 |
13 Temmuz 2010 Salı günü saat 12:30 da Şubemiz, TES-İŞ ve ESM Diyarbakır Şubeleri ile birlikte hizmet yerimizde basınla bir toplantı düzenlenerek, Dicle EDAŞ'ın özelleştirilmesi ile ilgili basın açıklaması basın ve kamuoyu ile paylaşılmıştır.Basın açıklamasının metni için tıklayınız.
DİCLE EDAŞ ÖZELLEŞTİRİLECEK HALK KARANLIĞA GÖMÜLECEK! Ülkemizde özelleştirme süreci olanca hızı ve acımasızlığıyla devam etmektedir. Verimsiz, hantal ve zarar ettiği gerekçesiyle, işletmeler kamu yararı gözetilmeden haraç mezat satılmaktadır. Önceki yıllarda Sek, Sümerbank, Tüpraş, Petkim, Türk Telekom, Demir-Çelik Fabrikaları, Rafineriler vb birçok özelleştirme uygulamalarından sonra gelinen noktada Tekel, Şeker Fabrikaları, Demiryolları, Elektrik Dağıtım Şirketleri hızla yeni bir özelleştirme dalgası ile kamunun elinden alınıp büyük firmalara, sermaye gruplarına peşkeş çekilmektedir. Özelleştirme şampiyonu olan AKP hükümeti döneminde hızlanan süreçte, enerji sektörünün 20 yıllık özelleştirme serüveni çok önemli bir aşamaya gelmiştir. Enerji sektörü hem üretim santralleri hem de dağıtım şebekelerinin özelleştirilmesiyle birlikte büyük bir kaosun içine sürüklenmektedir. Başkent ve Sakarya EDAŞ ile başlatılan dağıtım bölgeleri satışları, hızlı bir biçimde sürdürülerek 18 Şubat 2009 tarihi itibariyle 13 bölgeye ulaşmıştır. İçinde bulunduğumuz dönem itibariyle, Kayseri Bölgesi hariç 20 dağıtım bölgesinden 4 adeti (Aydem, Başkent, Sakarya ve Meram) özel sektöre devredilmiş durumdadır. Son olarak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından Gediz, Boğaziçi, Trakya EDAŞ‘la birlikte; Diyarbakır, Urfa, Mardin, Şırnak, Batman ve Siirt illerini kapsayan Dicle EDAŞ‘ta 18 Mart 2010 tarihinde yayınlanan özelleştirme ilanıyla satışa çıkarılmıştır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu‘nun (EPDK) kurulmasıyla, elektrik sektörünün özelleştirilmesi süreci başlamış, sektörde kamusal yatırımlar kısılmış, personel alımları durdurulmuş, emekliye ayrılan personellerin yerleri doldurulmamış, abone sayısı artmasına rağmen personel sayısı azaltılmıştır. Özellikle AKP iktidarı ile taşeronlaştırmaya hız verilmiş, sayaç okuma, açma-kesme, arıza, bakım, işletme gibi hizmetler taşeronlar eliyle gerçekleştirilmiştir. Bunların yansıması olarak hizmet kalitesinde meydana gelen düşüş enerji sektöründe özelleştirmelerin psikolojik gerekçesi haline getirilmiştir. Bu güne dek yapılan bütün özelleştirmelerden ortaya çıkan sonuç enerji özelleştirmelerinde de yaşanacaktır. Sadece kar etme güdüsüyle hareket edecek olan özel şirket elinde arıza, bakım, onarım ve tesisleşme çalışmaları aksayacaktır. Fiyat eşitleme mekanizmasının, özelleştirme sürecinin tamamlanmasından sonra devre dışı bırakılmasıyla birlikte her bölge kendi elektrik fiyatını belirleme hakkına sahip olacaktır. Kayıp-kaçak oranının yüksek olduğu Dicle EDAŞ için bu durum elektrik faturalarına zam olarak yansıyacaktır. Sonuçta kalitesiz ve kesintili enerji kader olarak yaşanmaya devam ederken faturalarımızdaki