Kazım Koyuncu ve onun gibi daha niceleri bu fütursuz tavırlar yüzünden ölmüştür. Daha da acısı, halkın gözünün içine bakarak nükleer santrallerin yarattığı felaketleri inkar edenler halka hesap vermemiştir.
25 Haziran 2005‘te, 34 yaşında, daha gencecikken toprağa verdik Kazım‘ı. Üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen acımız hala taze, Kazım‘ın gülen yüzü belleğimizde. Kazım Koyuncu‘yu ölümünün ikinci yılında sevgiyle anıyoruz. 26 Nisan 1986‘da meydana gelen Çernobil kazası sonucu 31 kişi hayatını kaybetmişti. Ukrayna ve Beyaz Rusya sınırında yer alan nükleer santralin dördüncü reaktöründeki patlama sonucu radyoaktif bulut ağır ağır bölgenin üzerine yayılmıştı. Dünya Sağlık Örgütü‘nün açıklamalarına göre Hiroşima ve Nagazaki‘ye atılan atom bombalarının toplamından 200 kat fazla olan patlamayla ortaya çıkan radyoaktif sızıntı, Karadeniz‘in öbür kıyısına, Türkiye‘ye kısa sürede ulaşmıştı. Buna rağmen dönemin yetkilileri bu felaketi çay içerek örtbas etmeye çalışmıştı. TTB‘nin yaptığı araştırmalarla sadece Hopa‘da ölümlerin %47,9‘unun kanserden olduğu tespit edilmişti. Yine aynı araştırmada bölgede Kanser Araştırma Hastaneleri‘nin kurulması gerektiği belirtilmişti. Bu araştırmanın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen hiçbir adım atılmamış, aksine "Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması" kanunu meclisten geçmiş, Cumhurbaşkanı bu kanunun bazı maddelerini TBMM‘ye geri göndermiştir. AKP Hükümeti‘nin, bunca acıya rağmen yangından mal kaçırır gibi giderayak nükleer lobilerine bu ülkeyi başka acılar yaşatması için teslim etmesi tam bir aymazlıktır. Kazım Koyuncu ve onun gibi daha niceleri bu fütursuz tavırlar yüzünden ölmüştür. Daha da acısı, halkın gözünün içine bakarak nükleer santrallerin yarattığı felaketleri inkar edenler halka hesap vermemiştir. Ölümünün ikinci yılında Kazım Koyuncu‘yu bir kez daha sevgiyle anıyor, bu vesileyle; Nükleer sevdalılarına bir kurban daha vermek istemediğimizi, Kanser Araştırma Hastaneleri‘nin ve erken tanı merkezlerinin kurulması, Karadeniz‘in tamamının kanser taramasından geçirilmesi, Nükleer santral sevdasından vazgeçilmesi taleplerimizi önemle belirtiyoruz. Saygılarımızla. EMO Ankara Şubesi 18. Dönem Yönetim Kurulu
|