MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 İZMİR ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

YENİ ÜYELİK

   · 

YAYIN SATIŞ LİSTESİ

   · 

İNDİRİM YAPAN KURULUŞLAR

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AYDIN   İZMİR   MANİSA 
 

 

EMO İzmir Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 402

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

7. İZMİR RÜZGAR SEMPOZYUMU DÜZENLENDİ


HABER


 
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) ve Makina Mühendisleri Odası (MMO) İzmir Şubelerinin düzenlediği 7. İzmir Rüzgâr Sempozyumu 21-22 Eylül 2023 tarihlerinde Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştirildi. Sempozyumun açılış töreninde yenilenebilir kaynakların önemine vurgu yapılırken, rüzgar enerjisindeki büyüme beklentisi dile getirildi.
 

7. İzmir Rüzgâr Sempozyumu çalışmalarına 21 Eylül 2023 tarihinde gerçekleştirilen açılış töreniyle çalışmalarına başladı. Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi`nde Anadolu Salonu`nda gerçekleştirilen açılış töreninde EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Tamer, MMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı İlkin Boz, EMO Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş, MMO Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener`in yanı sıra Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği Genel Sekreteri İskender Kökey, Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tibet Arbak ve İzmir Kalkınma Ajansı Yatırım Destek Ofis Koordinatörü Hülya Ulusoy Sungur birer konuşma yaptı.

İlk olarak söz alan MMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı İlkin Boz konuşmasında, alanında uzmanlaşmış profesyonelleri, akademisyenleri ve mühendisleri bir araya getiren bu sempozyumumuz; akademi, sanayi ve toplum iş birliğine katkı sunmayı hedeflediğini ifade ederek şunları söyledi:

"Dünyamız, her geçen gün artan bir ekolojik yıkım tehdidi ile karşı karşıyadır. Ekolojik krizin en önemli kaynaklarından biri fosil yakıtlardır. Başta petrol olmak üzere fosil yakıtların aşırı tüketimi dünyamızı tehdit etmeye devam etmektedir. Çevresel risklere ek olarak, böylesi enerji kaynaklarının uzun vadede tükenme olasılığı geleceğimizi tehdit etmekte ve buna bağlı olarak yükselen fiyatlar büyük bir enerji krizini de her geçen gün arttırmaktadır.

Tüm bunları bir araya getirdiğimizde, rüzgâr enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmenin önemi iyiden iyiye anlaşılmaktadır. Sempozyumumuz işte bu yönelime doğru küçük de olsa bir katkı sunması umuduyla yapılmaktadır.

Ülkemizin ciddi boyutlara varan yenilenebilir enerji kaynağı potansiyeli bulunmaktadır. Bu potansiyelin genel olarak daha etkin değerlendirilmesi ve elektrik üretimindeki payının mutlaka artırılması gerekmektedir. Böylelikle bir taraftan dışa bağımlılığımız azaltılıp, yerli sanayimizin gelişimi arttırılırken diğer taraftan üretim ve istihdama katkı sağlanabilecektir."

"Rüzgarın Yükselişi Sürecek" 

Sempozyumun ilk kez gerçekleştirildiği 2001 yılında Türkiye`nin kurulu toplam enerji üretimi 24.000 MW iken, 2023 yılı itibariyle bu güç 105.000 MW`a yükseldiğine işaret eden Boz, "Yine 2001 yılında yenilebilir enerji kaynaklarının toplam kurulu güçteki oranı %1`in altında iken şu anda %11`lere ulaşmıştır. 22 yılda 11 kattan fazla artan bu üretim kapasitesi tabi ki yeterli değildir. Ama bu yükselişin önümüzdeki yıllarda daha da hızlanacağı net bir şekilde görülmektedir" ifadelerini kullandı."

MMO Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener ise 2022 yılında elektrik üretiminde fosil yakıtların payı yüzde 60`ı geçtiğine dikkat çektiği konuşmasında, "Bunda özel şirketlerin payı ise yüzde 85 düzeyindedir. Elektrik ve dağıtım ve satış hizmetinin tamamı, doğalgaz dağıtımı ve satışı, İstanbul dışında ülke ölçeğinde bütünüyle özel sektör şirketlerince verilmektedir.

