem sınama ve belgeleme işlemini tasarlamak, denetlemek, gerektiğinde bu işleri yapmak. Sorumlu olduğu bilgi sisteminin geliştirilmesini ve güvenilirliğini sağlamak." şeklinde hizmetin sınırları çizilmiştir. Dava konusu yönetim kurulu kararının 3. maddesinde ise atanacaklarda aranacak özel nitelikler ve şartlar sayılmıştır. 26.10.1998 gün ve 1998/315 sayılı yönetim kurulu kararının aynı başlıklı maddesinden farklı olarak "tahsil" kısmında "... yada üniversite veya meslek yüksekokullarının 2 yıllık bilgisayar programcılığı yada yazılım geliştirme bölümlerinden mezun olmak." koşulu getirilmiştir. Aynı maddenin "tecrübe" kısmına ise "... veya Kurumumuz Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı‘nda en az 3 yıl süreyle Çözümleyici Programcı tanımındaki görevleri yaptığını belgelemek." koşulu eklenmiştir. Dava konusu Yönetmelik değişikliği ile bilgisayar mühendislerinin çalışma alanına giren bir kadroya Anayasa‘ya, TRT Yasasına, TRT Kurumu Personel Yönetmeliğine ve İdare hukukunun genel ilkelerine aykırı bir şekilde 2 yıllık bilgisayar programcılığı ya da yazılım geliştirme bölümü mezunlarının da alınmasının yolu açılmıştır. Odamız üyesi birçok bilgisayar mühendisini yakından ilgilendiren dava konusu işlemin ve dayanak oluşturan düzenleyici işlemin ilgili maddesinin iptali istemiyle dava açılması gereksinimi doğmuştur. DAVA NEDENLERİ : Dava konusu yönetmelik değişikliği ile TRT‘nin temel hizmet amacına aykırı bir düzenleme getirilmiştir. Anayasal bir kuruluş olan TRT, radyo ve televizyon yayınlarının düzenlenmesi ile yurt içine ve yurt dışına yayın yapılması, konusundaki devlet tekelini elinde bulundurmaktadır. Bu özelliği nedeniyle TRT Kurumu kamu hizmeti yayıncılığı yapmaktadır ve yaptığı yayınlarda ve verdiği hizmetlerde kamu yararını öncelikli olarak gözetmek durumundadır. Bu nedenle gerek hizmetin yürütülmesinde gerekse hizmetin verimliliğinin sağlanması açısından istihdam edilen personelin alımında kanuna ve yönetmeliklere uygun davranmak zorundadır. Ancak dava konusu yönetmelik değişikliğinde sözü edilen temel yasal kriterle uyulmayarak kariyer ve liyakat ilkelerine aykırı bir düzenleme yapılmıştır. Dava Konusu Yönetmelik Değişikliği Şekil Yönünden Hukuka Aykırıdır. Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Hizmetlerinin Tanımı, Bu Hizmetlere Atanacaklarda Aranacak Özel Nitelikler ve Atama Şartları Yönetmeliği‘nde yapılan değişiklik Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun "Yönetmelik" başlıklı 62. maddesine aykırıdır. Söz konusu maddede, "Bu Kanunun 6. maddesi gereğince hazırlanacak yönetmelik, Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulunca hazırlanır ve Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girer. Bu Kanun gereğince hazırlanacak diğer yönetmelikler, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünce hazırlanır, Yönetim Kurulu onayı ile ve Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girer." denilmektedir. TRT Kanunundaki bu açık düzenlemeye rağmen yasada belirtilen usullere uyulmadan yönetmelik değişikliğine gidilmiştir. Yönetmeliklerin çıkartılması için gerekli şekil şartları, yönetmelik maddelerinin değiştirilmesinde de aynı usulün izlenmesini gerektirir. Yasa metnindeki "Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girer." koşulu yerine getirilmeden, yönetmelikte değişiklik öngören Yönetim Kurulu kararının internet