· ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

YAZILI BASINDA ODAMIZ

 
Ankara Ulus’ta önceki gün gerçekleşen ve 6 kişinin ölümüne, 60’tan fazla kişinin yaralanmasına neden olan vahşi saldırıya yönelik siyasi partiler ve demokratik kitle örgütlerinden birbiri ardına kınama mesajları geliyor.
 

Ortak bir basın açıklaması yapan ÖDP, EMEP, SDP ve DTP Genel Başkanları Ufuk Uras, Levent Tüzel, Filiz Koçali ve Ahmet Türk, "her nereden gelirse gelsin saldırıyı kınadıklarını" belirttiler.

"Ankara‘da 6 yurttaşımızın ölümüne ve yüz yurttaşımızın yaralanmasına neden olan patlamayı şiddetle protesto ediyoruz" diyen partilerin Genel Başkanları hükümete çağrı yaparak olayın arkasındaki güç ya da güçlerin bir an önce ortaya çıkarılmasını istediler. Genel Başkanlar adına basına açıklaması yapan ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, Bu durumun gecikmesi halinde "seçim öncesinde bu şiddetten medet umarak demokratik hak ve özgürlüklere karşı olan çevrelerin harekete" geçebileceği uyarısında bulunarak, "Ankara‘da patlayan bomba, onu kim ve hangi amaçla patlatmış olursa olsun, objektif olarak seçim öncesinde ve 27 Nisan muhtırasıyla birlikte başlayan ve giderek bir darbe sürecini tırmandıran gelişmelerin mantığına uygundur.

Patlamanın gürültüsünü yalnız ve yalnızca halkın demokratik iradesi bastırabilir. Dökülen kanlar yalnız ve yalnızca halkın demokratik iradesi ile yıkanabilir. O nedenle, hiçbir şiddet ve terör hareketine ve provokasyona bakmaksızın, 22 Temmuz genel seçimlerinde halk iradesinin olanca gücüyle ortaya çıkması için gereken her çaba gösterilmelidir.

Demokratik güçleri şimdi, her türlü provokasyona ve demokrasi dışı davranışa karşı, seçimlerin barışçı koşullarda yapılması için harekete geçmeye çağırıyoruz" diye konuştu.

Vahşi saldırıyı kınayan diğer kurumlar ile açıklamaları ise şöyle:

Jineps: "Saldırı demokratik toplum özlemimize yapılmıştır"

"Ankara‘nın Ulus semtinde sivil halkın yoğun bulunduğu otobüs duraklarında meydana gelen, iş çıkışı saatlerine denk getirilen bu insanlık dışı bombalı saldırıyı, en temel hak olan yaşama hakkına, demokratik toplum özlemimize ve umutlarımıza yönelmiş bir saldırı olarak değerlendiriyoruz.

Bu kalleş saldırı, mevcut şiddet ortamının ve insanlar arasındaki nefretin derinleşmesinden medet umarak, toplumumuzu "darbeciler" ve "takunyacılar" arasında öğütmeye çalışan çevrelerin mantığına uygundur.. Bu saldırı; korku ortamından gerilmiş çaresiz kitleleri de kervanına katmayı hedeflemektedir.. Bir yandan provokatif kışkırtmalarla, sabotajlarla toplum içerisinde bir kaos ortamı yaratmakta, diğer yandan ırkçı söylemleri, sembolleri kullanarak, topluma şiddete dayalı politikalar empoze etmeye çalışmaktadırlar.

İnsanlarımızı hem fiziki hem de düşünsel olarak hedefleyen bu korkunç saldırıdan hemen sonra birbirini kırdırmak için kitlelere yeni hedefler gösterenler, demokrasiyi rafa kaldıralım diyenler, olağanüstü tedbirler isteyenler dikkatlice incelendiğinde; anketlerle, gazeteci infazlarıyla başlayan ve bombalarla devam eden sürecin sorumluları daha net görülebilecektir..

Çerkes toplumu, bu ve benzeri saldırılar konusunda sayılamaz acı tecrübelere sahiptir. Abhazya‘da, Çeçenya‘da,....bir meydanda sivil insanlarımızın arasına bırakılan bomba, bizler için Ulus‘tadır şimdi..

Barış ve demokrasi geleneği köklü bir toplum olan Çerkes toplumunun gazetesi JİNEPS olarak acıları tüm kalbimizle paylaşıyoruz. Yaşamını yitiren insanlarımızın yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz."

