· ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

 
EMO Kırşehir ve Kırıkkale İl Temsilciliklerinin yürütücülüğünde 24 Ocak 2009 cumartesi günü Kırşehir'de gerçekleşen Kırşehir-Kırıkkale Yerel enerji forumu Sonuç Bildirgesi kamuoyu ile paylaşıldı. Sonuç bildirgesine haberimizin devamından ulaşabilirsiniz...
 

"JEOTERMAL ENERJİ VE ENERJİ VERİMLİLİĞİ"
ANA TEMASI İLE GERÇEKLEŞTİRİLEN
KIRŞEHİR-KIRIKKALE İLLERİ YEREL ENERJİ FORUMU
SONUÇ BİLDİRGESİ

İnsani bir hak olan enerji; günümüzde halen 1.6 milyar insanın ulaşamadığı ve yararlanma olanağına sahip olmadığı, uğrunda savaşlar yapıldığı ve gelecekte da yapılacağı ve her geçen gün insan yaşamı için daha da zorunlu hale geldiği gerçekleri ile yaşamımızın vazgeçilmezi durumundadır.

Ülkemizin harcadığı enerji, 2007 yılı sonu itibariyle 100 milyon ton petrol eşdeğerini (MTep) aşmıştır. Dünya ve ülkemiz için önemi her gün artan enerji; ülkemizde yıllardır uygulanan IMF ve Dünya Bankası politikaları sonucu, yapılan özelleştirmeler ile kendi kaderine terk edilmiştir. Liberal ekonominin gereği diye ülkemize ve halkımıza dayatılan özelleştirmeler; kamu kaynaklarının yok pahasına satıldığı, çalışanların işsiz bırakıldığı ve alanın çok uluslu yabancı şirketlerin pazarı haline getirildiği bir süreçtir. Enerjide, AKTAŞ, ÇEAŞ, KEPEZ gibi örnekler ve özelleştirme politikalarının sonuçları ortada iken, dağıtım şebekelerinin "Elektrik Enerji Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi"nde belirtilen tarih ile 2009 yılı içerisinde özelleştirilmesi sürecinin bitirilmesi planlanmaktadır. Hızla özelleştirilmesi düşünülen üretim santralleri içinde yine aynı strateji belgesi 2009 yılını başlangıç yılı olarak kabul etmektedir. Geçmişte ve günümüzde yaşananlardan ders çıkarmak, merkezi ve stratejik bir planlama ile geleceği kurgulamak gerekmektedir.

Doğal kaynaklar bakımından zengin rezervlere sahip olmamıza rağmen ülkemizin enerji üretimindeki dışa bağımlılığı, yenilenebilir enerji kaynaklarını yeterince kullanmayışımız, sahip olduğumuz enerjiyi; üretiminden tüketimine kadar tüm safhalarında en yüksek etkinlikte ve verimlilikte değerlendirilmesini gerektirmektedir. Enerjinin üretiminden tüketilmesine kadar bütün aşamalarında kalitesi ve verimliliği, gerek enerji kaynaklarının daha ekonomik kullanımı gerekse çevreye ve tüketiciye olumsuz etkisinin en az düzeye indirilmesi bakımından, ülkemizde ve bütün dünyada hayati öneme sahiptir. Ülkemizde üretilen elektrik enerjisinin % 45‘inden fazlası doğal gaz ile üretilmektedir. İthal kömür santrallerinin yakıtları değerlendirmeye alındığında elektrik enerjisi üretiminde dışa bağımlı bir politika izlendiği açıktır. Türkiye, artan enerji gereksinimine yanıt verecek, enerjide dışa bağımlılığını kontrol altına alabilecek ve aynı zamanda da çevre dostu enerji politikaları geliştirmek zorundadır. Ulusal enerji politikaları üretmede, Türkiye‘nin önünde duran en önemli yollardan biri de enerjiyi daha verimli kullanmaktır. Enerji verimliliği en önemli enerji kaynaklarından biridir.

Bir diğer önemli kaynak yeni ve yenilenebilir güneş, rüzgâr, jeotermal gibi enerji kaynaklarıdır. Enerji kaynaklarının düzensiz kullanımı, doğaya yeterince önem verilmemesi, günümüzde dünyayı küresel ısınma ile yüz yüze bırakmıştır. Fosil yakıtların yakın zamanda tükenecek olması, fosil yakıt kullanımının atmosfere yaydığı emisyonların dünyanın ekolojik dengesini bozması, günümüzün en önemli sorunlarındandır. Yaşam için gerekli olan enerjinin temininin ve kullanımının doğru planlanmaması dünyayı iklimsel felaketlerin eşiğine getirmiştir. Bu nedenle enerji ihtiyacımızı karşılamak için doğru enerji planlamaları yapmak ve enerji üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmak zorunlu hale gelmiştir.

Yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan Jeotermal Enerjinin, sürdürülebilir, temiz ve çevre dostu olması; yanma teknolojisi kullanılmadığı için sıfıra yakın emisyona sebebiyet vermesi; konutlarda, tarımda, endüstride, sera ısıtmasında ve benzeri alanlarda çok amaçlı ısıtma uygulamaları için ideal şartlar sunması; rüzgar, yağmur, güneş gibi meteoroloji şartlarından bağımsız olması; kullanıma hazır niteliği; fosil enerji veya diğer enerji kaynaklarına göre çok daha ucuz olması; yangın, patlama, zehirleme gibi risk faktörleri taşımadığından güvenilir olması; % 95‘in üzerinde verimlilik sağlaması; diğer enerji türleri üretiminin (hidroelektrik, güneş, rüzgâr, fosil enerjinin) aksine tesis alanı ihtiyacının asgari düzeylerde kalması; yerel niteliği nedeniyle ithalinin ve ihracının uluslararası konjonktür, krizler, savaşlar gibi faktörlerden etkilenmemesi; gibi nedenlerle büyük avantajlar sağlamaktadır. Alp-Himalaya jeotermal kuşağında yer alan, jeotermal sahalar açısından Avrupa‘nın birinci, dünyanın da yedinci ülkesi olan Türkiye, jeotermal potansiyeli ile toplam elektrik enerjisi ihtiyacının % 5‘ine kadar, ısıtmada ısı enerjisi ihtiyacının %30‘una kadar  karşılayabilecektir. Ancak bunların ağırlık ortalaması alındığında Türkiye enerji (elektrik + ısı enerjisi) ihtiyacının %14‘ünü karşılamaya taliptir. Elektrik üretimi, şehir ısıtma, soğutma, sera ısıtma, termal tesis ısıtma, kaplıca kullanımı, kimyasal maddeler üretimi, sanayide kullanım vb uygulamalarda tam değerlendirilmesi ile sağlanacak hedef yıllık net yurtiçi katma değer 20 Milyar USD civarındadır. Ülkemizde; 5 milyon konut ısıtma eşdeğeri veya 150 bin dönüm sera ısıtması, 1 milyonun üzerinde kaplıca yatak kapasitesi,  yıllık 9.3 Milyar dolar Fuel-Oil eşdeğeri (30 milyon ton/yıl),  yıllık 30 milyar metreküp doğalgaz eşdeğeri olan jeotermal ısı potansiyelinin halkımızın yararına değerlendirilmesi için gereken her türlü çaba öncelikli yapılması gerekenlerdendir.

ÖNERİLER:

1.    Elektrik enerjisi depo edilemezliği nedeniyle üretildiği anda tüketilmek zorundadır. Elektrik enerjisi hizmetinin kaliteli, devamlı ve kesintisiz verilmesi esastır. Bu yüzden üretiminden, iletimine ve dağıtımına kadar merkezi bir plânlamayı zorunlu kılar.

2.    Sektördeki özelleştirme uygulamalarına son verilerek koordinasyon, yetişmiş insan gücü, ekonomik kaynak ve ileri teknoloji politikalarıyla güçlendirilmiş kamu kontrolünde örgütlü ve etkin bir yapı oluşturulmalıdır.

3.    Jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli suların kamu yararı ve ülke çıkarları doğrultusunda maksimum faydayı sağlayacak biçimde kullanılmasına yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır,

4.    Değerlendirilmeyi bekleyen 30.000 MW kapasitedeki ısıl amaçlı jeotermal su kaynakları değerlendirilerek on binlerce evin jeotermal sıcak su ile ısıtılması sağlanmalıdır.

5.     Enerji tasarrufu ve verimliliği politikaları geliştirilerek uygulanmalıdır. Özellikle sanayi elektriği tüketiminin %70‘inin motorlarla sağlandığı düşünüldüğünde yüksek verimli kullanım standartlarının uygulanmasında titizlik gösterilmelidir.

6.    Gelişmişlik kişi başına tüketilen enerji miktarı ile değil enerjiyi verimli kullanım ile doğru orantılı olmalıdır.

7.    Enerji kalitesi ile ilgili kapsamlı bir ulusal standart oluşturulmalı ve dağıtım şebekelerinin ve elektrikli cihazların bu standartlara uygunluğu denetlenmelidir.

8.    Yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları enerji planlamasının ana unsuru olmalıdır.

Tüm ilgililerin ve kamuoyunun dikkatine önemle sunulur.

EMO ANKARA ŞUBESİ