MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ANTALYA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 ANTALYA   BURDUR   ISPARTA 
 

 
FORMLAR
 
ÖLÇÜM BASVURU DİLEKCESİ
 
ÜYELİK
 
SMM
 
TEMSİLCİLİKLER
 
İŞ VE ELEMAN ARAYANLAR
 

EMO Antalya Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 24

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

`YAPI VE DENETİM ÇALIŞTAYI” SONUÇ BİLDİRGESİ YAYIMLANDI



 
17 Ağustos, 12 Kasım 1999 Doğu Marmara Depremleri sonrası Türkiye’de Yapı Denetimin gelişimi, 11 Mart 2011 Japonya Depreminin etkileri, Yapı Denetim Yasasının ve Yönetmeliği’nin getirdikleri, Yapı Denetim Yasa Taslağı, 7 Ağustos 2010 tarihli Resmi Gazete`de yayımlanan `Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik` gereği 1 Ocak 2011 tarihi itibariyle Yapı Denetim Kanunu 81 ilde uygulanmaya başlanması, uygulamada karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerilerinin ilgili taraflarca birlikte tartışıldığı `Yapı ve Denetim Çalıştayı” Sonuç Bildirgesi 15 Haziran 2011 tarihinde yayımlandı. Çalıştayın Sonuç Bildirgesine yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.
 

14 MAYIS 2011 ANTALYA YAPI DENETİM ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya Şubesi ve TMMOB Mimarlar Odası Antalya Şubesi birlikteliğiyle yapı denetim mevzuatı, işleyişi, uygulamaları ve sorunları ile çözüm yollarının arandığı yapı ve denetim çalıştayı 14 Mayıs 2011 tarihinde TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Antalya şube salonunda gerçekleştirilmiştir.

17 Ağustos, 12 Kasım 1999 Doğu Marmara depremleri sonrası Türkiye‘de Yapı Denetimin gelişimi, 11 Mart 2011 Japonya Depreminin etkileri, Yapı Denetim Yasasının ve Yönetmeliği‘nin getirdikleri, Yapı Denetim Yasa Taslağı, 7 Ağustos 2010 tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanan "Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" gereği 1 Ocak 2011 tarihi itibariyle Yapı Denetim Kanunu 81 ilde uygulanmaya başlanması, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri ilgili taraflarca birlikte tartışılmıştır.

Çalıştayda "Yapı Denetimde Yasal Durum, Sorunlar ve Çözüm önerileri" ve "Yapı Denetim Uygulamalarında Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri" başlıklı iki oturum yapılmıştır.

Bireyler, sağlam, kaliteli, standartlara uygun, güvenceli ve doğal afetlere dayanıklı yapılarda oturma hakkına sahiptir.

Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşakları içerisinde bulunmaktadır. Hızlı nüfus artışları, göçler, kontrolsüz ve plansız kentleşme, kaçak yapılaşma, sürekli uygulamaya konulan imar afları, deprem ve diğer afet risklerini her geçen gün arttırmaktadır. Doğayı esas almayan yapılaşmalar, uygun olmayan yer seçimleri ve bu yapılaşmalarla ilgili yanlış uygulamalar ya da kullanım kusurları afetlerin etkilerini - zararlarını arttırmaktadır.

Sürekli değişen plan kararları, imar kararları, birbiriyle bağlantı kurulamayan karmaşa yaratan, ayrı ayrı yapılan yasal düzenlemeler, yapı sürecine parçacıl bakan ve insan merkezli olmayan yaklaşımların göstergesidir. Bu anlayışın doğal sonucu olarak da, afet zararlarının azaltılmasında en akılcı yol olan, her ölçekteki planlama çalışmaları sırasında, doğal afet zararlarını azaltmaya yönelik planlama önlem ve faaliyetleri ihmal edilmiştir.

Depremlerin ve diğer doğa olaylarının (heyelan, su baskını vb) afete dönüşmemesi için; bilime, bilim insanlarına ve sivil toplum kuruluşlarına önemle kulak verilmelidir. Eğitim, planlama ve denetim çalışmalarında görev almaları, tüm ilgili bileşenler arasında dayanışma ve beraber hareket etmeleri sağlanmalıdır.