ortamında duyurusunun yapılmasıyla yetinilmesi, işlemi şekil açısından hukuka aykırı kılmıştır. Bu nedenle yönetmeliğin ilgili maddesinin öncelikle şekil yönünden incelenerek iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Dava Konusu Yönetmelik Değişikliği Konu Yönünden Hukuka Aykırıdır. Sistem çözümleyici kadrosuna 2 yıllık bilgisayar programcılığı ya da yazılım geliştirme bölümlerinden mezunlarının alınması mümkün değildir. Bir kimsenin sistem çözümleyicisi olabilmesi için hem yazılım mimarisi, hem donanım, hem de programlama konusunda eğitim alması gerekmektedir ki, bu üç alanda eğitim verilen tek bölüm üniversitelerin bilgisayar mühendisliği bölümleridir. Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü‘nün internetteki tanıtım sayfasında sistem çözümleyicinin tanımı "Bilgi işlem sistemlerini geliştirmek ve değiştirmek için bilgi toplar ve analiz eder. Bu tür sistemleri tasarlar, tanımlar, yöntemleri belirler ve kurulmasını gerçekleştirir. Çalışmakta olan sistemleri değerlendirir ve geliştirilmeleri için önerilerde bulunur." şeklinde yapılmıştır. İstanbul Kültür Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü tanıtımında ise mezunların kazandığı unvanlar ve yaptıkları işler arasında sistem çözümleyiciliği de sayılmış ve aynı tanım orada da verilmiştir. Dumlupınar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü tanıtımında ise, "Programdan mezun olanlar Bilgisayar Mühendisi unvanını alır. Bilgisayar Mühendisleri piyasada Sistem Programcısı, Sistem Çözümleyicisi, Sistem Tasarımcısı, Veritabanı Yöneticisi, Yazılım Mühendisi unvanlarıyla çalışırlar." ifadeleri kullanılarak, bu alanda sadece bilgisayar mühendislerinin çalışabileceği belirtilmiştir. Yine pek çok üniversitenin bilgisayar mühendisliği bölümü tanıtımında ve meslek rehberlerinde bu tanımlamalara rastlamak mümkündür. Akademik bakışın yanında başka kurumların bu konuda hukuka uygun bir yaklaşım sergiledikleri, kadro tanımlarını ve söz konusu kadroya alınacaklarda aradıkları kriterleri buna göre belirledikleri görülmektedir. Örneğin Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Bağlı Ortaklıkları Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği‘nde Sistem Çözümleyici pozisyonuna atanmak için; •· Dört yıllık yüksek teknik öğrenim görenler için en az dokuz yıl hizmeti bulunmak, •· Bilgisayar Mühendisleri için en az altı yıl hizmeti bulunmak, •· Uzman Programcı, Bilgi İşlem Şefi unvanında en az iki yıl görev yapmış olmak şartları aranmıştır. Yüksek Denetleme Kurulu Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinde de benzer bir düzenleme getirilmiş ve sistem çözümleyici pozisyonuna atanabilmek için; •· En az dört yıllık fakülte veya yüksek okulların mühendislik, matematik, istatistik veya bilgisayar bölümlerinden mezun olmak, •· En az iki program dili bilmek, •· Kurulda en az üç yıl hizmeti bulunmak, •· Son sicil notu olumlu olmak kaydıyla son üç yıllık sicil notu ortalaması 76 puandan aşağı olmamak, şartları aranmıştır. Davalı idarenin ise bu konuda daha önce "Üniversite veya yüksek okulların en az 4 yıllık bölümünden mezun olmak." koşulunu ararken bölüme herhangi bir üniversitenin herhangi bir fakültesinden mezunların da söz konusu kadroya alımı yapılmış ve hiç bilgisayar eğitimi almamış kişiler bu alanda istihdam edilmiştir. Bunun sonucunda söz konusu kadrolara bilgisayar mühendisi olmayan, ilgili eğitimi