Kamu elektrik üretim tesislerinin büyük bölümü özelleştirilmiş ve elektrik üretiminde kamunun payı 2022`de yüzde 15 düzeyinde olmuştur. Elektrik dağıtımı ve satışı tamamen özel şirketler aracılığıyla yapılmaktadır. Birkaç büyük özel sermaye grubu, elektrik dağıtımını da kontrol etmekte oldukları gibi, elektrik üretiminde da kayda değer bir ağırlığa sahiptir" dedi. Yener; enerji yönetiminin, rüzgâr enerjisine dayalı elektrik üretim potansiyelinin değerlendirilmesi, RES ekipmanlarının yurtiçinde üretimi için ortak akla dayalı ve toplum çıkarları doğrultusunda uzak görüşlü planlı bir strateji geliştirme ve programlar uygulama konusunda görevini yerine getirmediğini vurgularken, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Enerji yönetiminin rüzgâr enerjisi kurulu güç artış öngörüsü; 2035 Stratejik Planına göre, 2022-2025 döneminde yılda 588 MW, 2022-2030 döneminde yılda 850,5 MW, 2022-2035 döneminde ise yılda 1400 MW yeni kurulu güç hedeflemektedir. 2035 hedefi olan 29000 MW mevcut karasal RES potansiyelinin yüzde 60`ıdır.

Yerli rüzgâr türbini imalatı için başlatılan MİLRES yıllardır sonuçlanmamıştır. Aynı amaçla 2017`de açılan ihalede, aradan geçen yıllara karşın somut bir adım atılmamıştır.

Oysa, aoerodinamiği iyi bilen TUSAŞ, TAI, ROKETSAN, ASELSAN vb. kamu şirketlerinin önderliğinde, rüzgar türbininin çeşitli aksam ve parçalarını imal eden özel şirketlerin ve ENSİA`nın da katılacağı bir güç birliği uygulaması ve yapılanmasıyla hem ülkenin türbin ihtiyacı daha ucuz maliyetlerle karşılanabilir, hem de çevre ülkelere ihracat fırsatları yaratılabilir.

Tüm dünyada, fosil yakıt tüketiminin hızla azaltılması, başta kömür santralları olmak üzere elektrik üretiminde fosil yakıt kullanımının sınırlanması, rüzgar ve güneşin özel olarak elektrik enerjisi üretimi, genel olarak enerji arzı içinde birincil kaynak olması konulu tartışmalar gündemdedir."

Konuşmasında, TMMOB tarafından başlatılan, "Cumhuriyetin 100. Yılında Haklarımız ve Geleceğimiz İçin Mücadeleyi Büyütüyoruz!" kampanyasına da değinen Yener, "Tüm meslektaşlarımızı ve ülkemizin geleceğini düşünen herkesi, geleceğimizi ellerimize almak için sesimize ses, gücümüze güç katmaya, güçlerimizi birleştirmeye; planlama, sanayileşme, kalkınma, hakça paylaşma kamucu politikaları temelinde kamusal yarar, kamusal hizmet, kamusal denetim, tam istihdam, güvenceli çalışma ve insanca yaşam mücadelemizi büyütmeye çağırıyoruz" şeklinde konuştu 

"Rüzgarda Büyüme Potansiyeli"  

7. İzmir Rüzgâr Sempozyumu`nun açılışında konuşan Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş ise  rüzgâr enerjisine ilişkin ilk ciddi çalışmanın  Elektrik İşleri Etüt İdaresi‘nin gerçekleştirdiği Rüzgâr Enerjisi Potansiyel Atlası Projesi olduğunu ifade ederek şu bilgileri verdi:  

"Atlasın yayımlanmasının ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu‘nun (EPDK) lisanslama çalışmalarının ardından ülkemiz rüzgâr santralları ile tanıştı. EPDK verilerine göre; Haziran 2023 itibariyle ülke genelinde lisanslı kurulu gücün yüzde 10.31`iniı; yani 10 bin 978 MW`lık bölümünü rüzgâr santralları oluşturmaktadır. Rüzgâr Enerjisi Potansiyel Atlası`na göre; sadece İzmir ilimizin ekonomik rüzgâr potansiyelinin 11 bin 854 MW düzeyinde olduğu göz önünde bulundurulursa, rüzgar enerjinde büyüme eğiliminin önümüzdeki yıllarda da süreceğini ön görmek yanlış olmayacaktır. Üretim değerlerine bakıldığında bu yılın ilk 6 ayında ülkemizde üretilen elektrik enerjisinin 10,37`si rüzgardan elde edilmiştir.  İstatistikler sevindirici bir şekilde geçtiğimiz 6 ayda hidrolik üretimimizin yarısı kadar bir üretimin rüzgardan yapıldığına işaret etmektedir. Yenilenebilir kaynakların büyümesinin yanı sıra kaynak çeşitliği açısından da önemli gördüğümüz bu gelişimin büyüyerek sürmesinin temenni ediyoruz. 

