IMF-Dünya Bankası guvernörler toplantıları devam ederken, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından Taksim’de düzenlenen ve binlerce kişinin katıldığı protesto eylemine güvenlik güçleri sert müdahalede bulundu. Yaklaşık 6 bin kişinin katıldığı eylemde, 4 örgütün ortak açıklaması okunurken emniyet güçleri tarafından biber gazı ve tazyikli su ile müdahale edildi.
Emniyet güçlerinin sert müdahalesi sonrası açıklama yapan DİSK, KESK, TMMOB ve TTB yöneticileri saldırıyı kınayarak, gözaltına alınanların serbest bırakılmasını, İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürünün 4 örgütten özür dilemesini istedi. IMF ve Dünya Bankası Guvernörler Toplantısını protesto etmek için bugün sabah saatlerinden itibaren binlerce kişi Taksim Meydanı‘nda toplanmaya başladı. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB‘nin öncülük ettiği protesto eylemine TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, TMMOB Yönetim Kurulu Üyeleri, TMMOB İstanbul İKK Sekreteri Tores Dinçöz, TMMOB‘nin İstanbul birimlerinin yöneticileri ve çok sayıda TMMOB üyesi de katıldı. Örgütleri temsilen DİSK Genel Başkan Yardımcısı Ali Camcı, KESK Genel Başkanı Sami Evren, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve TTB Merkez Konseyi Başkanı Gençay Gürsoy tarafından basın açıklaması yapıldı. Açıklama KESK Genel Başkanı Sami Evren tarafından okundu. Ortak açıklama şöyle: IMF ve Dünya Bankası yıllık toplantı yapmak için ülkemizdeler. Küresel sermayenin krizi nasıl en ucuz yoldan atlatacağını tartışmak, yeni taktikler, stratejiler oluşturmak için İstanbul‘da buluştular. İstanbul Valiliği ve Belediyesi aylardır bu toplantı için hummalı bir faaliyet içinde; toplantının yapılacağı bölgeler asfaltlandı, temizlendi, yeniden donatıldı. Amaç daha 3 hafta önce yurttaşlarını sele teslim eden, varoşlarında milyonlarca yoksul emekçinin sefalete mahkûm edildiği İstanbul‘u küresel bir kent olarak pazarlamak; IMF‘ye şirin görünmek. Ama onların şirin görünmek istediği küresel sermaye kurumlarının kim olduklarını biz emekçiler çok iyi biliyoruz. IMF‘yi de Dünya Bankası‘nı da Türkiye‘nin emeğinin hakkıyla geçinme mücadelesi veren, bu ülkenin değerlerini yaratan, hayatı her gün yeniden kuran, okutan, yazdıran, sağaltan, inşa eden, üreten emekçileri çok iyi biliyoruz. Stand by‘larını, kemer sıkma programlarını, faiz dışı fazla hedeflerini, harcama disiplini programlarını çok iyi biliyoruz. Çünkü yıllardır bu kurumların oluşturduğu programları harfiyen uygulayan hükümetler tarafından yönetiliyoruz. Her politikaları aleyhimizedir, yaptıkları her şey, attıkları her adım emekçilere, yoksullara, halklara karşıdır. Bugün onların bu toplantılarda aradıkları, artık her tarafından dökülen ve insanlığa savaş, gözyaşı ve sefaletten başka bir şey getirmeyen bu küresel sömürü düzenini kapitalist/emperyalist sistemi sürdürmeye yönelik bir çözümdür. Bizler ne onların kurumlarını ne de onların çözümlerini değil tartışmak, varlıklarını bile kabul etmiyoruz. Buradan sizlerle önemli bir çağrıyı paylaşmak istiyorum. Bütün "güney ülkeleri" adına, yani ezilen, geri bıraktırılan, geri kalmış, gelişmekte olan adına ne derseniz deyin, bugüne kadar emperyalist ülkeler ve onların sistemlerinin korunup, işlemesini sağlayan IMF, Dünya bankası gibi kuruluşları tarafından sömürülen ülkeler adına bir çağrı yapıyorum. Bu çağrıyı ülkemizde milyonlarca işçi ve emekçiyi bağrında bulunduran emek ve meslek örgütleri adına; emekten ve ülkesinin geleceğinden, bağımsızlıktan, sosyal adaletten, özgürlüklerden yana ilerici, devrimci, demokrat, sosyalist milyonlar adına yapıyorum. Buna hakkımız olduğuna inanıyor, milyarlarca dünya vatandaşının bu çağrıya katılacağına güveniyorum. Arkadaşlar IMF ve Dünya bankası emperyalist zengin ülkelerin azgelişmiş, gelişmekte olan ülkeleri bir sömürü aracıdır. Bu nedenle IMF ve Dünya bankası lağvedilmen, bugüne kadar ülkeleri sömürerek elde edilen kazançları halklara geri ödenmelidir. Bizden aldıklarını geri istiyoruz. Bu kurumların yerine gelişmekte olan, azgelişmiş ve desteğe muhtaç ülkelere ; -yeni istihdam kaynakları, -yoksullulara sosyal yardım, -çevrenin korunması, -eğitim, sağlık, sosyal güvenlik konusunda uluslararası koruyucu yasalar ve destek örgütleyecek, ULUSLARARASI EMEK FONU ve DÜNYA EMEK VE ÇEVRE BANKASI oluşturulmalıdır. IMF ve Dünya Bankasının bugüne kadar haksız gelirleri kayıtsız şartsız bu yeni oluşturulan kurumlara devredilmelidir. Bu kurumlara bugüne kadar ülkeleri sömüren "zengin ülkeler", "kuzey ülkeleri" belli oranlar üzerinde katkı sunmak zorunda bırakılmalıdır. Bu kurumların yönetimi "güney ülkeleri", diye adlandırılan, geri bıraktırılmış, geri kalmış, gelişmemiş, gelişmekte olan diye adlandırılan ülkelere, ancak sadece yukarda belirtilen harcamaları planlamak üzere bırakılmalıdır. Evet, yeni bir çağrı yapıyoruz. Biliyoruz ki, IMF ve DB varoldukça, zengin ülkeler daha zengin, kapitalizm yeni / yeniden kendi krizlerini yaratacak ve de milyonlarca işçi ve emekçi, için açlık - işsizlik - yoksulluk kaçınılmaz bir kader olarak geri dönecektir. İşçi ve emekçilerin asıl kurtuluşunun kapitalizmin ortadan kaldırılmasıyla oluşacağı inancıyla bir kez daha haykırıyoruz; IMF ve Dünya Bankası lağvedilmelidir. Biz işçiler, emekçiler, ezilen, sömürülen dünya halkları yeni bir dünya istiyoruz. Eşit, özgür, emeğin, çevrenin, insanlık değerlerinin korunup desteklendiği, savaşların olmadığı, halkların kaderlerini tayin ettiği, bir gelecek için haykınyoruz ki BÖYLE BİR DÜNYA MÜMKÜN. IMF- DÜNYA BANKASI LAĞVEDİLSİN. DİSK - KESK - TMMOB -TTB
|