HABER

 
Hizmet Üretimi Çalıştayı’na giderken 30 Mayıs 2013 Perşembe günü “Dünden Bugüne EMO’da Mesleki Denetim” konulu panel EMO Genel Merkezi Toplantı Salonu’nda düzenlendi. 1987 yılında Şubemiz Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan 27 Mayıs 2007 tarihinde yitirdiğimiz Ataman Kınış anısına düzenlenecek etkinliğin Oturum Başkanlığı`nı EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akgün Yalçın yaptı. Oturuma; H. Ali Yiğit (EMO 35. Dönem Y.K. Üyesi, 36. ve 37. Dönem Y.K. Başkanı), N.Sedat Gülşen (EMO İzmir Şubesi 23. Dönem Y.K. Üyesi, 27. ve 28. Dönem Y.K. Başkanı, EMO 34. ve 35. Dönem Denetleme Kurulu Üyesi), Oda Müdürü Emre Metin konuşmacı olarak katıldı.
 

Ebru Akgün Yalçın açılışta yaptığı konuşmada şunları söyledi; "EMO`ya büyük katkılar sunmuş değerli büyüklerimizi anlamak çalışmalarımızda onların yaptıklarının ışıklarını görmek adına etkinlikler düzenliyoruz. Ataman Kınış`ı tanıma şansı bulamadım, daha genç kuşaktan bir arkadaşınızım. Odanın çeşitli kadrolarında görev yapmış arkadaşlarımızdan, Onların yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler alıyoruz, onların yaptığı çalışmaların ışığında gelecek dönemleri kurguluyoruz ve onların bıraktığı yerden bir şekliyle bayrağı düşürmeden elimizden geldiğince mücadele ediyoruz."

Ebru Akgün`ün açılış konuşmasının ardından Ataman Kınış`ın yaşamından kesitler içeren sunum yapıldı.Ataman Kınış`ın oğlunun duygulu konuşmasının ardından oturuma geçildi.

"Denetim hizmet kalitesinin geliştirilmesi yönünde çalışmalar yürütmeli"

Oturumda ilk olarak N.Sedat Gülşen (EMO İzmir Şubesi 23. Dönem Y.K. Üyesi, 27. ve 28. Dönem Y.K. Başkanı) söz aldı. Mesleki denetim, uygulamalar, sorunlar ve öneriler başlıklı bir sunum yapan Gülşen; "Meslek, insanın yaşamını sürdürebilmek için yaptığı ve genellikle yoğun bir eğitim, çalışmayı gerektiren sürecin sonunda kişilerin kazandığı unvanın adıdır.Genellikle her meslek o mesleğin değerlerini, gelişimini, lisanslanmasını ve diğer insanlar açısından tanınmasını sağlayan kuruluşlara sahiptir. Yeryüzünde binlerce meslek bulunmaktadır.  Türkiye‘de resmi olarak tanımı yapılmış 600 civarında meslek vardır." diyerek başladığı sunumunu şöyle sürdürdü; "Mühendislik hizmeti kamusal sorumluluk gerektirmektedir. Ekonomiklik, verimlilik, işlevsellik, estetik gibi faktörlerden önce güvenlik konusu önem kazanmaktadır.Hukuk sistemimiz mühendislik hizmetlerinde güvenlik kısmını ön planda tutmuş, diğer kısımlar idari mevzuata yada piyasa koşullarına bırakılmıştır.Güvenliğin sağlanabilmesi amacı ile denetim yapılmaktadır. Kısıtlama pastanın paylaşımı değil yapılacak işin kalitesini arttırma amacını taşır. Mesleki denetimin de, asgari ücretlerin de mantığını bu olgu taşımaktadır.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları şöyle tanımlamaktadır; MADDE 135.– Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir.

6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu: Madde 2 –  Birliğin kuruluş amacı:
c) Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlâkını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak;

d) Meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmî makamlarla İşbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı normları, fennî şartnameleri incelemek ve bunlar hakkında görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmektir.

Kamu kurumu niteliğindeki Oda`nın kuruluş amacı;

• Kamu Çıkarlarını Korumak

• Mesleğin Genel Menfaatlerini Korumak

• Üye Hak ve Çıkarlarını Korumak."