Elektrik Mühendisleri Odası olarak ülkemizin enerji ihtiyaçları için öncelikle yerli ve yenilenebilir kaynaklardan, merkezi bir planlama içerisinde, kamusal bir anlayışla kullanılması gerektiğini uzun yıllardır altını çiziyoruz. Özellikle rüzgâr ve güneşteki yüksek potansiyelimiz değerlendirmeyi beklemeye devam ediyoruz. Rüzgâr enerjisi alanında ciddi bir yol aldık, ülkemizin mühendislik kapasite de arttı. Bu kapasitenin enerji maliyetlerini düşürecek şekilde kamu yararına kullanılması için çaba sarf etmeye devam edeceğiz."

"Bağımlı Piyasa Zam Üretiyor"

Elektrik enerjisinin yaşamın temel girdisi niteliğinde olduğu ve üretim maliyetlerinin düşük tutulması gerektiğine işaret ederek, konuşması şöyle sürdürdü: 

"Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik krizin temel sebeplerinden biri ithal kaynaklara dayalı olarak şekillenen enerji piyasasıdır. Yüksek enerji maliyetlerinin işçilik giderlerinin düşürülmesiyle dengelendiği bir ekonomik yapının olduğu ülkemizde, yoksullaşmada enerji politikalarının etkisi büyüktür. Asgari ücretle geçinmek zorunda olan milyonlarca ailenin, gıda ile elektrik enerjisi arasında seçim yapmak zorlandıkları bugünlere bir daha geri dönmemek için yerli ve yenilenebilir kaynakların kullanıldığı, tarifelerin kamu yararına, genel ekonomiyi destekleyecek şekilde belirlendiği bir yönetim anlayışına geçilmesi gerektiğini vurgulamak isteriz.

Bildiğiniz gibi EMO olarak, kaynakların yerli olmasının yanında bu kaynaklar için kullanılacak ekipmanlardaki yerli üretimin de önemli olduğunu vurguluyoruz. Yerli ekipman ve teknoloji geliştirilmesi konusunda ülkemiz henüz emekleme aşamasında bulunduğundan hareketle, rüzgâr ve güneş enerjisine ilişkin Ar-Ge çalışmalarının, enerji alım fiyatlarına dayalı mali mekanizmaları aşacak bir şekilde teşvik edilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Rüzgâr ve güneş enerjisine ilişkin araştırma ve geliştirme çalışmalarını koordine etmek üzere yeni bir planlama yapılmasına da ihtiyaç bulunmaktadır. Yerli kaynakların pahalı ithal ekipmanlarla değerlendirilmesi, ekonomimizin temel problemi olan cari açığın düşürülmesine beklenilen katkıyı sağlayamayacaktır. Başta mühendislerimiz olmak üzere bu alandaki yetişmiş işgücümüz, Ar-Ge yapacak, teknoloji geliştirecek niteliktedir. 

"Alım Garantileri İptal Edilsin"

Başta rüzgar ve güneş olmak üzere yenilenebilir kaynakların kullanımının önündeki en temel engellerden biri; var olan doğalgaz santralları ile planlanan nükleer santrallar için verilen alım garantileridir. Serbest piyasa mantığı içinde bile bir yere oturtamadığımız alım garantileri iptal edilmelidir en azından mevcutlara yenileri eklenmelidir. Sosyo-ekonomik maliyeti de dahil olmak üzere ucuz enerji sağlayan yenilenebilir kaynaklardan daha sağlıklı yararlanabilmemiz için alım garantisi verilen Akkuyu ve Sinop‘taki nükleer santral çalışmalarına son verilmelidir. Güney Kore ile başlatılacağı ifade edilen nükleer santral görüşmeleri bir an evvel gündemden düşürülmelidir. 

Elektrik Mühendisleri Odası olarak yıllardır, doğal tekel olarak gördüğümüz ve artık erişimi temel bir insan hakkı olarak değerlendirilen enerjinin, siyasi ve kar güdüsüyle gerçekleştirilen müdahalelerden uzak özerk bir yapı ile kamu yararı doğrultusunda yönetilmesi gerektiğini dile getiriyoruz. Alandaki özelleştirme ve piyasalaştırma faaliyetleri ile birlikte kurulan ve özerk olacağı ifade edilen EPDK‘nın inisiyatifi şirketlere bıraktığını ve kar güdüsüyle şekillenen yapının tehlike olduğunu ve zam ürettiğini birlikte gördük. Kamu otoritesinin olmadığı ve sadece fiyat ve kar dengesi gözetilerek elektrik borsasında dengelenmeye çalışılan bu yapıyla arz güvenliği ve maliyet dengesinin tehlikeye düşeceği uyarımızı bir kez daha yeniliyoruz.  Sempozyumun enerji alanındaki karar vericiler ve politika yapıcılara yol göstermesini umut ediyoruz. "