almayan matematikçiler, fizikçiler ve hatta uluslar arası ilişkiler mezunu kişiler alınmıştır. Bu da kurum kaynaklarının deneyimsiz ve gerekli eğitimi almamış kişiler için harcanması sonucunu doğurmuştur. Bugün yönetmelik değişikliği ile söz konusu aksaklıkların giderilmesi için bir fırsat doğmuşken aynı hataya yeniden düşülmüş ve daha da olumsuz bir noktaya çekilmiştir. Bilişim Teknolojileri çok hızlı bir değişim süreci içinde olan ve giderek artan bir şekilde çalışma hayatının bir parçası haline gelen bir alandır. Dolayısıyla Bu alan giderek karmaşıklaşmaktadır. Örneğin, 1990‘lı yıllarda bilgisayar uygulamaları deyince akla en başta kelime-işlem (Word, Excel vs.) programları gelmekteydi. Bu uygulamalar çoğunlukla tek kullanıcılıydı ve insan-bilgisayar etkileşimi sınırlıydı. Oysa günümüzde bilgisayar uygulamaları ağsal ve çok kullanıcılı bir yapıdadır; insan-bilgisayar etkileşimi 1990‘lı yılların çok üzerindedir. Bu durum, yalnızca paket yazılımlar için değil, kamu kurumlarında kullanılan kurumsal yazılımlar için de geçerlidir. E-Devlet süreciyle beraber masaüstünde kullanılan görece basit yazılımlardan tüm kurumu kapsayan, hatta kurumlar arası iş süreçlerini yeniden düzenleyen yazılımlara doğru bir geçiş süreci söz konusudur. Bu bağlamda gerçekçi bir değişiklik (Diğer kamu kurumlarında görüldüğü gibi) tam tersi yönde gereklidir. Bu anlamda yönetmelikte yapılan tanım, daha kalifiye bir işgücüne yönelik olmalıdır. Ancak değişiklik tanım bu ihtiyacı karşılamadığından yapılan işlem konu yönünden hukuka aykırı bir sonuç doğurmaktadır. 2 Yıllık Yüksek Okul Mezunu Bilgisayar Programcılarının Yada Yazılım Geliştirme Bölümlerinden Mezun Olanların Sistem Çözümleyici Olabilmeleri Teknik Açıdan Mümkün Değildir Sadece üniversitelerin 4 yıllık bilgisayar mühendisliği bölümünü bitirip bilgisayar mühendisi unvanını alanların, sistem çözümleyicisi olabilecekleri akademik çevrelerde ve başka kurumlarda kabul gören bir gerçekliktir. Buna rağmen TRT Yönetim Kurulunun yönetmelikte yaptığı değişiklikle 2 yıllık yüksek okul mezunlarının da bu kadroya atanabileceği yönündeki kabulü teknik anlamda da mümkün değildir. Şöyle ki; "sistem" birden fazla bileşenden oluşan bir bütündür. Burada bütünü oluşturan bileşenler, genellikle farklı işlev ve özelliklere sahip yapılar olup, bazen ayrı olarak çalışabildikleri gibi genellikle diğer bileşenlerle etkileşim içinde çalışırlar. Bir sistemin sorumluluğunu taşımak veya sistemi çözümlemek, asgari bazı bilgilere sahip olmayı gerektirir. Bir sistem hakkında detaylı çalışma yapmak için o sistemin genel işlevi ve bileşenlerinin özel işlevleri hakkında bilgi sahibi olmanın yanı sıra bir sistem ile ilgili çalışma yapabilme metodolojileri hakkında da bilgi sahibi olmak asgari zorunluluktur. Çözümleme (analiz); başlı başına bir alt disiplin olup mevcut bir bütünün parçalar halinde incelenmesi ile ilgilenir. Sistem Çözümleyici olabilmenin ilk temel koşulu "sistem çözümleme" konusunda eğitim alınmasıdır. Bu eğitim bilgisayar mühendisliği fakültelerinin üçüncü sınıfında verilmektedir. 2 yıllık meslek yüksek okulları, müfredat itibarıyla, işletmen (operatör) olarak kurgulanmış dersler içerirler. Bu okulların ders programları sistem analiz dersini içermediği gibi, bu ders için ön koşul olan, ileri matematik, lineer cebir, diferansiyel denklemler gibi temel dersleri de
