MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

 
HUKUKİ DESTEK
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

İNTERNET'İN DEĞİŞİMİ VE DEĞİŞTİRDİKLERİ PANELİ DÜZENLENDİ



 
İnternet haftası kapsamında, "İnternet'in Değişimi ve Değiştirdikleri" başlıklı panel 17 Nisan 2010 Cumartesi günü EMO Genel Merkezi Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Panel Yöneticiliğini ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Ruket Çakıcı’nın yaptığı panele ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Atilla Özgit, Bilişim Hukuku konusunda çalışmalar yürüten Avukat Özgür Eralp ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Aylin Aydoğan konuşmacı olarak katıldılar.
 

 

Panelde ilk açılış konuşmasını EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş yaptı. Konulmasının başında EMO Ankara Şubesi`nde bilgisayar mühendisliği alanında çalışan üyelere teşekkür eden Pektaş "İnternet haftası kapsamında yapılan bu etkinlikte internetin hayatımıza nasıl girdiği yaşamlarımızı nasıl etkiledi konularını değerlendireceğiz. Eskiden haberleşme oldukça güçtü, günümüzde ise oldukça kolaylaştı. E-postalar, SMSler, cep telefonları haberleşmeyi çok hızlı ve çok kolay hale getirdi ama insanların yaratıcılığını olumsuz etkilediği de söylenebilir. Olumlu, olumsuz yanlarıyla, yeni kavramlarla, geçmişte kalan nostaljik anılarla, ucu yanık mektuplarla, kartpostallarla, internetin hayatımıza olan etkisini değerlendireceğimiz bir panel olacağını umuyorum. Bu panelle iletişimi hem politikaları hem de teknik yönüyle, hem de ticari bir alan olarak görülmesi boyutuyla ele alacağız" diyerek konuşmasını sonlandırdı.

İnternet Olmadan Küreselleşme de Olmaz

Pektaş`ın ardından EMO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Bozkırlıoğlu da yaptığı açılış konuşmasında şunları kaydetti: "İnternet dediğimiz şey 1980`lerden sonra gelişen bilgi teknolojileri ile hayatın tamamına müdahale eden bir olgudur. İyi ya da kötü demiyorum ama hayatın tamamına bir şekilde müdahale etmiş, hayatı değiştirmiştir. Bir makalede internet için "tekno-ekonomik paradigmanın baş aktörlerinden bir tanesi" tanımı kullanılmıştı. Tekno-ekonomik paradigma aslında şöyle bir kavram; bazı teknolojilerle beraber kurumsal yapının yani sosyolojik, siyasal ve ekonomik yapının da değişimini, beraberce gelişimini anlatıyor. İnternet olmadan küreselleşmeden ya da esnek çalışmadan, evden çalışma modellerinden bahsetmekte mümkün olmazdı. Bütün bu değişimler bu panelin de içeriğini oluşturuyor."

Açılış konuşmalarının ardından ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Ruket Çakıcı`nın yöneticiliğinde panel başladı. İnternetin artık toplumun her alanında yaşayan, yönlendiren, söz sahibi olan ve adeta kendi kendine hareket eden, neredeyse canlı, karmaşık bir organizma haline geldiğini belirten Çakıcı "Bu denli hayatımıza yayılmış ve bu denli yaygın başka bir teknolojik olgu olmaması çağımızın da artık yavaş yavaş  bir anlamda "internet çağı" olarak adlandırılmasını haklı kılıyor" diyerek internetin hayatımızdaki yerine dikkat çektiği giriş değerlendirmesini şöyle sürdürdü: "İnsanın sosyalleşme, sosyal çevresiyle kendini var etme gereksinimi çok kolay hale getiren internet bu yönden hayatımızın vazgeçilmezi oldu. İnternet artık sadece bir haberleşme aracının ötesinde günümüzde muazzam bir bilgi kaynağı, bilginin ve bilimin yayılması için; çeşitli meslek dalları ve akademik çalışmalarda paylaşım için çok önemli bir araç haline geldi." Hayatımız için son derece önemli olan "internet" olgusunun beraberinde bir takım teknik, politik ve etik tartışmaları da getirdiğine işaret eden Çakıcı ilk sözü ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Atilla Özgit` e verdi.