EMO Ankara Şubesi: "Kandan Kına Yakılmaz"

TMMOB EMO Ankara Şubesinin açıklaması şöyle: "22 Mayıs 2007 günü Ankara‘nın en kalabalık noktalarından birinde patlatılan bomba, can kaybına yol açtığı kadar insanların yüreklerine de korku salmıştır. İnsan yaşamını hiçe sayanlar tarafından planlanan alçakça saldırının, ülkemizin içinde bulunduğu dumanlı havayı daha da karartacağı açıktır.

Daha yaralıların tedavileri sürerken gelen açıklamalar, aklıselim davranmaya ne kadar ihtiyacımız olduğunun acı göstergeleridir. Bu kadar kısa sürede sorumlular hakkında kesin sonuçlara ulaşılması, nedenlerinin ortaya çıkarılması olası değilken, çok emin ifadelerle yapılan açıklamalar kafalarda karışıklık yaratmaktadır. Hızlı açıklama yapmak marifet değildir; marifet insanları yaşatmak ve halkın güvenliğini sağlamaktır.

Unutulmamalıdır ki, insan canı ve kanı üstünden her ne şekilde olursa olsun yarar sağlamaya çalışmak, kabul edilebilir bir davranış değildir. Önümüzdeki günlerde arka planına yönelik yeni bilgilerin ortaya çıkmasını beklediğimiz saldırıdan kimlerin fayda sağlayacağına dikkat edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Toplumun güvenliğini sağlamakla görevli olanların, şimdi her zamankinden daha çok soğukkanlı olmaları ve toplumda daha bir iki gün önce söylenti üzerine linç girişimine kalkışıldığını da göz ardı etmeden, istenmeyen olayların yaşanmaması için, çok daha sorumlu ve hassas davranmaları gerekmektedir. Daha, patlayan bombanın dumanları tüterken yapanları/yaptıranları bulmuş edasıyla yapılan açıklamalar, toplumu tedirginliğe itmekte ve kafalarda soru işaretleri yaratmaktadır.

Bir Elin Nesi Var, İki Elin Sesi Var!

Yüzyıllardır bir arada yan yana yaşayan kültürlerin ve mozaiklerin, aynı şekilde tüm renkleriyle sürmesi gerektiğine inanıyoruz. Kendinden olmayanı kolaylıkla ötekileştiren yaklaşımların ve kendine benzetmeye çalışan dayatmacı anlayışların karşılığı, günümüz dünyasında değil geçmiştedir. Bizi geleceğe taşıyacak olan anlayış, geçmişin ilkelliklerinden beslenen değil geleceğin ışıltılarından süzülen yaklaşımdır.

Demokrasinin tüm kurumlarıyla hayata geçtiği, şiddete kaynaklık eden tüm olumsuzlukların giderildiği, demokratik bir Türkiye ve insanca bir yaşam özlemimizin son bulduğu bir geleceğin yakın olduğuna inanıyoruz. Bu alçakça ve insanlık dışı saldırıda yakınlarını kaybedenlerin acısını paylaşıyor, yaralananlara acil şifalar diliyoruz."

İHD İstanbul Şubesi: "Bu Bombalı Eylem, Yaşama Hakkına Yönelmiş Büyük Bir Saldırıdır"

"Bir kez daha bomba patladı.

Bir kez daha siviller hedef alındı.

Bir kez daha siviller can verdi, yaralandı...

Ankara‘nın Ulus semtinde akşam saat 18.45‘te sivil halkın yoğun bulunduğu otobüs duraklarında meydana gelen bombalı saldırıyı yaşama hakkına yönelmiş büyük bir saldırı olarak değerlendiriyoruz.

Yaşanan onca acıya, dökülen gözyaşlarına rağmen şiddet politikalarında ısrar etmek ve bu politikayı siviller üzerinden yürütmek insanlık suçudur, bağışlanamaz.

Kimin tarafından hangi "kutsal amaç" için yapılırsa yapılsın sivillere yönelik saldırılar, insanlığa yönelmiş saldırılardır. Ve hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Bu saldırılar, mevcut şiddet ortamının derinleşmesinden, insanlar arasındaki nefretin gelişmesinden başka bir amaca hizmet etmemektedir.

Kelimelerin yaşanan acıyı ve ızdırabı anlatmakta yetersiz kaldığı bu insanlık dışı saldırıyı İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi olarak kınıyoruz.

Patlamada yaşamını yitiren insanlarımızın yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyor, acılarını tüm kalbimizle paylaşıyoruz."

ÖDP: "Ankara‘daki katliamı nefretle kınıyoruz"

ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras‘ın açıklaması: "Ankara‘da 6 yurttaşımızın ölümüne ve yüz yurttaşımızın yaralanmasına neden olan terör eylemini nefretle kınıyoruz.