Büyüyen, değişen ve nüfusu hızla artan kentlerimizde; afetlerden etkilenme riski büyüyerek devam etmekte iken,  yapı denetimi ve yapı üretim sürecinde uygulanacak politikalar, düzenlemeler, ilgili tarafların ( Bakanlık, Belediye, Meslek Odaları, Yapı Denetim ve Müteahhitlik Kuruluşları.vb) katılımlarıyla oluşturulmalıdır.

Ülkemizde yaşanabilecek deprem, heyelan, su baskın vb. doğa olaylarında, can ve mal kaybetmeden yaşamanın yolu, eğitimli ve bilimsel esasları benimseyen, denetim ve kontrol yapabilen bir toplumsal yapıdan geçmektedir. Yapılarımız yetkin mimar ve mühendisler aracılığı ile yasa, yönetmelik ve standartlara uygun olarak denetlenmelidir. Denetimlerdeki rekabet yapı kalitesini arttırmaya yönelik olmalıdır.

Ülkemizdeki denetimsizliğin temel nedeni rant ilişkilerinin tekniğin önüne geçmiş olmasıdır. Yer seçiminden başlanılarak yapılan hatalar ve TMMOB‘nin ilgili Odalarının yapmak istediği kamusal denetimin engellenmesi, başta kaynak israfı ve niteliksiz yapı üretimi gibi çok önemli sorunları ortaya çıkarmıştır. Yapının uygun olmayan zemine yapılması, denetimsiz ve sağlam yapılmaması sonucunda da deprem vb. felaketlerde can ve mal kaybının fazla olması acı bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapı alanının seçiminden başlanılarak yapılan hatalar, yapım süresince büyüyerek devam etmektedir. Denetim inşaatın yapılması ile başlamaz. Yapının yapılacağı yerin zemin etüdünün doğru yapılıp yapılmadığı, hazırlanan plan ve projelerin İmar Kanunu ve Yönetmeliklerine, teknik şartname ve kurallarına, hizmetin türüne ilişkin Türk Standartları ile Oda Yönetmelik, Yönerge ve Çizelgelerine uygun olarak üretilip üretilmediğinin denetimi ile başlar. Yapı denetim kuruluşlarında zemin etüdü,mimari, betonarme, mekanik ve elektrik projeleri aynı zamanda denetlenebilmelidir. Farklı meslek gruplarının birbirini etkileyen tesisat v.b. imalat projelerinin birbirine uygunluğu kontrol edilmelidir. Daha sonra proje denetçisi mühendis ve mimarlar tarafından onaylanmalıdır. Onaylanan projeler ilgili idare tasdikine sunulmalıdır.

Uzun yıllar farklı konularda uzmanlaşan ve bina yapısı ile ilgili bir deneyimi olmayan bazı mühendis ve mimarlara mesleki deneyim süresini doldurmaları nedeniyle denetçi belgeleri verilmekte ve proje ile yapı uygulamalarından sorumlu tutulmaktadırlar. Denetçi belgeleri; uzmanlık alanlarına göre ve meslek odalarınca verilecek eğitimler sonunda, değerlendirme sınavından başarılı olmuş deneyli mimar ve mühendislere verilmelidir.

Yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu arasında yapılan para ve hizmet pazarlığı ile asgari denetim hizmet bedeli altında ücret alınması sonucunda denetçi ve kontrol elemanları mimar ve mühendislerin çok düşük ücretlerle çalıştırıldığı bilinmektedir. Ne yazık ki denetçi ve kontrol elemanlarının yasanın verdiği sorumluluğu yeteri kadar bilmemeleri, bu ücrete bu kadar iş yapılır mantığı ile hareket etmelerine neden olmaktadır. Bu da denetim görevini ciddiye alan kuruluş ve denetçilerin işini zorlaştırmakta olduğundan, yasadaki bu boşluğa mutlaka önlem alınmalıdır.