Mesleki denetimin amacının "teknik hizmet kalitesinin yükseltilmesi, yapı, sistem tasarımı ve tesis üretiminin sağlam, kullanışlı, güvenilir ve ekonomik bir biçimde toplum yararına yürütülmesine katkıda bulunacak önlemlerin alınması, meslek mensuplarının haklarının korunması, haksız rekabetin önlenmesi, mühendis ile işveren arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi, Oda üyelerinin ve işverenin yasal haklarının korunması, yapı ve tesis üretimini denetim ve ilgili projeleri onay ile görevli kamu kuruluşlarına ve yerel yönetimlere yardımcı ve destek olunması, serbest müşavirlik ve mühendislik hizmeti yapan kişi ve kuruluşların mesleki denetim, kapasite ve yeterlilik açısından değerlendirilmelerine esas olan kayıtların tutulması" olduğunun altını çizen Gülşen sunumunda şunları söyledi; "TMMOB EMO Az Ücret ve Mesleki Denetim Uygulama Esasları Yönetmeliği;

Mesleki Denetim Uygulaması

• Üyenin (Meslektaşın) Denetimi
• Mesleğin Uygulanmasına ilişkin kural ve ilkelere uygunluğun yapabilirliğin denetlenmesi (uzmanlık, yeterlilik, meslek içi eğitime katılım, etik kurallara uygunluk vb)

•  Mesleki Etkinliğin (Faaliyetin) Denetimi
•  Elektrik/Elektronik Mühendisliği Hizmeti olarak ürünün (mühendislik tasarımı, etüd, fizibilite, rapor vb) ve uygulamanın (yapıma ilişkin sorumlulukların yerine getirilmesi – Yapım Sorumluluğu / Uygulama Sorumluluğu)

Temel İlkeler

• Güvenirlik

•  Bağımsızlık

•  Uzmanlık

•  Gizlilik

Mesleki Denetim Yöntemleri

• Proje Denetimi

•  TUS Denetimi

•  Test,Ölçüm, Bilirkişilik vb Denetimler

Mesleki Denetim Birimleri

Öneriler:

•         İlçe Temsilcilikleri MDB`na dönüşmeli, Mesleki Denetim Teknik Görevliler tarafından yapılmalıdır.

•          Mesleki Denetim Ücretsiz yapılmalıdır.

•          Fatura denetimi kaldırılmalıdır.

•          Fen adamları ile ortak çalışma olanakları geliştirilmelidir.

•          Denetim hizmet kalitesinin geliştirilmesi yönünde çalışmalar yürütmeli, Denetim Görevlileri düzenli aralıklarla eğitilmelidir.

•         Asgari Ücretler tüm yönleri ile gözden geçirilmeli tartışmalara yer verilmemelidir.

•         Etik dışı davranışlar idari, hukuki ve mali açıdan ağır şekilde cezalandırılmalıdır.

•         TMMOB ye bağlı Meslek Odaları ile ortak çalışma anlayışı geliştirilmelidir. (mevzuat, mekan vb).

•          Oda Yönetim Kurulu örgüt eğilimini / görüşleri önemsemeli, sonuçları değerlendirmelidir."

"6235 Sayılı Mühendislik alanının düzenlenmesi ile ilgili değişikliklerin başka kurum tarafından yapılamayacağına yönelik itirazımız var"