içermemektedir. Sadece temel matematik dersi (ileri matematik değil) alınmaktadır. Sistem çözümleme tasarım çalışmaları sırasında ayrıca, gereksinim mühendisliği, kullanışlılık, güvenlik/güvenilirlik, sistem performansı, gibi alt uzmanlıklar da bulunmaktadır. Bunların tümü hakkında 2 yıllık bir eğitim sonunda bilgi sahibi olmak olanaklı değildir. Yazılım Tasarımı süreci kendi içinde mimari tasarım ve ayrıntılı tasarım olarak iki ayrı şekilde incelenir. Mimari tasarımda sistemin bütünlüğü nasıl oluşturacağı, detaylı tasarımda ise sistemi oluşturan her bir bileşenin ne gibi işlevleri
nasıl yerine getireceği, diğer bileşenlerle nasıl etkileşim içinde olacağı da tasarlanır. Ayrıca görev tanımı içinde bulunan tasarım da, gene temel mühendislik formasyonu gerektiren bir uzmanlık alanıdır. Doğaldır ki, 2 yıllık meslek yüksek okulları tasarım yapabilmek için gerekli akademik birikime sahip değillerdir. 2 yıllık yüksek okulların müfredatlarındaki derslerin önemli bir kısmı o konuya giriş niteliğinde olup ileri düzey olarak verilmemektedir. Bu okullarda, daha ziyade bir meslek alanının bir alt disiplininde mühendislik formasyonuna sahip yöneticilerin denetiminde "yardımcı teknik eleman" olarak görev alabilecekler düşünülerek eğitim programları hazırlanmıştır. 2 yıllık bir eğitim sonunda bir sistemin tümünün sorumluluğunu alacak, aynı zamanda bu sistem ile ilgili çözümleme ve tasarım yapacak, bu sistem ile ilgili program geliştirme faaliyetini yönetecek bilgi birikimine sahip olunması mümkün değildir. Bir bütün olarak herhangi bir sistemin çözümlemesi, geliştirilmesi, geliştirmenin denetlenmesi, programcıların ürettiklerinin gözden geçirilmesi, sınanması, gerektiğinde bu işlerin yapılması sadece ilgili alanda mühendislik formasyonuna sahip kişiler tarafından yapılabilir. Mühendislik formasyonu da sadece ve sadece mühendislik fakültelerine bağlı
ilgili bölümlerde en az 4 yıllık bir eğitim sonunda kazanılabilir. Dava Konusu Yönetmelik Değişikliği Anayasa‘nın Eşitlik İlkesine Aykırıdır. Anayasanın 10 uncu maddesinde, herkesin dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin Kanun önünde eşit olduğu, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınmayacağı, Devlet organları ve İdare Makamlarının bütün işlemlerinde Kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda oldukları hükme bağlanmıştır. Bu Anayasal ilkenin sadece yasama organı açısından değil, idarenin tesis ettiği eylem ve işlemler bakımından da gözetilmesi gerektiği açıktır. İdari eylem ve işlemler bakımından da gerek Anayasa Mahkemesi‘nin gerek Danıştay‘ın verdiği birçok kararda eşitlik ilkesi aynı hukuki durumda olan kişilere aynı kuralların uygulanması şeklinde tanımlanmaktadır. Ancak dava konusu değişiklikle bilgisayar mühendisleri ile bilgisayar programcıları ve yazılım geliştirme bölümlerinden mezun olanlar aynı kadroya atanarak eşitsizlik yaratılmaktadır. Bunun hayata geçirilmesi durumunda ülkemizde kişilerin fazladan yıllarca eğitim görerek bilgisayar mühendisliği gibi zor bir alanda çaba harcamalarına gerek kalmayacaktır; zira TRT‘de mühendis, tekniker ve hatta bilgisayarla ilgili hiçbir eğitim almamış dahi olsa sadece bu işi yaptığından bahisle kişilere "sistem çözümleyici" unvanı ile sadece bilgisayar mühendislerinin aldığı eğitim ile vakıf olduğu son derece zor ve karmaşık bir sorumluluğun bu kişilere de tanınmış olması karşısında Anayasa‘nın eşitlik ilkesi