 |
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK), mevzuat değişiklikleriyle çıkarma işlemlerinin kolaylaştırılmasının ormanların parçalanmasına neden olduğuna işaret ederek, 739 bin hektar büyüklüğündeki orman alanın ticari etkinliklere tahsis edildiğine dikkat çekti. Açıklamada İzmir’de gündeme getirilen projelerin korunması gereken binlerce hektar alanı etkileyeceği belirtilerek, vazgeçilmesi çağrısı yapıldı.
TMMOB İzmir İKK, 21 Mart 2021 tarihinde Dünya Ormancılık Günü dolayısıyla bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda ortak basın açıklaması metnini Orman Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Sabahattin Bilge okudu. Ülke ve kent kaynaklarının korunması, bilim ve mühendislik ışığında kente yönelik projelere ilişkin değerlendirmelerinin paylaşıldığı basın açıklamasında, başta ormanlar ve su olmak üzere doğal kaynakların korunması mücadelesinin sürdürüleceği vurgulandı. Orman Kanunu`nda 1956`dan 2003 yılına kadar 15 kez değişiklik yapılmasın rağmen, 2003`den bu yana 29 kez değişikliğe gidildiği belirtilerek, şöyle denildi: "Toplamda 44 kez yapılan değişikliklerle her seferinde ormanların aleyhine düzenleme yapılmıştır. 739 bin hektar büyüklüğündeki orman alanları ormancılık dışı amaçlarla kullanılmak üzere madencilik, enerji, turizm vb. etkinliklere tahsis edilmiştir. Buna karşın büyük bir bölümü orman ekosistemi oluşturmaktan oldukça uzak olan 135 bin hektar civarındaki özel ağaçlandırma tahsisleri dahil değildir. Bu tür tahsisler sonucu ormanlarımızdaki parçalanma miktarı hızla artmış, resmi verilere göre sadece 2008 ile 2019 yılları arasındaki 11 yıllık kısa süre içinde, ormanlarımızdaki parça sayısı 102 binden, 159 bine çıkarak yüzde 56 artmıştır. 10 hektardan büyük orman alanlarının sayısı azalırken, 10 hektardan küçük orman alanlarının sayısı yüzde 118 artmıştır. Bu veriler büyük orman alanlarının, hızla parçalanarak küçük alanlara dönüştüğünü göstermektedir." Yayımlanan torba yasayla 28 Nisan 2018 tarihinde yürürlüğe giren kanunun ek 16. maddesinin orman alanı dışına çıkarma işlemlerini kolaylaştırdığına vurgu yapılan açıklamada, bu değişiklikle İzmir Bayraklı`da orman alanın yapılaşmaya açıldığı ifade edildi. Depremzeler için yerleşim alanı açılacağı ifade edilerek, bölgenin orman alanında çıkarıldığının hatırlatıldığı açıklamada, bu alanın 1995 yılında meydana gelen sel felaketinde 58 yurttaşın yaşamını yitirdiği Laka Deresi Havzası`nda olduğu belirtildi. Felaketin önüne geçmek için geçmişte alanın ağaçlandırıldığı dikkat çekilen açıklamada, yapılaşmaya açılmasının afet riskini artıracağı belirtilerek, TMMOB`un konuya ilişkin dava açtığı hatırlatıldı. "Kanal İstanbul" projesinin bir benzerinin "Çeşme Turizm Projesi" adı altında hayata geçirilmeye çalışıldığına değinilen açıklamada, bu projenin de korunması gereken binlerce hektarlık orman alanın etkileyeceği belirtildi. İzmir-Aydın Otoyolu yapımı sırasında Karayolları Genel Müdürlüğü`ne tahsis edilen ormanlık alanın bir bölümünün Sağlık Bakanlığı`na ön izinle devredildiğine de değinilen açıklamada, bu alanın "şehir hastanesi" bahanesiyle yapılaşmaya açılması eleştirildi. Bilimsel dayanaktan yoksun, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve yürürlükteki mevzuata bile aykırı projelerle, orman varlıkların talan edildiğine vurgu yapılan açıklamada, "Korunması gereken binlerce hektar alanı etkileyecek ranta yönelik bu tür projeden bir an önce vazgeçilmelidir" ifadeleriyle çağrı yapıldı. TMMOB`un bilgi birikimini, ülkenin kalıcı çıkarları için kullanmaya hazır olduğu belirtilerek, şöyle denildi: "Ya insanlığın ve yaşamın teminatı olan ormanlarımızı ve doğal varlıklarımızı bütüncül bir koruma anlayışı ile sonuna kadar taviz vermeden koruyacağız, ya da bu varlıklarımızın küresel sermayeye ve ranta kurban edilmesine seyirci kalarak hep birlikte yok olacağız. Bugün; dünya uluslarınca da benimsenmiş olan 21 Mart Dünya Ormancılık Günü`nde, tüm halkımızı ülkemizin taşına, toprağına, havasına, suyuna ve ormanlarına sahip çıkmaya çağırıyoruz."
|
|
|
Tanıtım
İZMİR ŞUBE
ADALET NÖBETİNE ÇAĞRI: #GEZİYEOZGURLUK