N.Sedat Gülşen`den sonra söz alan EMO Müdürü Emre Metin şöyle konuştu; "Serdar Bey sağlık sorunları nedeniyle etkinliğe gelemedi ama selamlarını iletti. Serdar Bey sunumunu mesleki denetime dışarıdan yapılan tehditler, yapı denetim kanun taslağı, imar kanununda yapılacak değişiklikler, bizim alanımızda elektrik tesisi proje onay ve kabul yönetmeliği taslağı adı altında çıkartılan değişikliklerin mesleğe etkileri üzerinden bir kurgusu var. İmar Kanunu`nda hem de Kıyı ve Fikir Sanat Eserleri Kanunu`nda yapılacak değişiklikler, özellikle serbest müşavir mühendislik hizmeti alanında köklü değişiklik getiriyor. Amaç kentsel dönüşümün önünü açmaktır. Bu anlamda proje hizmetlerinin uluslararası tekellerin önünü açacak bir düzenleme yapı denetim kanunu taslağı. Şöyle ki Türkiye`de mühendis mimarlık hizmetlerinin başarısız olduğu yurt dışına açılamadığı savıyla bir teknik müşavirlik kuruluşları tanımlaması getiriliyor. Bunun da özellikle küçük bürolar dediğimiz, sermaye birikimi daha az olan firmaların kapanmasına daha büyük müşavirlik kuruluşlarının açılarak, buralarda hizmet üreten meslektaşlarımızın buralarda ücretli çalışanlara yol açacak bir süreç aslında. TMMOB`nin ve Oda`nın yürüttüğü çeşitli çalışmalar var. SMM üyeleri arasında toplu imza kampanyası ile başlayan Bakanlık önünde eyleme giden eylem planlaması var.

Özellikle 1kV üstü alan dediğiniz enerji tesislerinin düzenlemesini yapan elektrik tesisi proje onay ve kabul yönetmeliğinin birleştirilmesi, onay ile kabulün birleştirilmesi sonucu ortaya çıkacak çok ciddi değişiklikler var. Denetim hizmetinin özelleştirilmesi EPDK ile de düzenlenen sürekli Anayasa Mahkemesi`nden dönen bu düzenlemelerin proje onay ve kabul yönetmeliğinde cisimleştiğini görüyoruz. Proje onayından kabulüne tırnak içinde eğitim hizmetlerinin tamamen dışarıdan hizmet alımı şeklinde düzenleme taslağı var. Bununla ilgili Oda`nın tepkisi var şu anda durmuşu gibi gözüküyor ama bugünden yarına ne olacağı belli değil. Trafo ve santral projeleri yapan üyelerimiz arasında çok ciddi sıkıntılar yaratacağı gözüküyor. 6235 Sayılı Mühendislik alanının düzenlenmesi ile ilgili düzenlemelerin başka kurum tarafından yapılamayacağına yönelik itirazımız oldu.

