İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şubesi, 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir`de meydana gelen depreme ilişkin `İzmir Depremi Raporu` yayımladı.
Raporda depremin Sisam Adası`nın yaklaşık 10 km kuzeyinde meydana geldiği ve büyüklüğünün Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü`ne göre 6.9 Mw olduğu belirtildi. Raporun "Giriş" bölümünün ardından "Yer Hareketinin Değerlendirilmesi" başlıklı bölümde ayrıntılı bilgiler sunulurken, "Bina Hasarları Hakkında Değerlendirmeler" başlıklı bölümde şu bilgilere yer verildi: "30 Ekim 2020 tarihinde Ege Denizi Sisam Adası açıklarında gerçekleşen depremde özellikle Bayraklı`da betonarme binalarda göçmeler, Karşıyaka ve Bornova ilçelerinde de yoğunlaşmış yapısal hasarlar oluştuğu gözlenmiştir. Depremin hemen ardından başlayan hasar tespit çalışmalarında öncelikle tamamen/kısmen göçen, acil yıkım gerektiren ve ağır hasar alan binaların belirlenmesine çalışılmıştır. Bayraklı ilçesinde depremde çöken binaların çevresindeki binalar ayrıca incelenmiş, civar konumda bulunan binaların hasar düzeyleri gözlemsel olarak değerlendirilmiştir. Deprem hasarı alan binalar arasında 12 adet bina tamamen veya kısmen göçmüş ve bu binalarda arama-kurtarma çalışmaları yürütülmüştür." Raporun "Sonuç ve Öneriler" bölümünde kayıt istasyonlarından alınan en büyük yer ivmesi değerlerinin 0.11g düzeyinde ölçüldüğü bilgisi paylaşılarak, "Bu ivme değerinde belirlenen alanlarda bir sıvılaşma beklenmemektedir. Saha gözlemlerinde kent merkezinde sıvılaşmaya bağlı bir taşıma gücü ve oturma problemine rastlanılmamıştır. Ancak olası İzmir depremi gerçekleşir ise beklenen ivme değeri bu değerin yaklaşık dört katı olacaktır" uyarısına yer verildi. Deprem yükünün belirlenmesine esas olan zemin ve temel etüt raporlarının önemine vurgu yapılan raporda, "Raporların sadece kâğıt evrak işi olarak görülmesi ve konusunda uzman olmayan meslek disiplinlerince hazırlanması asıl sorunu oluşturmaktadır" denildi. İzmir`deki deprem riskini azaltmak üzere organize çözümler üretilmesi gerektiğine değinilen raporda, "Sorunun büyüklüğü ancak kamu eliyle çözümün taraflarının bir araya getirilip, hukuki ve finansal modeller ortaya konulması ile mümkündür" ifadelerine yer verildi.Yapı Denetim Kanunu‘nda değişiklik yapılarak eksikliklerinin giderilmesi çağrısına da yer verilen raporda, ilgili kamu kurumları ise şöyle uyarıldı: "Denetim boyutunda bir diğer önemli konu, ilgili idarenin (belediye, vd. kamu kurumları) yetkinliğidir. İlgili idarede çalışan mühendislerin mesleki uzmanlığa haiz altyapıda olması gerekmektedir. İdarenin siyasi ve mahalli baskıdan uzak, tamamen mühendislik ilkelerine göre kontrollük vazifesini yapması son derece önemlidir. Unutulmamalıdır ki, yetersiz kontrollük hizmeti verilmesi, yetersiz ve eksik uygulama yapılması ile eşdeğerdir." İzmir Depremi Raporu`nun tam metnine aşağıdaki dosyalar bölümünden ulaşabilirsiniz
|