TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası'nın düzenlediği İç Anadolu Enerji Forumu'nun sonuç bildirgesinde, ülkenin enerji kaynaklarının tümüyle kullanılmadığı ve nükleer santrallerin zorunluluk olmadığını vurgulandı. Bildirgede, nükleer "dibi görünmeyen suya" benzetilen santrallerin, ülkenin stratejik konumu nedeniyle önemli bir tehdit unsuru oluşturacağı savunuldu
ANKARA (ANKA)-TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), ülkenin enerji kaynaklarının tümüyle kullanılmadığı ve nükleer santrallerin zorunluluk olmadığını vurgulayarak, "Nükleer santraller ülkenin stratejik konumu nedeniyle önemli bir tehdit unsuru olabilecektir" açıklamasını yaptı.EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş, İç Anadolu Enerji Forumu‘nun (İÇEF) Sonuç Bildirgesi‘ni, Mülkiyeliler Birliği‘nde düzenlenen toplantıyla açıkladı. EMO Ankara Şubesi tarafından 8 farklı ilde yapılan alt forumlar ile düzenlenen İÇEF, İç Anadolu Bölgesi‘nin enerji üretim ve tüketim politikasının ortaya konulması, mevcut sorunların irdelenmesi, ülkeye ve bölgeye yönelik enerji politikalarının oluşturulması amacıyla gerçekleştirildi. Bildirgede, nükleerde dışa bağımlı işletme, yakıt, teknoloji ve çözülememiş atık giderme konularının genel elektrik enerjisi fiyatlarını da arttırıcı etkisi olacağı kaydedildi. Uluslararası boyutta "nükleer atık" konusuna çözüm bulunamadığı belirtilen bildirgede, "Henüz ortada olmayan bir çözümün, çözümü geliştirecek odaklar tarafından istenecek bedelinin ne olacağı bile belirsizdir" denildi. Bildirgede, dünyadaki tüm nükleer santrallerde zaman zaman kazalar yaşandığı, kazaların her birinin yüksek ek maliyetler ortaya çıkardığı ifade edilerek, şöyle denildi:"Nükleer santraller ile elde edilmesi planlanan enerji miktarı genel tüketim içinde çok önemli bir yer tutmamaktadır. Buna karşın kamuoyuna yapılan bilgilendirmelerde sanki enerji ihtiyacının tümü nükleerden elde edilecekmiş gibi ve nükleer santrallerin sonsuz kaynaklar olduğu gibi yanıltıcı bilgiler verilmektedir. Yapımı ve devreye alınması asgari 10-12 yıl sürecek olan nükleer santrallerin, olmazsa olmaz diyerek çözüm olarak sunulması anlaşılabilir değildir."Özelleştirmenin elektrik sektöründe de sürekli gündemde tutulduğu belirtilen bildirgede, "Kamusal açıdan baştanbaşa olumsuzlar içeren özelleştirme politikalarının iflas ettiği noktada, kamusal yararı ön planda tutan açılımların ve yaklaşımların alternatif olarak sunulmasının zamanı gelmiş durumdadır" denildi. Bildirgede, geri bırakılmış ülkelerde kamu tekelinin uluslararası sermayeye transfer edildiği vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi: -"AKP ELİYLE SÜRDÜRÜLEN POLİTİKALAR İNANDIRICILIĞINI YİTİRDİ" "AKP Hükümeti eliyle sürdürülen küresel kapitalist politikalar inandırıcılığını yitirmiş, kamunun sahip olduğu değerler sermayeye transfer edilmiş, hazine vergi girdilerinde önemli yer tutan kamu kurumları artık vergi vermeyen kurumlara dönüşmüş, özelleştirme ile dayatılan istihdam politikaları çalışanların sosyal hakları ve iş güvencelerini önemli ölçüde erozyona uğratmıştır. Ülke harpten çıkmış gibi ekonomik olarak çökertilerek tam bağımlı hale getirilmiştir. Kendisine yetemeyen ekonomi, yuvarlandıkça büyüyen bir çığ gibi borç batağına saplanmıştır."Bildirgede, ulusal enerji politikasının oluşturulması, enerji sektöründe birbirinden bağımsız olarak çalışan kurumların birleştirilerek, üretim ve yatırım planlarının tek elden yapılması gerektiği kaydedildi. Bildirgede, şu öneriler sıralandı: -"KAMUNUN ENERJİ YATIRIMI YAPMASINA OLANAK TANINMALI" "-EPDK, Enerji Piyasası Kanunu‘na dayanarak, kamunun enerji yatırımı yapmasına olanak tanımıyor. Sürdürülebilir kalkınmanın ve arz güvenliğinin sağlanması için enerji planlaması, yatırım ve üretimin kamu tarafından yapılmasının önündeki yasal engeller kaldırılmalıdır. -Ülkenin enerji ihtiyacının yerli kaynaklardan karşılanması öncelikli hedef olmalıdır. -Doğalgaz ağırlıklı enerji politikalarından vazgeçilerek, linyite dayalı termik santral projeleri devreye alınmalıdır. -Rüzgar enerjisi konusundaki çalışmalar kapsamı genişletilerek, hızlandırılmalıdır. -Elektrik sisteminin canlı, güçlü olması için şebekeler genişletilmesi, yenilenmeli ve güçlendirilmelidir. -Enerji verimliliği konusunda yapılacak çalışmalar için finans kaynakları geliştirilmelidir. -Rant ekonomisine dayalı faiz, borç ödeyen bütçe yerine yatırımlara öncelik veren bütçe oluşturulmalıdır.-Elektrik enerjisinde ticari karlılık değil, toplumsal yarar ön plana alınmalıdır. Sektördeki özelleştirmeler durdurulmalıdır." (ANKA)
|