Kendi kendimize de yaptığımız sorunlara gelirsek, Oda`nın asli gelirleri yüzde 65`i mesleki denetim olarak tabir ettiğimiz SMM üyelerimizin ürettiği hizmetlerden aldığımız eskiden yüzde 4`tü şimdi maktu denilen bedellere dayanıyordu. Bu bedellerde yapılacak herhangi bir oynama, değişiklik Oda`yı ciddi mali krizin içine sürükleyebiliyor. Geçen dönem 2012 yılında TMMOB`nin kaybettiği dava üzerinden yürütülen maktu bedel çalışması, Bakanlığın genelgeleriyle de birleşince Oda içinde ciddi bir krize yol açtı. Oda çok ciddi yalpalanma yaşandı, bu yıl içinde bile 2 kere maktu bedeller değiştirilmek zorunda kaldı. Oda`da yaşanan mali kriz asgari ücretteki değişikliklere de yansımız oldu. Bir ay proje bedeli 500 lira iken ertesi hafta 300 liraya düşmüş durumla karşı karşıya kalmış olduk. İşverenlerimiz mimarlar olduğu için ağırlıklı olarak, onlar da bu alandan çok ciddi yararlandılar.Fatura denetimi ile ilgili konuya gelirsek, fatura denetiminin Oda içinde kaldırılması, yönetmeliğimizde olan sözleşme uygulamasına geçilmesi yönünde ana çerçevede görüş var.Bazı şubelerimizde fatura denetimi var bazılarında yok, bazılarında kısmen uygulanıyor. Havuz uygulamasının alt yapısı olarak fatura denetiminin çok ciddi yapılan yerler var hiç yapılmayan yerler var. Kademeli olarak sözleşme uygulamasının tekrar devreye alınarak bütün hizmetlerde, bir sözleşmeyle bu işlerin bağıtlanması fatura denetiminin de kademeli olarak örgüt gündeminden çıkarılması ve bu işin ağırlıklı olarak görevi olan Maliye`ye tekrar devredilmesi gibi görüş var.Örgüt içinde çok tartışılan mesleki denetimin işin yapıldığı yerde mi yoksa SMM`nin kayıtlı olduğu yerde mi yapılması tartışmasını uzun yıllardır yaşıyoruz.SMM Komisyonu`nun ağırlıklı oylamasıyla aldığı kararla mesleki denetimin işin yapıldığı veya SMM`nin kayıtlı olduğu yerde yapılabileceği üzerine karar alındı. Hukuki düzenleme gibi görülebilir ama asıl amacı havuz uygulamasını yıkmaktı. Havuz uygulaması gazetelere de yansıyan, çok ciddi tepkilere neden olan duruma yol açtı. Havuz uygulamasını kıracak düzenleme olarak mevcut düzenlemenin devam etmesi gerektiğini düşünüyor Serdar Bey.Oda`da bu kadar gelirin SMM`lerin üzerinden Oda`ya aktarılması konusunda SMM Komisyonu önemli rol alıyor. SMM Komisyonu`nda alınan kararlar Oda Yönetim Kurulu`nda çok fazla üzerinde durulmadan karar altına alınan uygulamalar. Mevcut SMM Komisyonu yapısını değiştirerek, sürekli üyelerin olduğu, her Şubeyi bir üyenin temsil ettiği, bu konularda uzman, merkez yönetim kurulu yazman ve saymanın da olduğu komisyon yapısına geçilmesi. Şubelerde ve temsilciliklerde zorunlu olarak SMM Komisyonları kurulmasına ihtiyaç var. Bu düşünceleri iletti Serdar Bey."