açıkça ihlal edilmiş ve Devlet pozitif yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. Böylece yönetmelik hükmünün aksine; eğitim, bilgi ve yetenekleri farklı olanlara eşit imkânlar sağlanarak adaletsiz bir durum yaratılmıştır. Dava Konusu Yönetmelik Değişikliği TRT Personel Yönetmeliği‘ne Aykırıdır TRT Personel Yönetmeliğinin "Personel Politikaları ve Esasları" başlıklı 4. maddesinin a fıkrasında, "Personel politikası Kurumun kanun ile kendisine verilen görevleri en iyi şekilde yürütebilmesi için personelin seçiminde, dağılımında, eğitiminde ve istihdam şekil ve şartlarının tayininde uygulanacak yöntemi ifade eder." denilmektedir. Ancak dava konusu yönetmelik değişikliği ile bu madde ihlal edilmiş ve personel seçiminde kamu kurumlarında siyasal kadrolaşma yönündeki çeşitli spekülasyonları gerçek kılacak uygulamalara zemin hazırlamış olacaktır. TRT Personel Yönetmeliğinin 4. maddesinin b-2 fıkrasında kurum personel politikasının tespitinde, "Her hizmet birimini karşılayan kadronun niteliklerini, yetki ve sorumluluklarını tespit etmek, istihdamda personele, eğitim, bilgi ve yeteneğine göre âdil ve eşit imkânlar sağlamak, gerekli görülen dallarda hizmet öncesi eğitimine önem vermek," ‘ten söz edilmektedir. Oysa yapılan değişiklik ile 4 yıllık fakülte mezunu bilgisayar mühendisleri ile 2 yıllık yüksek okul mezunu bilgisayar programcıları ve yazılım geliştirme bölümlerinden mezun olanlar aynı statüye koyulmaktadır. Hatta bununla da yetinilmeyip yönetmeliğin 3-d bölümünde yer alan "tecrübe" kısmına eklenen "... veya Kurumumuz Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı‘nda en az 3 yıl süreyle Çözümleyici Programcı tanımındaki görevleri yaptığını belgelemek." cümlesi ile kurum içi atamalarda keyfiliğin önü açılmaktadır. Bu belgelemenin kriterleri belirtilmediği gibi atanacak kişilerin eğitim durumlarıyla ilgili aranacak koşullar da belirtilmemiştir. Dava konusu yönetmelik değişikliği TRT Personel Yönetmeliğinin 4. maddesinin b-4 fıkrasına da aykırıdır. 4. maddenin b-4 fıkrasına göre, ". Aylık ücretinin dışında mevzuat gereğince yapılacak ödemelerde objektif esaslara bağlı kalmak" hüküm altına alınmıştır. Ancak söz konusu değişiklik ile farklı durumdakilere aynı ücret takdir edilerek objektif esasların dışında bir uygulamanın önü açılmak istenmektedir. Bir bilgisayar mühendisi ile bilgisayar programcısı ve hatta üniversitelerin 4 yıllık herhangi bir bölümünden mezun olanlar, aynı taban ve tavan ücret üzerinden ücret alacak ve böylece bilgisayar mühendisleri aleyhine bir durum yaratılarak, aldıkları mühendislik eğitimi etkisiz ve işlevsiz kılınacaktır. Dava Konusu Yönetmelik Değişikliği TRT Kurumunun Kamu Hizmeti Yayıncılığı Anlayışına ve Temel Hizmet Amacına Aykırıdır. Personel Yönetmeliğinin değişiklik öncesindeki halinde dava konusu kadroda sadece 4 yıllık fakülte mezunlarının istihdamı mümkünken şimdi bu kuralın esnetilmeye çalışılması kurum içerisindeki kadrolaşma söylentilerinin artmasına ve bu da kamu yararının üstün tutulmasını zorunlu kılan TRT gibi bir kurumun kamuoyu nezdinde yıpranmasına neden olacaktır. Özerk bir yapıya sahip olan TRT Kurumu bugüne kadar pek çok kadrolaşma söylentileriyle gündeme gelmiş ve kurum bundan büyük zarar görmüştür. Eski düzenleme zaten hatalı bir yaklaşımın sonucuyken şimdi onun da gerisine atılması bu konudaki söylentilerin artmasına neden olacak ve