Özgit internetin dünyada ve Türkiye`de ortaya çıkışı, gelişimi ve değişimini ana hatlarıyla ortaya koyduğu konuşmasında dinleyicilere bir yakın tarih anlatımı da gerçekleştirmiş oldu. Özgit internetin yakın tarihine ilişkin şöyle bir değerlendirme yaptı: "1960`larda başlayan bilimsel çalışmalar, 1972`lerde savunma odaklı bazı ihtiyaçların ortaya çıkışı ile 1974`de askeri alanda savunma sistemleri odaklı yürütülen çalışmalar ve 1977`de kullanılmaya başlayan eternet internetin ortaya çıkşındaki kilometre taşlarını oluşturmaktadır. 1980 yılında ilk PC ortaya çıktı ve satılır hale geldi. Bununla artık internet de yayılmaya başladı. 1984`te Unix işletim sistemi geliştirildi ve açık kaynak kodu hayatımıza girdi. Unix`le birlikte akademik dünyada ciddi bir patlama başlamış oldu. Önce Amerika`da hemen ardında Avrupa`da bu teknolojiye geçildi. 1985`te de "Workstation" dediğimiz hızlı işlemciler ortaya çıktı. Workstation`ların ortaya çıkması ile 1985`ten 1990`ların başına kadar bu teknoloji hızla yayıldı."

İnternetin bugünkü şekliyle olmasa da 1985`ten itibaren Türkiye`de de kullanıldığını ifade eden Özgit aktarmalı bir sistem olan o yıların internet teknolojisinin Fransa istasyonunda yaşanan tıkanmalar sonrasında ülkemizdeki çalışmalara hız kattığını sözlerine ekledi. Özgit sözlerini şöyle sürdürdü: "O dönem ülkemizdeki teknolojik olanaklar ve hat kapasitesi kısıtlıydı ama biz Bilkent, Boğaziçi ve ODTÜ arasında deneysel çalışmalara başladık. 1991`de Türkiye`ye yeni bir hat getirmek ve doğrudan internet bağlantısı sağlayabilmek için TÜBİTAK`a bir başvuruda bulunduk. Bu çalışma için o zaman 130-140 bin dolar kadar bir bütçe ayrıldı. Bu bütçenin 20 bin dolarına bir rooter ve bir bilgisayar aldık, 1000 dolar kadarını da hat sağlanması için Türk Telekom, PTT ve bir Amerikan komünikasyon firmasına verdik. Uluslararası hatlar yarım devre şeklinde fiyatlandırılıyordu ve böylece 1 senelik bağlantıyı sağladık. Ama bu marka bağımlı teknoloji birkaç yıl içinde yerini internete bıraktı. 1992 Ekim ayında ilk Turpak bağlantısı açıldı, Erdal İnönü yapmıştı bağlantıyı. 1993 ilk canlı bağlantımızı yaptığımız yıl oldu. Bu canlı bağlantıdan 6 ay öncesinde bağlantı sağlanmıştı ama çok pahalı bir sistemdi. Sadece ODTÜ Bilgisayar Merkezi`nde 3-5 bilgisayar arasında bağlantı sağlamıştık. Herkese açık sabit hatlı bağlantı 12 Nisan 1993 te açıldı. Şimdi 17. yılını kutluyoruz. Bu tarihten sonra kamuda da bir hareketlilik başladı. İlk bağlanan kurumlar Dış İşleri Bakanlığı ve Merkez Bankası oldu. Sonraları özel sektör de bu işe dâhil oldu. Bir süre Bilkent ve ODTÜ işbirliğinde yürüdü, ODTÜ bu işi bıraktığında 250 kuruluş ve tüm üniversiteler bu ağa bağlıydı."

Ülke çapında internet kullanımında yaygın ağa geçişi de anlatan Özgit konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Sonrasında Türkiye`de yaygın ağa geçilme süreci başladı. TÜBİTAK ve Türk Telekom işin içine girdi, bu iş için ihaleler açıldı, en son içinde ODTÜ, Satko ve bir Amerikan firmasının olduğu bir konsorsiyum kazandı ihaleyi. Fakat ODTÜ bu ticari arenada, bu mantıkla, bu işin içinde olamayacaktı ve nihayetinde ayrıldı bu projeden. O proje bir şekilde başarılı olamadı sonrasında Türk-Telekom TTNET`i kurdu ama onun da başarıya ulaşması 2000-2001 yıllarını buldu. Fakat maalesef Türkiye`de yapılan birçok işte zamanın bir değeri yok ve onca yıl çöpe atılmış yıllar olarak kaldı. Aradan geçen yıllar içinde Batı`nın çok gerisinden gelerek internet bugünkü halini aldı."

