EMO Ankara Şubesi , ODTÜ ve Atılım Üniversitesi tarafından 25-26 Kasım 2011 tarihlerinde Atılım Üniversitesi Orhan Zaim Konferans Salonu’nda düzenlenecek olan “4. Ağ ve Bilgi Güvenliği Sempozyumu”, 23 Kasım 2011 Çarşamba günü Radyo İmaj’da ele alındı. Programa konuk olarak katılan EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş sempozyumun düzenlenme amacı, kapsamı ve etkinlik programı hakkında kamuoyuna bilgi verdi.
Programa ağ ve bilgi güvenliği kavramının tanıtımını yaparak başlayan EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş şunları söyledi; " Ağ ve Bilgi Güvenliği denilince tarif edilen bilgisayar ağlarıdır. Buradan anlaşılan bilişim ağlarındaki bilgiler ve güvenliği bu bilgilerin kötü amaçlı kullanımı, saklanması, korunması, şifrelenmesi her türlü verinin işlenmesi konusu. Son 20 yılda bütün dünyada bilişim ağları bilişim işlemleri çalışmaları oldukça arttı. Bankacılıktan iletişime, iletişimden ticarete kadar çok sayıda uygulama var. Bu uygulamalar kötü niyetli kişilerin eline geçerse neler yaşanacağını düşünmek bile istemem. Toplumun büyük kesimini negatif etkileyecek sorunlar yaratacağını biliyoruz. Sempozyumda bilişim ağları ve bu bilişim ağlarında dolaşan bilginin güvenliği ve her türlü saldırıya karşı bilişim ağlarını kullananların güvenliği nasıl sağlanacak konularını tartışacağız. Bilindiği gibi bilişim ve bilişim ağlarındaki her türlü verinin güvenliği günden güne artıyor. Bununla ilgili güncel tartışmalar var.Meslek alanlarımızdaki belli konuları zaman zaman gündeme getirip, akademisyenlerin, kamuda bunu denetleyenlerin, Ar-Ge yapanların bunun dışında son kullanıcı vatandaşın bulaşabileceği zeminler yaratmaya çalışıyoruz. ODTÜ ve Atılım Üniversitesi`nden çok değerli hocalarımızla bu çalışmaları yürütüyoruz.Özel oturumlarımız var. Açılışta çağrılı konuşmacımız Prof. Dr. Eşref Adalı gelecek." "Devlet her uygulamasıyla vatandaşa güvenmediğini gösteriyor" "İnternet filtrelemede ailelerin toplumun korunduğu söyleniyor siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan Pektaş şöyle konuştu; "Özellikle son yıllarda belirli bir şekilde devletin vatandaşı şekillendirmeye çalıştığı süreçlerden geçiyoruz. Devlet her uygulamasında vatandaşa güvenmediğini gösteriyor. Benim de vatandaş olarak devlete güvensizliğim söz konusu oluyor. Filtre konusu önce 22 Ağustos`ta uygulamaya geçilecekti altyapı yeterli değil denerek 22 Kasım itibariyle uygulamaya başladılar. İlk çıkan taslakta 4 filtre uygulanacağı söylenmişti, bunun ikiye indirildiğini görüyoruz. Herhangi bir filtre seçmediğiniz zaman BTK`nın ya da Ulaştırma Bakanlığı`na bağlı birimlerce konulan zorunlu filtreden geçiyorsunuz. Bu düzenlemenin devletin bir yerde bizim ulaştığımız her türlü veriyi kontrol etme niyetinin adımı olarak değerlendirmek lâzım. Big Brother iş başında diyebiliriz. Güven güvensizlik konusunda devletin de sicili çok parlak değil hatta kötü diyebiliriz. Bilişim dünyasında şunu da görüyoruz 6 bine yakın kapalı yasaklı internet sayfası var. Bunlar kimin isteğiyle kapanmış çok net değil. Bu ancak istibdat rejimlerinde olabilecek bir şey. Belli konularda hükümet erkinin ne kadar yanlı davranabildiğini görebiliyoruz. Birileri tarafından sakıncalı bulunan bilgiye ulaşamayacağım demektir." "Üniversitelerde bilgi güvenliği eğitimi yeterli mi?" sorusuna yanıt veren Ramazan Pektaş şöyle konuştu; "Bu konu özel bir oturumda ele alınacak. Üniversitelerde bilgi güvenliği yanında bir şey daha var o da farkındalık. Farkındalık konusunda üniversitelerin yeterli olmadığı bizzat hocalar tarafından dile getiriliyor. Sempozyuma özgü bir anket yapıldı, bu ankete yanıt veren kişilerin bilgi güvenliğine yaklaşımı sınıflandırıldı. Yürütme Kurulu`ndaki hocalarımız bununla ilgili bildiri hazırladı. Bu bildiri sempozyum kapsamında kamuoyuna sunulacak.Bu tür etkinliklerin şöyle bir faydası daha var; farklı zeminlerde bulunan insanlar yani A üniversitesindeki akademisyen, B üniversitesindeki akademisyen belli konuları tartışabiliyorlar. Sunumlardan sonra soru cevaplarda çok faydası oluyor. Cumartesi günü adli bilişim konusu tartışmaya açılacak. Beklentimiz nedir diye soracak olursanız, alan çok dinamik bir alan, bırakın bir yılı her ay değişiklikler oluyor. Tehditler artıyor sizin bu tehditlere yönelik bulduğunuz çözümlere yönelik tehditler artıyor. Siber savaşlar söz konusu. Bütün bunlara karşı teknolojinin dinamik olduğu kadar önlem alanların da kendilerini yenilemesi gerekiyor. Toplumun bilinçlendirilmesine yönelik bazı önerilerde bulabiliriz, çözüm önerileri geliştirebiliriz. Hangi konularda bizim çalışma yapmamız gerektiği konusunda tartışılabilir."
|