bu durum zararın büyümesi sonucunu doğuracaktır. YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEBİMİZ BULUNMAKTADIR Yukarıda sıraladığımız bir dizi hukuka aykırılık nedeni ile söz konusu yönetmeliğin uygulaması halinde telafisi imkânsız zararların doğacağı şüphesizdir. Dava konusu yönetmelik değişikliği, hukuki dayanaktan yoksundur ve uygulanması halinde sistem çözümleyici kadrolarına tanımlanan hizmeti yapmak için gerekli formasyonu almamış kişilerce doldurulacak ve telafisi imkânsız zararlar doğacaktır. Nitekim yönetmelik değişikliğinin yapıldığı 22.03.2007 tarihinin hemen akabinde dava konusu kadroya kurum içinden bilgisayar mühendisi olmayan bir kişi atanmıştır. Bu kişinin ataması yapılarak hizmet için tanımlanan formasyona sahip olup olmadığı değerlendirilmeden teknik kadrodaki bir mühendisle aynı konuma getirilmiştir. Yönetmelik değişikliğinin duyurusundan hemen sonra yapılan bu atama davalı kurumun peyderpey uygulamalara başladığını göstermektedir. Atamalar devam ettiği sürece de telafisi imkânsız zararlar artacaktır. Ayrıca en iyi hizmeti verecek mühendislik eğitimi almış kişileri çalıştırmak varken 2 yıllık yüksek okul mezunlarının istihdam edilmesi kamu yararına hizmet vermesi arzu edilen TRT gibi bir kurumun kaynaklarının verimsiz bir şekilde kullanılmasına neden olacaktır. TRT projeleri süreklilik arz eden ve hizmetin kalitesini doğrudan belirleyen çalışmalar olduğundan düzenlemenin mevcut hali ile uygulanması halinde ortaya çıkabilecek zararın boyutları konusunda tahminde bile bulunmak mümkün değildir. Ehil kişilerin çok kısa sürede yapacakları iş için çok daha fazla mesai harcanacak ve gereken verim elde edilemeyecektir. Tüm bunların sonucunda yetersiz ve başarısız projeler ortaya çıkacak ve kurumun kaynakları heba olacaktır. Hukuka aykırı bu yönetmelik değişikliğinin uygulamasının bir an önce durdurulması gerekmektedir. TRT Yönetim Kurulu, hukukun, kuruluş kanununun ve yönetmeliklerin önüne geçen bir uygulamayı hayata geçirmeye çalışarak yetkisini aşan bir karara imza atmıştır. Açıklanan nedenle, bu hukuka aykırılığın önlenebilmesi için dava sonuna kadar ilgili maddenin yürütmesinin durdurularak, istemimiz yönünde karar verilmesini talep ediyoruz. HUKUKİ SEBEPLER : Anayasa, TRT Kanunu, TRT Kurumu Hizmetlerinin Tanımı, Bu Hizmetlere Atanacaklarda Aranacak Özel Nitelikler ve Atama Şartları Yönetmeliği, TRT Personel Yönetmeliği, 2577 Sayılı Yasa vs. DELİLLER : Yargı kararları, sair tüm deliller. SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan ve res‘en göz önüne alınacak nedenlerle, TRT Yönetim Kurulu‘nun 22.03.2007 gün ve 2007/98 sayılı kararı ile Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Hizmetlerinin Tanımı, Bu Hizmetlere Atanacaklarda Aranacak Özel Nitelikler ve Atama Şartları Yönetmeliği‘nin sistem çözümleyici kadrosu ile ilgili 66. sıra numaralı düzenlemenin 3-a maddesinin iptali ve yürütülmesinin durdurulmasına, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin davalı idareye yükletilmesine karar verilmesini vekâleten dilerim. 21.05.2007 Davacı Vekili Av. Eser CEYLAN Ekler : Vekâletname örn. TRT Yönetim Kurulunun 26.10.1998 gün ve 1998/315 sayılı kararı. TRT Yönetim Kurulunun 22.03.2007 gün ve 2007/98 sayılı kararı.
|
Tanıtım
ANKARA ŞUBE
TEMEL BİNA AKUSTİK UZMANLIĞI EĞİTİMİ FİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI TARAFINDAN DÜZENLENİYOR