Panelin ikinci konuşmacısı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Aylin Aydoğan oldu. Aydoğan gelişen ve hızla değişen bilişim teknolojileri ile iletişim alanının da aynı değişime maruz kaldığını ifade etti. Teknolojik değişimin toplumsal katmanlara nasıl yansıdığını ve medya alanının bu değişimde oynadığı rolü anlattığı konuşmasında Aydoğan şunları kaydetti: "İletişim teknolojileri dediğimizde her bir iletişim biçimi için yeni bir teknoloji, yeni bir uç araç karşımıza çıkıyor. Eskiden iletişimin en önemli araçlarından biri telefondu ve sadece ses iletişimi sağlıyordu. Ama bugün gelinen noktada yöndeşme ile birlikte artık telefonla internete de bağlanabiliyoruz. Dolayısıyla yöndeşme artık şöyle bir gerçeklik olarak ortaya çıkıyor; sayılsal teknolojilerdeki gelişmeler ve bunların iletişim alanına eklemlenmesi ile birlikte daha önceleri birbirinden farklı olan altyapılar, içerikler ve donanımların ortak bir platformu kullanmaya başladığını görüyoruz."

Artık Cep Telefonu Sadece Bir Telefon Değil

"Artık bir altyapı üzerinden farklı iletişim hizmetleri verilebiliyor. Örneğin cebimizdeki telefonla artık veri iletişimi de yapabiliyoruz, sesli iletişim de yapabiliyoruz, video ya da fotoğraf da paylaşabiliyoruz. Ama yöndeşmenin yansımaları sadece teknolojik alanda değil, iletişim endüstrisinde de yansımaları oluyor. Çünkü yöndeşme ile birlikte bu endüstrinin de değişmesi gibi bir iddia çıkıyor ortaya. Eğer bu hizmetlere ulaşmamızı sağlayan teknolojiler gelişiyor, sınırlar ortadan kalkıyorsa bu hizmetlere ulaşmamızı sağlayan politikalarında gelişmesi, değişmesi gerektiği söylemi karşımıza çıkıyor. Tabii bu değişiklikler de bu iletişim alanındaki büyük aktörlerin lehine bir takım düzenlemeleri beraberinde getiriyor. Medya sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin bu alanı besleyecek başka sektörlerde de faaliyet üretmelerine olanak sağlayacak bir takım düzenlemeler yapılıyor. Bu alana örnek vermek gerekirse telekomünikasyon firmaları internet servis sağlayıcıların alanına giriyorlar, kablo tv operatörleri bu altyapı üzerinden internet erişim hizmeti sunmaya başlıyorlar, örneğin medyanın görsel, işitsel alanında, televizyon, gazete gibi alanlarda faaliyetleri olmayan aktörler bu alandaki fırsatlardan yararlanmak için bu alana doğru yatırımlar yapıyorlar, telekomünikasyon operatörleri bu alan üzerinden içerik sunmaya başlıyorlar… Tüm bunların sonucunda "medya endüstrisinin görünümü nasıl şekilleniyor?" diye soracak olursak bu endüstri içinde yatırımları olan büyük aktörlerin bütün alanları kapsayacak şekilde yatırımlar yaptığını, faaliyet alanlarını genişlettiğini görüyoruz. Daha önce bu sektörde faaliyetleri olmayan yatırımcıların da internet dolayımıyla, internet üzerinden sunulan bu içerik ve hizmetlere yatırım yapma vesilesiyle önemli birer aktör haline geldiğini görüyoruz.

1980`den itibaren ticarileştirilmeye başlanan medya alanı daha da ticarileştirilerek bu aktörlerle belirlenmeye, domine edilmeye başlanıyor. Bu tabii karamsar bir tablo, "bu internet hiç mi iyi bir işe yaramıyor?" sorusu geliyor akıllara. Bu son dönemin ciddi tartışma konularından bir tanesi, ben de internetin bir takım ciddi potansiyelleri olduğunu düşünüyorum ama asıl önemlisi bu potansiyellerin nasıl hayata geçeceğidir. Bu alanı nasıl daha verimli kullanabiliriz sorusuyla yaklaşmak gerekir.