"Mesleki denetimin temel belirleyicisi rant ilişkisi"

Oturumda son olarak H. Ali Yiğit (EMO 35. Dönem Y.K. Üyesi, 36. ve 37. Dönem Y.K. Başkanı) konuştu. "Ataman Ağabey`i bir kez daha saygıyla anıyorum. Sedat arkadaşın konuyu bütün boyutlarla özetlemiş olması nedeniyle kendisine teşekkür ediyorum. Mesleki denetimi konusu doğrudan içinde yaşanılan soysa ekonomik süreçle ilgili bir konu ve tek başına Oda tarafından belirlenecek süreç değil. Burada emel belirleyici rant ilişkisi. Oda ile ilgili tartışmaların temelinde 1980`li yılların ortalarından itibaren geleneksel anlayış egemenler açısından, Oda`nın bu denetim sürecinde haksız gelir elde ettiği, dolayısıyla ‘niye bunlara bu para verilmeli` tartışmasıdır.  Dünyadaki en iyi mühendislik teknik eleman örgütlenmesi İngiltere modeldir. Bu modelin içinde hem mühendisler hem de teknik elemanlar kendilerini ifade edebilirler. 1980 ortalarında Özal ile başlayan sürece baktığınızda, mühendislerin bir takım yetkilerinin mühendislik alanı dışına kaydırılması ve mühendisliğin daraltılmaya çalışılması söz konusu. Buradaki amaç, 80`lerle birlikte bütün dünyada esen liberal rüzgârlarla esen kamusal anlayışını tartışılmaya başlanması, her işin piyasaya terk edilmesi anlayışıdır. EMO ve TMMOB zaten bütün denetimlerini kamusal anlayışla, yani ticari kaygıdan arındırarak yapma iddiasında olan bunu da başarmış olan kuruluşlar. Dolayısıyla bunun ortadan kaldırılmaya çalışılması, diğer teknik eleman örgütlerinin mühendislerin yerine konularak buradaki gücün zayıflatılarak muhalefetin kırılması temel hedef.Sen dürüst çalışan üyeni ne kadar denetlersen denetle, diploma kiralama uygulamasının ya da fen adamları üzerinden iş yapılmasında suçlu bana göre- kamunun yanında- her ne kadar övgüler yağdırsalar da mimarlar ve inşaatçılardır. Bütün projeleri onlar almakta, orada da kâr ilişkisi mühendisliğin önüne geçmiştir. Sorun tek başına egemenler bizim denetim yapmamızı istemiyorlar diye söylediğimizde biraz kendi kendimizi kandırmış oluruz. Aslında TMMOB`nin bazı bileşenleri de proje üretim sürecini kendileri açısından kârlı görebilecekleri aralarındaki boşlukları bu şekilde değerlendirdiklerini kabul etmek gerekiyor. Mevzuatımızı ne kadar düzenlersek düzenleyelim piyasacı, rantçı ilişkiler içinde bu işin usulüne uygun yapılamayacağını görmek gerekiyor. Madem bu iş yapılamıyor biz de hiçbir şey yapmayalım anlayışını kastetmiyorum. Hem egemen anlayışın hem de genel anlamda dünyada esen liberal rüzgârlar, kamucu yaklaşımı, kamusal alanın korunması düşüncesi tamamen yadsıyan düşünce her şeyi piyasa her şeyi rant belirlesin ilkelerinin getirdiği bir durum. Burada da EMO`nun duruşuna baktığımız zaman da, tarihsel kesitler olarak baktığımızda 1980`lerin ortalarından itibaren en büyük darbeyi üyelik konusunda yemiştir. Üyeliği keyfiliğe bırakılan uygulamalar vs, en büyük darbe olmuştur. Daha sonra piyasadaki kamusal anlayışın reddedilmesi vs. bunun da ekonomiye yansıması özelleştirme uygulamasıdır.Odalar özelleştirmelere karşı çıktıkça Odaların gücünü kırmaya yönelik operasyonların hızlandığı süreç yaşanmıştır. 80`lerde Özal ile birlikte fen adamlarına yetkilerin verilmesi. Ama asıl olarak 90`ların ortalarında kavganın daha da kızıştığını görüyoruz. Enerji Bakanlığı üzerinden giden sürekli olarak Oda`yı sıkıştırmaya yönelik operasyonlar.Bütün bu alanlara baktığımızda geçen 30 yıllık dönem içinde aslında Türkiye`de kamu bir takım mevzuatlar çıkarıyor, Meclis yasalar çıkarıyor, Odalar kendi mevzuatlarını düzenliyorlar. Genel anlamda mühendislik hizmeti süreçlerinde nitelik olarak bir değişim yok. Sürekli bir denetimsizlik, denetimden kaçma olayı sürekli rant ilişkilerinin belirlediği bir alan oluyor. Bu nasıl kırılabilir? Dünyadaki temel süreci incelemek lazım, üretim süreci planlama olarak algılanmalı, proje bir aşaması uygulama bir aşaması ve uygulamanın denetlenmesi bir başka aşaması. Bunlar da kuvvetler ayrılığı olduğu gibi projeyi yapan ayrı uygulamayı ayrı kontrolü yapanın ayrı olması gerekiyor. Türkiye`de böylesi alanda bağımsız kuruluşlar yok. Projeyi kim denetleyecek? Projeyi denetleyecek Oda. Projeyi üretenlerin hepsi Oda`ya üye değil. Gerçekten Oda`ya üye olmuş projesini düzenli bir şekilde denetime tabi tutanlar bir şekilde Oda`ya kaynak aktarıyor. Hiçbir şekilde denetim sürecinin dışında kamunun da buna göz yumduğu başka bir alan var bu alandakiler haksız kazanç ediyor. Oda`nın buradaki rolü tartışılır hale geliyor.