4708 Sayılı Kanun‘un uygulanmaya başlamasından sonra bazı iyileşmeler olmuştur. Ancak daha iyi sonuç alınabilmesi için sorunlara çözüm getirecek kanun ve yönetmelik değişikliği halen yapılmamıştır. Anayasa‘nın 135. maddesi ve 6235 sayılı TMMOB Kanunu gereğince, ‘Odalar üyelerini mesleki açıdan denetler‘ denmesine rağmen 4708 sayılı yasada ifade edilen "hiçbir kurum ve kuruluştan vize ve onay alınmayacağı" ibaresi nedeniyle Odalarca mesleki denetim hizmeti yapılamamaktadır.

Yapı Denetimi; yapı sahipleri için talep edilen bir hizmet olmaktan çok yasal bir zorunluluk haline gelmiştir. Talep edilmediği için de serbest rekabet koşullarında tamamen pazarlık esasında şekillenen, mevzuata uygun evrak tamamlamaya dönüşmüştür. Oysa rekabetten beklenen, hizmet teknolojisinin ve örgütlenmesinin gelişmesini teşvik ederek, daha nitelikli bir hizmetin çıkmasının sağlanmasıdır. Yapı sahibi, yapısını denetleyecek kuruluşu kendisi seçmektedir ki bu da denetimin bağımsızlığı felsefesine aykırı bir durum oluşturmaktadır. Bundan dolayı denetçi mimar ve mühendisler görevlerini yapamamaktadır.

Yapı sahibi ile denetçi kuruluşun ticari ilişkisine endekslenmiş bir denetim(sizlik) süreci en çok denetçi ve kontrol elemanı olarak istihdam edilen mühendis ve mimarları mağdur etmektedir. Yapı denetiminde düşük ücretlerle sadece imza atmaya zorlanılan mimar ve mühendislerin haklarının korunmasında büyük sorunlar ortaya çıkmaktadır.

Yeni yasa ve yönetmelik değişikliği ile idarenin görev ve sorumluluklarının yeniden belirlenmesi, yapı izin belgesi olmaksızın kullanıma açılmaması, ikamet edilen il içinde sorumluluk üstlenilmesi gibi olumlu değişiklikler bulunmakla birlikte hâlâ yapı denetimine rant alanı olarak bakılmasının önüne geçilememiştir. Her ne kadar yapı denetim kuruluşlarının sorumluluk üstlenebilecekleri yapı alanı 360.000 m²‘ye düşürülse de, pratikte hak ediş yapılan alanların sorumluluktan minha ile düşürülmesi sonucunda yapı denetim kuruluşları eskisinden daha fazla yapı alanı sorumluluğunu alabileceklerdir. Bu uygulamanın kaldırılması gerekmektedir. Aynı hesaplama mimar ve mühendisler için de geçerli olduğu için, mimar ve mühendisler de daha fazla yapı alanı denetlemek zorunda kalacaklardır.

Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğine göre proje ve uygulama denetçisi ve kontrol elemanlarının denetlediği yapı alanları yüksek olup, bu nedenle de sağlıklı bir denetim hizmeti yapılamamaktadır. Denetim hizmetlerinin daha sağlıklı yapılabilmesi için yapı alanları meslek odalarının da görüşleri alınarak daha uygun seviyelerde yeniden düzenlenmelidir.

TMMOB‘ne bağlı ilgili meslek odalarınca yapılan tespitlerde; yapı denetim kuruluşları bünyelerinde çalışan denetçi mimar ve mühendislerin, denetim işini gereği gibi yapabilmeleri için ihtiyaç duydukları teknik ve ulaşım hizmetlerini yeteri kadar alamadıkları için denetim işini doğru yapamadıkları görülmüştür.