İnternet Alternatif Bir Alan mı?

İnternetin egemen medyanın yapılanması ve aşırı ticari konumu nedeniyle temsil edilemeyen kesimlere ciddi olanaklar sunduğu yönünde bir yaklaşım var. Çünkü internetin geleneksel medya dediğimiz radyo, televizyon, gazete ile karşılaştırıldığında daha ucuz bir içerik üretim ve dağıtım altyapısı olduğu söylenebilir. Dolayısıyla geleneksel medyada çok fazla söz hakkı bulamayan, oralarda temsil edilemeyen grupların internet dolayımıyla kendilerini ifade edebildikleri, seslerini duyurulabildikleri gibi bir iddia var. Ayrıca buna ek olarak internet medyayla ilişki kurma konusunda dezavantajlı olan kesimlerin kendilerini ifade edebilecekleri bir medyayı yaratmalarını olanaklı kılıyor. Bu tür gelişmelere şimdilerde internet gazeteciliği, radikal gazetecilik, yurttaş gazeteciliği, katılımcı gazetecilik, etkileşimli gazetecilik gibi bir takım isimler verilebiliyor. Bütün bunları bir çatı altında toplayacak olursak internet bir alternatif gazetecilik modeline olanak sağlıyor diyebiliriz. Toplumsal mücadele alnında bunun çok iyi kullanıldığı örnekler de var. Burada demokratikleştirici bir potansiyel olduğu yönünde bir inanç var. Diğer taraftan kullanıcının oluşturduğu içerikler de var. Sosyal paylaşım siteleri, haber sitelerinin yorum, forum sayfaları gibi kullanıcının bilgi paylaşabildiği, kendini ifade edebildiği alanlar var. Ama diğer taraftan bu sosyal paylaşım sitelerinin de büyük patronları var. Bir özgürleşme alanı gibi sunulurken diğer taraftan orası bir kâr alanı olarak işletilmeye devam ediyor. Bu alanda ciddi sorulara ve ciddi tartışmalara ihtiyaç vardır ve en önemlisi de ciddi bir iletişim politikasına duyulan ihtiyaçtır."

Panelin son konuşmacısı Bilişim Hukuku konusunda çalışmalar yürüten Avukat Özgür Eralp idi. İnternet dünyasındaki gelişimle birlikte bunun hukuk ayağında ne gibi değişimler yaşandığı, ne gibi mevzuat çalışmaları yapıldığı hakkında bilgiler sunan Eralp  hala internet, bilişim ya da genel olarak bilgi teknolojileri alanında ayrıksı net bir düzenleme bulunmadığının altını çizdi. Yıllar içinde yaşanan teknolojik gelişmelerin akabinde kanunlar nezdinde hayata geçirilen yasal düzenlemelere örnekler veren Eralp şunları kaydetti: "İlk defa 1991 yılında TCK`ya "Bilişim Suçları" başlığı altında bir kavramın girdiğini gördük. Bununla ilgili ilk yasal girişimin de yine bu yılda olduğunu söyleyebiliriz, daha sonra 2004 yılında TCK`da yapılan değişiklikle bu kavram mevzuata yerleşti. Önceleri veri hırsızlığı, veri silmeler gibi suçlar karşımıza çıkmaya başladı asıl vahim olanı banka kartı ve kredi kartı ile işlenen suçlar ve ATM hırsızlıkları çok arttı bu dönemde. Eskiden "nitelikli dolandırıcılık" ya da "banka dolayımıyla dolandırıcılık" kapsamında alınırken bu suçlar 2004 yılındaki değişiklikle birlikte sadece bu konuya özel bir madde düzenlendi. Ekonomik alanda bilişim teknolojileri kullanımı artınca bu alandaki dolandırıcılıklar da artmaya başladı. Yine 2004 yılında ayrıksı bir kanun sayılabilecek Elektronik İmza Kanunu çıktı.  Tabi teknolojik gelişmeye bağlı olarak telefon dinleme vakaları arttı, GSM operatörleri üzerinden dinlemeler gündeme girdi. Tabi kolluk kuvvetleri de bu imkânlardan yararlanmak istediler, çok basit iletişim düzenekleri ile bu işleri yapılabilir hale geldi. Yine 2004 yılında TCK`da bu izlemelerin ne şekilde yapılması gerektiği yönünde bir düzenleme yapıldı. Bu beraberinde insanları teknik araçlarla izleme takibinin yapılması konusu da gündeme getirdi. Görüntü ve ses kaydetme ve bu verilerin kullanımına ilişkin bir takım esaslar belirlendi. Veri depolama aygıtlarında yasal aramanın ve el koymanın nasıl yapılacağı düzenlenmeye başlandı. Yani teknolojinin gelişimiyle birlikte hayatımızda yer alamaya başlayan araçlar ve aygıtlarla ilgili yasal mevzuatlar büyük ölçüde oluştu. Artık bilişimle ilgili hukuki mevzuatımız yoktur söylemi geçerliliğini büyük ölçüde yitirdi."