#BoşunamıOkuduk

TMOOB`un bir kampanya başlattığını hatırlatan Ulutaş, EMO üyesi elektrik, elektronik, haberleşme biyomedikal ve kontrol mühendislerinin de yoksullaştığına dikkat çekerek, "Enerjinin, telekomünikasyonun bir avuç tekelin kısa vadeli kar hırsına terk edildiği; ülke sanayisinin montaja dayalı, dışa bağımlı, ülke önceliklerini gözeten bir inovasyon ve kaynak planlamasından yoksun kaldığı; genç meslektaşlarımızın yaşayabilmek, hatta nefes alabilmek için çözümü daha fazla yurtdışına çıkmakta gördüğü bu dönemde hepimizin aklında aynı soru var; boşuna mı okuduk?" ifadeleri kullandı. TMMOB`un mesleğimizin itibarına sahip çıkmak için iki aylık dönemde kampanya çalışması yürüteceğini ifade eden Ulutaş, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Cumhuriyetimizin 100. Yılına girerken bilimle, akılla ve dayanışmayla tüm sorunlun çözebilmek için tüm meslektaşlarımızın desteğine ihtiyacımız var. Gelin hep birlikte tartışalım. konuşalım, çözümü birlikte yaratalım. Bitirirken; hem teorik bilginin hem de deneyimlerin aktarılması için bir platform işlevini gören bu sempozyumumuzun, ülkemizin mühendislik birikimini artırmasını ve bu birikiminin kamu yararına katma değere dönüşmesini umut ediyoruz.  Emeği geçenlere, bilgi ve deneyimlerini paylaşmak için aramızda bulunan tüm meslektaşlarımıza teşekkür ederek, başarılar dileriz."

Binde Birlerden Yüzde Onlara 

EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Tamer ise konuşmasında EMO`nun enerji üretiminin fosil kaynaklardan yenilenebilir kaynaklara kaydırılması için çaba sarf ettiğine vurgu yaparak, konuşmasını şöyle sürdürdü:  

"Düzenlediğimiz bilimsel etkinliklerde ön plana çıkarmaya çalıştığımız kaynaklardan biri olan rüzgar enerjisini bugün açılışını yaptığımız sempozyumda tüm boyutlarıyla irdeleyeceğiz. Etkinliğin ilkini 5-7 Nisan 2001 tarihlerinde gerçekleştirmiştik. O günden bugüne kadar alanda ciddi gelişmelerin, ciddi sorunlarla birlikte yaşandığına şahit oluyoruz. Salondaki meslektaşlarımızın bir kısmı ilk İzmir Rüzgâr Sempozyumu`nun düzenlendiğini hatırlayacaktır. O yılın istatistiklerine bakıldığında ise jeotermal ile birlikte rüzgârın payının binde 1 olduğu görülecektir. Özetle rüzgârının payının binde 1 seviyelerindeyken başladığımız etkinlikte, bugün yüzde 10`lar düzeyindeyiz. Kuşkusuz etkinliğimiz bu gelişeme tek teorik hem de uygulama deneyimlerin paylaşılmasına imkan vermesi nedeniyle ivme kazandırmıştır. Geçmişten günümüze etkinliğe emeği geçen herkese teşekkür ederken, rüzgarın payını büyüterek ülkemizin kalkınmasına hizmet eden meslektaşlarımıza da şükranlarımızı sunarız." 

Allım ve kâr garantileriyle şekillendirilen piyasanın kronik sorunalra neden olduğuna vurgu yaparak, "Bugün enerji alanı ne yazık ki, ciddi sorunların birikip kronikleştiği bir alan haline gelmiştir. Büyük oranda doğalgaza bağlı ve alım garantili anlaşmalarla ve özel sektörün ancak yüksek karlarının garanti altına alınması durumunda yatırım yaptığı gerçeği ile şekillenen alan, hem cari açığın en önemli kısmını oluşturmakta hem de gerek çok parçalı ve artık yönetilemez hale gelen yapısı gerekse sürekli artan enerji maliyetleriyle ekonomik ve sosyal olarak ülke insanı için ciddi maliyetleri beraberinde getirmektedir" diye konuştu. 