Yeni yönetmelikte, belirli iş bölümlerinde kontrol formlarının doldurulması zorunlu hale getirilmiştir. Ancak bu formlarda mimari, inşaat, mekanik ve elektrik tesisatı ile ilgili konular bir bütün halinde hazırlanmış, denetçi mimar ve mühendisler, uzmanlık alanı dışındaki bu formları da imzalamak zorunda bırakılmıştır. Dolayısıyla, farklı meslek disiplinindeki bir mimar mühendis diğerinin denetiminden de sorumlu tutulmaktadır. Nitekim yapı denetim sürecinde Bakanlık tarafından yapılan soruşturmalarda, yasaya aykırılık gösterilen konulardan dolayı, imzası bulunan tüm mimar ve mühendisler için haklarında işlem yapılmıştır. Düzenlenecek yeni formlarda, tüm denetçi mimar ve mühendisler kendisiyle ilgili meslek dalından sorumlu tutulması sağlanmalıdır.

Yönetmelikte; yapı yüklenicisi ile yapı sahibi, şantiye şefi ile yapı yüklenicisi arasında yapılacak sözleşme koşulları ve örnek sözleşme metni bulunmaktadır. Yönetmelik bu haliyle zaten yapı denetim kuruluşlarını, yapı denetim bedellerini belirleyerek korumaktayken, mimar ve mühendis ücretlerinin ve özlük haklarının korunmasına yönelik herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Yönetmelikte, yapı denetim kuruluşu ile mimar ve mühendisler arasında, çalışma saatleri, ücret, görev ve sorumlulukları içeren bir sözleşme akdedileceği belirtilmektedir. Bu sözleşme uygulanmalıdır.

Uygulama projelerinde imara uygun değişikler, sonradan proje tadilatı yapılması şartı ile proje müelliflerinin oluru ve yapı denetim kuruluşundaki ilgili denetçi mimar ve mühendis onayı ile yapılabilmelidir.

5 Şubat 2008 tarihli Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği yeni bir takım kurallar getirmiştir. Burada daha önce tanımlı olmayan şantiye şefliği konusu vardır. Doğru bir uygulama olarak değerlendirilecek bu konu ne yazık ki istenen amaca hizmet edebilecek nitelikte değildir. Yönetmelikten sonra çıkan genelgelerle şantiye şefinin proje sorumlusu da olabileceği belirtilmiştir. Oysaki şantiye şefliği tam gün çalışılan bir iştir ve şantiye şefliği yapan bir mimar veya mühendisin başka bir işte çalışması TMMOB Meslek Odalarından Serbest Mühendislik Müşavirlik (SMM) Belgesi almış ise SMM Yönetmeliğine göre uygun değildir. Bakanlık tarafından yayımlanan genelge değiştirilerek şantiye şefliğinin görev alanı ve niteliği yeniden tanımlanmalı ve düzenlemeler İmar Kanununa taşınmalıdır.

Yardımcı kontrol elemanı olarak fen adamlarının tanımlanmış olması mühendis veya mimar olan şantiye şeflerinin fen adamları tarafından denetlenmesinin önünü açacaktır. Bu da açıktır ki bir yetki kargaşasına yol açabilecektir.

Yasanın sorunlu ve yeniden ele alınmasına ihtiyaç duyulan noktaları şöyle özetlenebilir:

Kamu hizmeti olan "Yapı denetimi hizmeti" özel sektör vasıtasıyla yürütülmektedir. Hizmetin içeriğini ve uygulama biçimlerini piyasa ilişkileri belirlemektedir. Yapı denetimi gibi insan güvenliği açısından son derece önemli ve bir o kadar da toplumsal olan konuya özel kuruluşlar arası "Rekabet" ve "Rant" çıkarları ve anlayışları ile düzgün bir şekilde yapı denetimi hizmetinin gerçekleşmesi mümkün değildir.

İşveren ile kurulan ilişki sorunludur ve denetim alanındaki zaaflı yöne işaret etmektedir. İşveren kendini denetleyecek, yapı denetim şirketini kendi belirlemekte ve satın aldığı iş karşılığı belli bir bedel ödemektedir. Özellikle, "yap-sat" türü yapı üretim sisteminde, yüklenici ile mal sahibi aynılaşmakta, dolayısıyla yapı denetim şirketi, müteahhide hizmet verir durumda kalmaktadır. Bir çeşit işveren-işçi ilişkisidir ki bu, sağlıklı bir denetim yapılacağını iddia etmek mümkün değildir.

