SIRA AKDENİZ EDAŞ ‘A GELDİ "Enerji dağıtım kuruluşlarımızın birer birer ; meslek örgütleri, sendikalar ve demokratik kitle örgütlerinin karşı duruşuna rağmen hızla özelleştirmeleri tamamlanmaktadır. Sıra şimdi AKDENİZ EDAŞ a gelmiştir!" Tüm dünyada enerji alanında yürütülen serbest piyasa uygulamaları sorgulanırken, ne yazık ki enerji arz güvenliği sorunuyla karşı karşıya bulunan ülkemizde, enerji alanında özelleştirmeler bir bir gerçekleşmektedir. Sanayinin ve günlük yaşamımızın vazgeçilmezi olan elektriği evlerimize getiren enerji dağıtım kuruluşlarımızın birer birer ; meslek örgütleri, sendikalar ve demokratik kitle örgütlerinin karşı duruşuna rağmen hızla özelleştirmeleri tamamlanmaktadır. Sıra şimdi AKDENİZ EDAŞ a gelmiştir. Akdeniz EDAŞ için 24.11.2010 tarihinde ön yeterliği alan firmalar teklifte bulunacaklardır. Satış Öncesi Karlılık Oranı Artırılıyor. Dağıtım özelleştirmeleri yapılmadan önce, alıcı şirketlerin karlarını garanti altına alan bir tarife metodolojisi hazırlanarak uygulamaya konulmuştur. Buna göre dağıtım şirketleri, satın aldıkları enerjinin maliyetini, işletme giderlerini, kayıp ve kaçak bedellerini, yatırım için kullandıkları kredileri ve bu kredilerin faizlerini, eğer kendi sermayesini kullanacak olursa da bu sermaye üzerinden getirisini tarifeye yansıtacaklardır. Tüm bunlarla da yetinilmemiş, belediyelerin dağıtım kuruluşlarına ödemedikleri sokak aydınlatma bedellerinin yükü, özelleştirme sonrasında dağıtım şirketlerinin bu tahsilat zorluğuna düşmemeleri için Hazine üzerine yıkılmıştır. 2009 yılı başından itibaren aydınlatma bedelleri Hazine tarafından dağıtım şirketlerine 2015 yılı sonuna kadar ödenecek, daha sonra da aydınlatma bedelleri faturalara yansıtılarak, Belediye Tüketim Vergisi yanında ikinci kez tüketicilerden tahsil edilecektir. Ayrıca her dağıtım kuruluşu için, Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.‘a (TEDAŞ) ait olan mülkiyetin işletme devri yapılarak, Özelleştirme İdaresi tarafından bir işletme hakkı devir bedeli öngörülmüştür. Bu bedel de tarifeye yansıtılmaktadır. Kayıp ve kaçak oranını öngörülen düzeyden daha fazla düşürürse şirket, tüketiciden düşürdüğü düzeyden değil hedeflenen yüksek düzeyden kayıp ve kaçak bedellerini tahsil etmeye devam ederek, bu parayı da kasasına koyacaktır. Öte yandan dağıtım bölgelerindeki şebekelerin iyileştirilmesi için özelleştirme öncesi yapılan çalışmalar da dikkat çekici boyutlara ulaşmıştır. Kamu kaynaklarının yetersizliği gerekçesiyle bölge bölge özelleştirilmeye çalışılan TEDAŞ‘ın satış öncesi kamu finansmanı ile ciddi yatırımlar yapabilmesi, "kaynak yok" iddialarını da çürütmektedir. Kayıp ve kaçak oranlarının düşürüleceği ve verimlik sağlanacağı söylemleri de doğru değildir. Kayıp oranlarını düşürmek için gerekli yatırımların özelleştirme öncesi gerçekleştirilebildiği ortadadır. Örneğin Akdeniz EDAŞ 2010 yılında ilk 8 ayında yaklaşık 24 milyon TL lik yatırım gerçekleştirilmiştir. Akdeniz EDAŞ kayıp ve kaçak oranı açısından oldukça iyi durumda sayılabilecek bir bölgede faaliyet göstermektedir. Akdeniz EDAŞ, 2007 yılında yüzde 9.3 olan kayıp ve kaçak oranını 2009 yılında yüzde 9 ‘a düşürmüştür. Bu da Bölgede ciddi yatırımların yapıldığına işarettir. Bölgeye sunulan enerji miktarı; 2007 yılında 5,56 milyar kilovat saat düzeyindeyken, 2009 yılında 6,526milyar kilovat saate yükselmiştir. Yıllar itibariyle abone sayılarına baktığımızda 2007 yılında 1,395 milyonken, 2009 yılında 1,550 milyon aboneye ulaşmıştır. Böylece 3 yıllık süreçte abone sayısını yüzde 11, sattığı enerji miktarını da yüzde 17,3 artırmıştır. Dağıtım özelleştirmeleri için temel gerekçe olarak sunulan kayıp ve kaçak oranlarının özel sektör tarafından düşürüleceği iddiası, özelleştirme öncesi ortadan kalkmıştır. Görüldüğü gibi özelleştirilmeden de kayıp ve kaçak oranları düşürülebilmektedir. Elektrik alanında yaşanan maliyet artışları büyük oranda özelleştirme ve piyasalaştırma uygulamalarından kaynaklıdır. Kamu yararı bulunmayan özelleştirme uygulamalarına karşı mücadelemiz devam edecektir. İLHAN METİN ELEKTRİK MÜHENSİLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ YÖN.KUR.BŞK.
|