Ankara‘daki katliam, kim tarafından ve hangi amaçla yapılmış olursa olsun, Türkiye‘yi bir kargaşa ve korku ortamına sürüklemek amaçlıdır.

Hükümet ve yetkili çevreler, bu insanlık dışı eylemin arkasındaki güçleri bir an önce ortaya çıkarmalıdır. Yetkililerce yapılması gereken; toplumu panik ve kışkırtma ile daha büyük kutuplaşmalar yaratacak kör şiddetten uzak tutup, sükunete çağırmak olmalıdır.

Genel seçimler öncesinde oluşturulmaya çalışılan terör ve şiddet ortamı, demokratik hak ve özgürlüklere karşı olan güçlerin harekete geçmesine yol açmaktadır.

Demokratik örgütleri ve güçleri seçimlerin barışçı koşullar altında yapılması yönünde harekete geçmeye ve duyarlı olmaya çağırıyoruz."

İHOP: "Saldırı İnsanlığa Karşı İşlenmiş Bir Suçtur"

"Ankara‘da 6 Kişinin Ölümüne, 100 Kişinin de Yaralanmasına Yol Açan Bombalı Saldırı İnsanlığa Karşı İşlenmiş Bir Suçtur. Saldırıyı Şiddetle Kınıyor ve Lanetliyoruz"

Dün (22.05.2007) Ankara‘nın Ulus semtinde meydana gelen patlama sonucu 6 insan yaşamını yitirdi, 100 kişi de yaralandı. Toplum üzerinde korku ve panik yaratmaya yönelik bu eylemin, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğu kuşkusuzdur. Saldırıyı şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz.

Eylemin, Türkiye‘de önemli siyasi ve toplumsal gerilimlerin yaşandığı, halkın kamplara bölünmek istendiği ve seçimler dolayısıyla önemli bir demokrasi sınavından geçildiği bir dönemde gerçekleştirilmiş olması, hedefin demokrasi, insan hakları ve toplumsal barış olduğunu göstermektedir.

Öncelikle, olayın sorumlularının bir an önce bulunup yakalanmaları ve yargı önüne çıkarılmaları hepimizin talebidir.

İnsan hakları kuruluşları olarak bizler, terörle ve şiddetle mücadelenin yine demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, insan haklarından ve toplumsal barıştan geçtiğine inanıyoruz. Bu nedenle insanlığa karşı işlenmiş bu saldırı vesilesiyle, toplumsal gerilimi arttıracak, kamplaşmalara yol açacak, insan haklarına ve demokrasiye zarar verecek tutum, davranış ve söylemlerden kaçınılmalıdır. Bu gün ülkemizin her zamankinden fazla sağduyuya ihtiyacı bulunmaktadır.

Saldırıda yakınlarını yitirenlerin açılarını paylaşıyor, yaralılara sağlıklar diliyoruz." (İHOP: İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Helsinki Yurttaşlar Derneği, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi).

Barış Girişimi: "Terörün her biçimini reddediyoruz"

Barış Girişimi adına yazar Oya Baydar‘ın açıklaması: "Terörün gücüne de, gücün terörüne de hayır" belgisiyle kurulmuş Barış Girişimi‘nin ilkelerine bağlı yurttaşlar olarak Ankara Ulus‘taki terör eylemini şiddetle kınıyoruz.

Türkiye‘yi kaosa, iç çatışmalara, müdahaleye, demokrasinin bir kez daha inkitaya uğratılmasına, hatta savaşa sürükleme sonucundan başka bir şey getirmeyecek olan bu terörist eylemleri planlayan ve uygulatan güçlerin, savaşı ve şiddeti ülkede ve bölgede yaygınlaştırma misyonuyla donatılmış oldukları acıktır.

İşlenen suç, her şeyden önce yasama hakkini ihlal eden bir insanlık sucudur. Bu aşamada, insanlığa, ülkemize ve bölgeye karsı islenen ağır suçta pay sahibi olmayan ve olmak istemeyen bütün yurttaşları, bütün örgüt ve hareketleri, terörist saldırılara ve şiddet yöntemlerine "ama" siz karsı çıkmaya ve halklarımızın birliğini ve kardeşliğini korumaya çağırıyoruz."

Mimarlar Odası: "Terörün geleceğimizi karartmasına izin vermeyelim!"

Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile birlikte açığa çıkan siyasal krizin ülkemizi erken genel secim surecine yönlendirdiği bilinmektedir. Genel secim surecinin sağlıklı bir şekilde yaşanması, halkın özgürce ve güven ortamı içinde sandık basına giderek tercihini yapması siyasi krizin aşılmasında önemli bir etken olacaktır. Bu süreçte ortamın bulanıklaştırılmasından medet umanların terörü tırmandırmaya çalıştıkları gözlenmektedir. Toplum olarak artan terör olaylarıyla yeni bir asamaya gelen gelişmelerden huzursuzuz. Güneydoğu‘dan her gün gelen çatışma haberleri yürekleri yakmaktadır, İzmir-Bornova‘ da ve Ankara-Ulus‘ta gerçekleştirilen bombalı eylemler terörün büyük kentlerde yeni bir asamaya geçtiğini göstermektedir. Bizler, bu ülkenin demokrasiden, barıştan yana aydın insanları olarak her turlu terörü lanetliyoruz. Terörün gücüne de gücün terörüne de boyun eğilmemesi, terörün geleceğimizi karartmaması gerektiğini önemle hatırlatıyor ve ilgili tüm kesimleri demokratik duyarlılığı artırmaya davet ediyoruz.

Ülkemizin geleceğine ilişkin yoğun siyasi tartışmaların yaşandığı bu donemi, yalnızca sıradan bir erken genel secim sureci olarak algılayamayız. Bu donem ayni zamanda 12 Eylül‘ün toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik oluşturduğu siyasal zeminin de sorgulanmasını gerektiriyor. 1980‘lerde küresel kapitalizmin dayattığı neo-liberal politikalarının ülkemiz insanına kabul ettirilmesini amaçlayan bu müdahalenin yarattığı ekonomik-toplumsal- kültürel ve siyasi ortamın, gerek devlet yapılanması ve sosyal devletten uzaklaşılması, gerekse muhalefete izin vermeyen secim sistem ve mekanizmalarıyla bugünkü siyasal krizin asil sorumlusu olduğunun altının çizilmesi gerekiyor. Son 27 yıldır yasadığımız hukuksal süreç, ayni zamanda oluşturduğu siyasal yapılanmalar ve iktidarlarla, bütün değerlerimizin yıpratıldığı, ülkemiz insaninin gururunun incitildiği bir süreçtir de ayni zamanda. İste bu anlamda içinde bulunduğumuz krizden kalıcı bicimde çıkmak için, özgürlükçü, çoğulcu, barışçı, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışı ortak paydasında, hukukun evrensel ilkeleri ve değerleri ile örülmüş yeni bir anayasaya kavuşmamız gerekmektedir.

Secim barajları kaldırılarak toplumun bütün kesimlerinin siyasal temsiline olanak tanıyan bir secim yasası benimsenmedikçe, her koşulda "dokunulmazlık" zırhıyla donanmış halkından kopuk ayrıcalıklı temsiliyetler devam ettiği surece krizleri tekrar yasamamız kaçınılmaz olacaktır. Temsili demokrasinin katılımcı demokrasiye evirilmesi, katılımcılığın teşvik edilmesi, seçenlerin seçilenleri izlemesi, denetlemesi ve uyarmasını olanaklı kılacak mekanizmaların oluşturulmasının, demokrasinin sağlıklı bir islerliğe kavuşması için gerekli olduğunu bilmemiz gerekiyor.

Bugünler, ayni zamanda bu anlamda yıllardır küresel güçlerce yönlendirilmiş politikalarla sindirilmiş bir toplumun kendi değerlerine sahip çıkma arayışında olduğu ve demokrasi güçlerinin isteklerini daha güçlü dile getirdiği, seslerini yükselttikleri, ülkenin yönetimine talip olanların da bu çağrıları dikkate aldıkları günler olarak da önem kazanıyor. Yaşanılan mitingler surecinde kitlelerin taleplerinin bu bağlamda, yıllardır yasadığımız 12 Eylül cenderesini sorgulamaya yöneleceğini umuyor ve diliyoruz.

Mimarlar Odası, kurulusundan itibaren kamu ve toplum yararına sorumluluğunu yerine getirmeye, yon göstermeye çalışan bir toplumsal kuruluş olarak, içinde bulunduğumuz kriz ortamında terörün artmasından endişe duymaktadır. Yerel değerlerle evrensel değerleri birlikte taşıyan bir mesleğin örgütü olarak Mimarlar Odası, tüm yaşamsal ve kültürel kaynaklarımızın geleceğinin Cumhuriyet değerleriyle demokratik değerlerin buluşmasından geçtiğini belirtmekte, tüm ilgili kesimleri Cumhuriyet ve demokrasi değerlerine sahip çıkmaya çağırmaktadır."

Bağlantılar

www.bilgibeykoz.net/default.aspx?pid=16780&nid=32789