Ülkemizde mesleki bilgi, birikimi ve liyakat ortaya çıkaracak bir sistem yoktur. Bu sorun yapı denetim sisteminde de ortaya çıkmaktadır. Yapı denetimi uzmanlaşmak gerektirir ve açık ki yetkin mühendislik tartışmalarının önemli bir halkasını oluşturur. Yetkinliği sağlamadan, yapı denetimin gerçekleştirilecek olması sürecin önemli eksiğidir.

Müteahhit tanımının yeniden yapılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Müteahhit olabilmek için okur-yazar olmak, maliyeye ve ticaret odasına kaydolmaktan başka bir nitelik aranmamaktadır. Bu, kamusal sorumluluğu ve mesleki etiği ilk adım itibarıyla önemsizleştiren bir uygulamadır. Kurumsallaşmanın olmadığı, geçici organizasyonlar gibi görülüp örgütlenen bir yapım sürecinden nitelikli üretim beklemek zordur.

Planlama ve ruhsat aşamasında hazırlanan jeolojik etütlerin önemi göz ardı edilemez. Özel sektör vasıtası ile yürütülen yapı denetim hizmetlerinde, jeoloji mühendisi tarafından yapılacak olan kontrol ve denetim hizmetlerinin büyük önemi vardır. Yapı denetim kuruluşlarında bu hizmet dışarıdan hizmet alımı yöntemi ile yapılmayıp, bünyesinde çalıştıracağı kadrolu jeoloji mühendisleri tarafından yapılması yönünde Yapı Denetim Kanununda gerekli değişiklikler yapılmalıdır.

Yapılaşma ruhsatlarına yönelik olarak hazırlanan ve zemin etüt raporlarının kapsamı içerisinde yer alan Jeofizik çalışmalar, özellikle depreme dayanıklı yapıların oluşturulması ve bu yapıların, olası zemin problemleri karşısındaki davranışlarında, alınabilecek tedbirlerin tespit edilmesi için, çok önemli parametreler sağlamaktadır. Bu parametreler zemin-temel-yapı tasarımında hesaplanması zorunlu olan zemin hakim titreşim periyodu-spektrum karakteristik periyotları-yerel zemin sınıfı-statik yatak katsayısı-zemin deprem büyütmesi-zemin temel yapı etkileşimine esas kayma dalga hızıdır.

Ayrıca binanın üst yapı kısmında tahribatlı yapılan beton numuneleri sonuçları ile tahribatsız yapılan jeofizik ölçüm sonuçları kıyaslanarak kullanılmalı ve binalar içerisinde yapılacak olan beton denetimine yönelik beton mukavemeti ölçümleri donatı tespiti korozyon ölçümleri uzman jeofizik mühendislerince yapılmalıdır. Bu kapsamda, yapı denetim hizmetleri içerisinde, jeofizik çalışmaların denetimine yönelik olarak, kadrolu jeofizik mühendisi varlığı son derece önemlidir.

Yasada, yapı denetim, laboratuar ve yüklenici firmalarda hizmet akdiyle çalışan mühendis ve mimarlar için idari ve hukuki sorumlulukları ayrıntılı olarak düzenlenirken, çalışma koşulları ile özlük hakları, piyasa koşullarına terk edilmesi handikaptır.

2010 değişikliği ile uygulama bütün illere yayılmıştır ancak pek çok ilde altyapı eksikliği olduğu da bir gerçektir. Teknik altyapı, donanım, teknik personel eksikliği, laboratuar olmaması ya da yetersiz oluşu hizmeti tartışılır durumda bırakacaktır.

Çözüm  önerileri:

1)Yapı Denetimi Kanunu ve Yönetmeliklerinde yeni düzenlemeler yapıldıktan sonra yapı denetimi tüm illerde yapılmalıdır.

2) Denetim süreci yeni bir yasal düzenleme ile eksikliklerin giderildiği, yanlışlıkların düzeltildiği, etik kurallarının belirlendiği bir yapıya kavuşturulmalıdır.