İnternetin Kullanım Amacını Kullanıcıların Eğitim Durumları Belirliyor

Bilişim suçları konusunda asıl irdelenmesi gereken noktanın mevzuat çalışmalarından çok kullanıcıların etik değerlere sahip çıkmaları konusu olduğunu vurgulayan Eralp sosyal paylaşım sitelerinin bütün dünyayı sanal ortamda özgürleştirme, sınırsız iletişim sağlama özelliklerinin yanında kötü amaçlar için kullanıma açık formatlar olduğunu belirtti. Eralp "Özelikle genç kuşak her şeyini bu sitelerde paylaşır hale geldi. Bu bilgiler her niyetten, her kesimden insanın ulaşımına açık. Bu noktada mahremiyet kavramı devreye giriyor. Bu kavramın sınırların çizilmesine ihtiyacımız var. İnternet her isteyenin bir diğerini kolayca karalayabildiği, ona zarar verebildiği bir ortam olmamalıdır. Bu açıdan bir takım güvenlik önlemlerine ihtiyaç vardır. Rumuzla girilen bir suç unsuru ifadenin sahibine ulaşılabilinmelidir. Teknolojik olarak internet bu altyapıya da sahiptir ancak bu büyük izleme ağında her zaman doğru kişiye ulaşılacak diye bir kural da yoktur. Örnek olarak bir başkası sizin bilgisayarınıza girip oradan birisine hakaret edebilir ve sizin bilgisayarınız olduğu için bu sizi suçlu yapmaz. Dolayısıyla yasamız, maddemiz, mevzuatımız çok, bunlardan yana bir sıkıntımız yok ama dikkat çekmemiz gereken şey ülkemizde internetin kullanım amacı ve kullanıcıların eğitim durumu.  Son gelinen noktada çarpıcı bir örnek vermek gerekirse Ankara`da Bilişim Suçları Savcılığı`nda bekleyen dosyaların neredeyse %80`i özel yaşama, karı-koca ilişkilerine yani kişisel mahremiyete dair dosyalar" sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Panel salondan gelen katkı ve sorular ile ikinci turda konuşmacıların verdiği cevaplarla sona erdi.

 



“SANAL ÇALIŞANLAR GELİYOR” RPA: ROBOTİK SÜREÇ OTOMASYONU BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

21.07.2023
 


Çok Okunanlar


TEMEL BİNA AKUSTİK UZMANLIĞI EĞİTİMİ FİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI TARAFINDAN DÜZENLENİYOR

TÜRK TELEKOM A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NATO VE TAFİCS GRUP MÜDÜRLÜĞÜ`NE ZİYARETTE BULUNULDU

EMO ANKARA ŞUBESİ 26. DÖNEM YÖNETİM KURULU BAŞKANI PROF DR. ŞEREF SAĞIROĞLU`NA BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANLIĞINA ATANMASINDAN DOLAYI TEBRİK ZİYARETİ

ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN

TÜRK TELEKOM A.Ş. ANKARA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ`NE ZİYARET

ICCI 2024 FUARINA GEZİ DÜZENLENDİ

KAMUSAL SİBER SAVUNMA DERNEĞİ’NDEN ŞUBEMİZE ZİYARET

EMO ANKARA ŞUBESİNDEN TBMM BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI’NA ZİYARET

TEKDER YÖNETİCİLERİNDEN ŞUBEMİZE TEBRİK ZİYARETİ

3 MAYIS DÜNYA ELEKTRİK ELEKTRONİK MÜHENDİSLERİ GÜNÜ KUTLU OLSUN!

Okunma Sayısı: 1822


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.