kabarma da artacaktır. Kaldı ki; bugüne dek özelleştirilen dağıtım şirketlerinin özelleştirme sonrası durumu değerlendirildiğinde; dağıtım bölgelerinden gelen şikayetlerin yoğunlaştığı, sokak aydınlatmaları, elektrik enerjisi kesinti süresi ve sıklığı ile yeni yerleşim bölgelerindeki konutlara elektrik enerjisi ulaştırılamaması gibi sorunların ortaya çıktığı görülmektedir. Türk Telekom özelleştirmesinde vaat edilen ucuz kaliteli ve sürekli hizmet tüketicilere yalnızca zam olarak geri döndüğünde sabit telefon kullanıcıları hatlarını iptal ettirebilmiştir. Ancak Dicle EDAŞ‘ın özelleşmesiyle yaşanacak zam dalgasından sonra hiç kimsenin elektrik aboneliğini iptal ettirme şansı olamayacaktır. Özelleştirme tüketiciler için zam ve kalitesiz hizmet anlamına gelirken çalışanlar için de işsizlik ve sömürü sürecinin yaşanması anlamına gelecektir. Dicle EDAŞ‘ta mühendisinden işçisine ve memuruna kadar, çalışanlar çok değişik statülerde istihdam edilmektedir. Memurlar dışındaki diğer çalışanlar özelleşme sonrasında satın alan firmanın insafına terk edilecektir. Varlıklarını özelleştirerek kamusal sorumluluğunu bir kenara bırakan iktidarlar, özelleştirmelerin ekonomik gelişme için bir gereklilik olduğunu iddia ederek gelecek sıcak paranın çevireceği ekonomik döngüde günü kurtarmaya çalışmaktadırlar. Oysa herkes ve en çok iktidar partisi şunu bilmektedir ki; çok yoğun askeri harcamaların yapıldığı, çatışmalı ortama kaynaklarının büyük bir kısmını aktaran bir ülkede özelleştirmeler çare olmayacaktır. Ekonomide iyiye gidişi sağlamanın yolu IMF ve Dünya Bankası dayatmalarıyla özelleştirme yapmak değil, askeri harcamaları kısarak, yolsuzluklara engel olarak halk için bütçe yapmaktır. Aksi taktirde satılan bütün varlıklarımız sermayenin elinde birer "halkı sömürme aracı"na dönerken ekonomide kötüye gidişin engellenmesi ise mümkün olmayacaktır. Sonuç olarak, ekonomik düzelme için çare olmadığı, halka "daha az hizmet, daha fazla külfet" olarak geri döneceği bilinen özelleştirme uygulamalarından ve başta enerji özelleştirmelerinden derhal vazgeçilmelidir. Enerji herkes için en vazgeçilmez bir insan hakkıdır. İnsanların enerjiye ulaşmasını temin etmek ise kamusal bir sorumluluktur. Bu bilinçle; enerji alanındaki piyasacı yasaların yarattığı tahribat değerlendirilmeli, bu tahribatın giderilmesini sağlamak için derhal planlı, merkezi bir enerji sektörünün oluşturulması sağlanmalı; bunun için özelleştirilen yerler kamulaştırılmalı, planlama süreçlerine sektörde örgütlü emek ve meslek örgütlerinin, bilimsel kurumların katılımı sağlanmalıdır. Halka kesintisiz, kaliteli, ucuz enerji sağlamak temel yaklaşım haline getirilmelidir. Bu itibarla iktidarı özelleştirme sevdasından vazgeçmeye, yeniden kamusallaştırmaya dönük girişimleri başlatmaya, enerji yönetim süreçlerini ehil ve merkezi bir yapıya devretmeye çağırıyoruz. 13.07.2010 EMO Diyarbakır Şubesi Tes-İş Diyarbakır 1 Nolu Şube ESM Diyarbakır Şubesi
|
|
|
Tanıtım
DİYARBAKIR ŞUBE
MUŞ İLİ ÜYE BULUŞMASI VE TEMSİLCİLİK ÇALIŞMALARI