3)Yapı üretim sürecinin tek muhatabı Bayındırlık ve İskân Bakanlığı olmalı, tüm ilgili kurum ve kuruluşların sağlıklı denetim yapılması konusunda eşgüdümü sağlayacak yeni düzenlemelere gidilmelidir.

4)Denetçi ve kontrol elemanı mimar ve mühendislere yönelik olarak taraflarca tip hizmet sözleşmesi yapılması sağlanmalıdır.

5)Düşük ücret kıskacında olan denetçi ve kontrol elemanı mimar ve mühendislere yönelik TMMOB bir çalışma yaparak yürütme nezninde girişimlerde bulunması gerekmektedir.

6)Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Yapı Denetim Komisyonu ve Bayındırlık Müdürlüklerinde oluşturulacak Yapı Denetim Komisyonlarında TMMOB ve ilgili diğer taraf temsilcilerinin bulunması sağlanmalıdır.

7)Belge veren kurum verdiği belge ile ilgili sicilleri tutmalıdır. Denetçi ve kontrol elemanları mimar ve mühendislerin performans değerlendirmeleri olarak tanımlanan siciller, TMMOB‘nin ilgili meslek odaları tarafından verilmeli ve sicilleri de odalar tarafından tutulmalıdır. Mevcut yasa ve yönetmelikte bulunan, sicillerin Yapı Denetim Komisyonunca tutulması ile ilgili hükümler iptal edilmelidir.

8)Yapı denetimi yapılan her yapı, her türlü hasar ve kusura karşı sigorta sistemi ile güvence altına alınması için yasal düzenleme acil olarak yapılmalıdır. Mesleki sorumluluk sigortası getirilmelidir.

9)TMMOB bütün eksik ve yanlışlıkları giderilmiş yeni bir Yapı Denetim Yasası metni hazırlayarak yürütme nezninde girişimlerde bulunmalıdır. Gerek kanunun hazırlanmasında ve gerekse uygulamasında TMMOB ve ilgili taraflar aktif rol almalıdır. Bu çalışma sadece yapı denetim konusu ile sınırlı kalmamalı, mühendis ve mimarları ilgilendiren diğer tüm konularda yasa ve yönetmelik çalışmaları yapılmalıdır.

10)Şantiye şefliği ile ilgili yapılan düzenlemede 30.000m2 inşaat alanı şantiye şefi sorumluluk alanı olarak belirlenmiştir. Ancak beş ayrı yapının şantiye şefliği üstlenebileceği gibi ikinci bir sınırlama getirilmiştir. Bu durum inşaat alanı küçük olan yapılar için şantiye şefi sorumluluğunu alacak kişilerin bulunamaması anlamına gelebilecek tartışma ve karmaşalara neden olabilecektir. Bu sınırlama kaldırılmalıdır.

Yapı denetim kuruluşu, yapı denetçileri ile şantiye şeflerinin görev süreleri yeni yasal düzenlemede; ‘‘şantiye şefinin yapım işine, yapı denetim kuruluşlarının ve denetçilerinin denetim işine dair görevlerinin süresi yapı kullanma izin belgesi alınıncaya kadar değil, ruhsat veren ilgili idarenin yapım işinin bittiğine dair düzenlendiği iş bitim belgesinin onaylandığı tarih ile son bulur‘‘ şeklinde yer almalıdır. Şantiye şefi ile yapı denetim kuruluşu ve denetçilerin görev sürelerinin Yapı kullanma izin belgesi alındığı tarihte başlaması yasa ile belirlenmiştir. İşbitim belgesi onaylandıktan sonra müteahhit yapı kullanma izin belgesini 2- 3- 4 yıl sonra almakta ya da hiç almamaktadır. Sorumluluk süresi yasal olarak yapı kullanma izninin başladığı tarih olarak belirlenmesi nedeniyle yasadaki 2 yıl ince işlerden ve 15 yıl taşıyıcı sistemden sorumluluk konusunda büyük bir haksızlık ortaya çıkmaktadır.Bu nedenle sorumluluk başlangıç tarihi işbitim belgesi tarihi olarak mutlaka değiştirilmelidir.