İkinci aşama kontrollük aşaması. Zaman zaman kendi mevzuatımızda, mühendis eliyle yürütülen hizmet olarak tanımlanan alan. Hayır bu da ticari alandır, burada da ticari kuruluşlar devreye sokuldu. Yapı denetim de bunlardan bir tanesidir. Yapı denetim uygulamasının getirildiği o günden bu güne yasa ve mevzuatlarda değişiklik olmuş, denetim konusunda herhangi bir iyileşme emaresi yoktur. Sorun egemenlerin bu sürece nasıl baktıklarıyla ilgili sorun. Bu süreçten nasıl en karlı çıkılacaksa denetim yapanın denetimi engelleniyor, doğru dürüst proje yapanın projeleri engelleniyor. Bütün bu kötü ilişkilerin sonucunda Türkiye genelinde kaynak israfının yaşandığını söyleyebiliriz. Doğrudan proje üretiminde çalışmasak bile uygulama alanında çalıştığımız için biliyoruz, projeci arkadaşlarımızın çok nitelikli proje ürettiklerini söyleyemeyiz. Proje düzgün olmadığı zaman kaynak israfı ortaya çıkar. Çünkü yanlış üretimi tanımlıyorsunuz, iki ay sonra sökülmesi atılması gereken bir şeyi tanımlıyorsunuz. Projenin denetim sürecinin de doğru dürüst olması gerekiyor. Bu iki alanda ciddi boşluk var. Odalar tek başlarına bu alanları düzenleme şanslarına sahip değiller. Rant ilişkilerinin dışına bu alanın dışına çıkartacak meslek kuruluşları başarabilir mi diye baktığımızda bunun zor olduğunu görüyoruz."

"Egemenler TMMOB tartı meslek örgütü istemiyor"

Egemenler 1954 yılında kurulmuş olan TMMOB tarzı meslek örgütü istemediğini vurgulayan Ali Yiğit sözlerini şöyle sürdürdü; "Geçtiğimiz dönemde ortalıkta geçen yıl bir taslak dolanmıştı. Orada açık açık belediyelerle oradaki yerel kuruluşlarla yeni kurulacak Odaların işbirliği yapmasının önü açılıyordu. Siz isterseniz rantın paylaşılması konusunda yardımcı olursanız  size gerekli payı alırız yoksa sizin tüm yetkilerinizi elinizden alırız. Yasanın temel olarak ortaya koyduğu budur.TMMOB ve Odalar ile ilgili hâlâ bir Anayasal güvence söz konusu. Bu Anayasal güvence nedeniyle Odaların nitelikleri yasalarla yönetmeliklerle değiştirilmesi kolay olmamakta. Bugün Anayasa tartışması var. Bizim gibi meslek kuruluşlara sıradan yansıyan tartışmalar değil. Bu anayasa egemenler açısında, Türkiye`deki devletin niteliğinin piyasalar ilişkilerinin niteliğinin belirleneceği uzlaşma olacak. Bu Anayasa da bunun temel belirleyicisi olacak. Belki bu haliyle meslek kuruluşlarının lağvedilerek, piyasacı anlayışla örgüt ve yapılar ortaya çıkarılmaya çalışılacak. Mesleki denetim konusu tek başına mesleki denetim değil.Önümüzdeki dönemdeki yapılacak bütün tartışmalarda Oda içinde doğru dürüst amaca yönelik bir takım yönetmelikler çıkarıldığında kötüye gidiş kısmen daha iyileştirilebilir. 2000`li yıllardan itibaren Oda`da bu meslek denetiminin getirdiği maddi birikim Oda çevresindeki insan dokusunu değiştirdi. 1980`lere baktığımızda 90`lara baktığımızda daha demokratik ve daha amatör emeğe dayalı kabuk varken, 2000`li yıllardan itibaren paraya dayanan yapılanma oluştu. Buna daha çok darbe vurdu geçen yıl yapılan şeyler. Ya silkinecek yeniden amatör emeğe dayalı biçimlere doğru dönecek ya da piyasa ilişkilerinde piyasaya adapte olmaya doğru evirilecek. Bu ikisi arasındaki sıkışmayı önümüzdeki süreçler belirleyecek.Özellikle 2000`li yıllardan itibaren SMM Komisyonlarının çalışmaları tamamen SMM üyelerin rantlarını belirleme noktasına indirgenmiştir. Kabahatin bir kısmı Oda çevresinde ve bizde, temel problem egemenlerde. Bizim de bu süreçlere çok sağlıklı baktığımızı söylersek kendimizi kandırmış oluruz. Bu tartışma daha sürecektir. "

Konuşmaların ardından etkinliğe katılan üyelerimiz konuyla ilgili düşüncelerini aktardılar.

Fotoğraflar