11)Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Yapı Denetim Komisyonu Başkanlığı tarafından uygulamaya konulan yeni sisteme (YDS) yönelik Web sitesi eksiklikleri biran önce giderilmelidir.

12)Denetimin bağımsızlığı felsefesine uygun olacak şekilde, Yapı Denetim Kuruluşunun seçimi; yapı sahibi, yapı müteahhidi, proje müellifi ve ilgili idare inisiyatifinden çıkartılarak bağımsız hale getirilmelidir. Yapı denetim kuruluşu ile müteahhit yada yapı sahibi arasındaki direkt iş ve para ilişkisini ortadan kaldıran elektronik ortamda insan müdahalesi de yapılamayacak bir sistemle yapı denetim kuruluşu ve sigorta firmasının seçiminin yapılacağı yasal düzenlemenin acil olarak yapılması gerekmektedir.

13)Denetçi belgeleri, uzmanlık alanlarına göre ve Meslek Odalarınca verilecek eğitim ve değerlendirme sınavından sonra verilmelidir.

14)Yapı denetim kuruluşu, denetlediği yapılarda gerektiğinde aynı meslekten olmak ve sorumluluk almak şartıyla, mimar ve mühendis görevlendirmesi veya görevden alması işlemini internet ortamında yapabilmesi için YDS sisteminde gerekli değişiklik yapılmalıdır.

15)Cezai sorumlulukların; 818 sayılı Borçlar Yasası ve diğer mevzuat hükümleri ile uyumlu, mimar ve mühendis haklarını koruyacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.3194 ve 4708 sayılı yapı denetim hakkındaki kanunun cezai müeyyideler bölümün de bütün cezai sorumlulukların yüklendiği yapı denetim kuruluşlarının ve denetçilerin cezalarının hafifletilmesini ve müteahhit de cezai sorumluluklarının yapı hasar ve kusurlarının tazminin yazıldığı yeni bir düzenleme de acil olarak yapılmalıdır.

16)5205 sayılı yasa ile getirilen muafiyetlerin kaldırılması ve tüm kurum ve kuruluş yapılarının da kapsam alanına alınması sağlanmalıdır.

17)Uygulama projelerinde imara uygun değişiklikler, sonradan proje tadilatı yapılması şartı ile proje müelliflerinin oluru ve yapı denetim kuruluşundaki ilgili denetçi mimar ve mühendis onayı ile yapılabilmelidir.

18)Mevcut yönetmelikte olduğu gibi, o ilde ruhsata bağlanacak yapı alanları miktarına göre, amaca uygun yapı denetim hizmetinin verilebilmesi için, Yapı Denetim Kuruluşu sayısı sınırlandırılmalı ve Bakanlıkça uygun dönemlerde güncelleme ve denetleme yapılarak kuruluş sayısı belirlenmelidir.

19)Kamusal bir denetim olan Yapı Denetimin amaçlanan nitelikte olabilmesi için;

a)Denetimde aktif rol alan Mimar ve Mühendisler, yasal düzenlemelerle, kendi meslek örgütleri olan TMMOB tarafından denetlenip sicilleri tutulmalıdır.

b)Yapı Denetim Kuruluşları, kendi Birliği tarafından düzenli olarak denetlenmeli ve etik kuralları oluşturulmalıdır.

Sağlıklı, güvenli, planlı kentleşmeyi ve depremlere dayanıklı yapılaşmayı sağlayacak yasal düzenlemeler yapılamamış, var olan yasalar çeşitli değişiklikler yapılmasına rağmen çeşitli nedenlerle etkin olarak uygulanamamıştır.

Bu gün başta İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Adana ve Antalya gibi büyükşehir belediyelerimiz ve ilçelerinde siyasal çıkarlar nedeniyle kurallara aykırı, kaçak yapılaşmanın sistematik bir hale geldiği yerleşme mekânları haline getirilmiştir.Merkezi ve yerel yönetimlerde yerleşme ve yapılaşmaların etkin denetimi konusunda seçim ve oy kaygısı nedeniyle bir kararlılık görülmemektedir.

Her ne kadar büyükşehir belediyeleri,  yeni belediyeler ve il özel idareleri ilgili yasalarda,  deprem ve diğer doğal afet zararlarının azaltılması konusunda tüm sorumluluklar yerel yönetimlere devredilmiş gibi görünüyor ise de, ilgili kurumların bu yükümlülükleri yerine getirmek için gereken kurumsal ve finansal kaynakları nereden ve nasıl temin edecekleri açıkça belli değildir. Halkımızın da güvenli ve sağlıklı bir çevrede, güvenli ve sağlıklı bir yapılarda yaşam arzusu, maddi zorlukları nedeniyle talepleri de güçlü değildir.

4708 sayılı yasanın ve çıkarılan yönetmeliklerin yapıda yapılması gereken güvenli ve sağlıklı kontrolün sağlayamadığı, devamlı yönetmelik ve 4708 sayılı Kanun maddelerinde değişiklikler yapılsa da,(TBMM‘nde şu anda teklif edilen değişiklik teklifinde olduğu gibi)  ilgili kurum ve kuruluşlar, bütün meslek odaları ve Üniversitelerin görüşleri alınmadan hazırlanan yasa ve yönetmelikler devamlı kadük kalmaktadır. Bunun için; bütün meslek odaları, üniversiteler ve ilgili kurum ve kuruluşların kanun ve yönetmelik taslakların hazırlanmasında görev alarak, Yapı denetimde, denetimin değişmez öğesi olan denetçileri ön plana çıkaran, yapı denetimi ve denetçilerin ilgili yapı denetim şirketleri ile yapı sahibi ve denetim şirketi ile olan parasal pazarlığı ortadan kaldıracak bir sistemin oluşturulması (Yapı denetim dağıtımın ve denetçi ücretlerin tespiti ile ödemelerin il yapı denetim komisyonlarınca yapılması veya ödemelerinin denetlenmesi ve bu komisyonlara meslek odaları ve ilgili kurumlardan üyelerin alınması) gerekmektedir.

Sonuç:

Tüm duyarlı kamuoyunu, kamunun haklarını ve çıkarlarını savunan TMMOB‘nin irade gücü ile Denetçi ve Kontrol Elemanı Mimar ve Mühendislerin gücünün bir araya getirilerek, "kamu adına denetim yapılması mücadelesini" hep birlikte sürdürmeye çağırmaktayız.

Yapı Denetim Çalıştay‘ına katkı koyan, emeği geçen ve katılanlara teşekkür ederiz.

Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya Şubesi

TMMOB Mimarlar Odası Antalya Şubesi



TMMOB BAŞKANI EMİN KORAMAZ`IN ÜYELERİMİZE SESLENİŞİ

11.05.2020
 


Çok Okunanlar


23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI ÇELENK SUNMA TÖRENİNE KATILIM SAĞLANDI

ASANSÖR VE ELEKTROMEKANİK TAŞIYICILAR KOMİSYONU TOPLANDI

RAMAZAN BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

EMO ANTALYA ŞUBESİ 16. DÖNEM I. KOORDİNASYON KURULU TOPLANTISI

TELEFERİK KAZASI HAKKINDA BİLGİLENDİRME

EMEĞİN, EMEKÇİNİN, ALIN TERİNİN ONURLU BAYRAMI 1 MAYIS`TA ALANLARDAYIZ!

ENGELLİLER HAFTASI ETKİNLİĞİ: TEKNOLOJİNİN ENGELLERİNİ KALDIRIYORUZ (SEMİNER)

ÜYELERİMİZLE KAHVALTI ETKİNLİĞİNDE BULUŞUYORUZ!

EMO VE MMO ANTALYA ŞUBELERİ ORTAK BASIN AÇIKLAMASI: “TELEFERİK KAZASI HAKKINDA GENEL DEĞERLENDİRME”

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

Okunma Sayısı: 1781


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.