Kısa vadeli enerji yatırımları desteklenerek, rüzgar, jeotermal, biyokütle ve güneş gibi yenilenebilir seçeneklerin gözardı edildiğine değinen Tamer, konuşmasına şöyle devam etti: 

"Rüzgar ve güneş santrallerinin yaygınlaştırılması yerli kaynakları kullanmak ve karbon emisyonunu düşürmek açısından gereklidir. Bu alanlarda kullanılan ekipmanların yerli üretimle sağlanması konusunda Ar-Ge ve mühendislik çalışmaları konularındaki desteklerin etkin olarak arttırılması gereklidir. 

Merkezi plan ve kamusal bir anlayışla ele alınmayan bu planlar çevreye, bölgeye, eko-sisteme, tarım alanlarına etkilerine bakılmadan ve bölge halkının talep ve itirazları dikkate alınmadan uygulanmak istenmektedir. Enerji yatırımları konusunda kağıt üstünde kalan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçleri sağlıklı hale getirilmelidir. ÇED raporların yatırımcı firmalardan iş alan şirketler tarafından değil de bağımsız ve bünyesinde uzmanlar barındıran kurumlar tarafından teknik ve bilimsel gerçeklere uygun olarak düzenlenmesi sağlanmalıdır. Çevrenin yanında yatırımların kültürel ve tarihi dokuya da zarar vermesinin önüne geçilmelidir.  ÇED süreçleri de dahil olmak üzere teknik uygunluk taşıyan projelerde de yöre halkının onayı mutlaka aranmalıdır. Hidroelektrik santralların özellikle Doğu Karadeniz‘de sebep olduğu çevre sorunların rüzgar ve güneş santraları ile başta Ege Bölgesi olmak üzere tüm yurda yayılmasının önüne geçilmelidir. Yatırım planlamasında şirketlerin bilançolarına yansımayan çevresel ve toplumsal maliyetler de kamu tarafından değerlendirilerek, lisanslama yapılmalıdır. Yatırımlar tarım ve yaşam alanlarından uzak, yöre halkının yaşamını ve ekonomisini olumsuz etkilemeyecek şekilde planlanmalıdır.  

Yerli ve yenilenebilir kaynakların kullanımında, özellikle HES projelerinde karşımıza çıkan çevre sorunlarının, rüzgâr ve güneş projelerine de sıçraması engellenmelidir. Günümüzde geliştirilmiş en temiz enerji üretme yöntemlerinin bile, kâr hırsı nedeniyle çevre yıkımlarına neden olduğu hepimiz tarafından bilenen gerçeklerdir. Özellikle ÇED süreçlerinin iyileştirilip, toplumsal fayda analizlerine dayalı bütüncül değerlendirmelere göre, yatırımlara izin verilmesi; yatırımcılarımızın da çıkarınadır. Çevreyi ve yöredeki ekonomiyi de kapsayan ömür boyu maliyet analizleri yapılmalıdır. Maliyetlerde küçük tasarruflar etme anlayışıyla, yerleşim alanlarına ve tarım alanlarına çok yakın konumlara yatırım yapılmasından vazgeçilmelidir. "

Başta ilimiz olmak üzere ülkemizin rüzgâr potansiyelini doğaya, çevreye, kültürel ve tarihi dokuya zarar vermeden değerlendirilmesi olanaklıdır. Yerli kaynağın yerli ekipmanlarla değerlendirilmesi amacıyla Ar-Ge çalışmalarının önüne açmasının yanında, bu alanda çalışan sanayi kuruluşları ve bölgelerinin de teşvik edilmesine katkı sağlamasının beklediğimiz Sempozyumun, doğaya, yaşam ve tarım alanlarına olumsuz etkileri mimimize edilmiş rüzgâr projelerin yaygınlaşması için bir dönüm noktası oluşturmasını diliyoruz. Emeği geçenlere, bilgi ve deneyimlerini paylaşmak için aramızda bulunan tüm meslektaşlarımıza teşekkür ederek, başarılar dileriz."

 


 

 

 

 



ALPASLAN GÜZELİŞ’İ ANIYORUZ...

14.07.2023
 


Çok Okunanlar


İZMİR KÜLTÜR TURU-5 DUYURUSU

ONLINE SEMINAR: NEW REQUIREMENTS FOR HOUSEHOLD REFRIGERATION APPLİANCES

SAYI 402: VII. ELEKTRİK TESİSLERİ ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ

EMO-GENÇ ÜYE TOPLANTISI

EMO GENÇ ÜYE TOPLANTISI YAPILDI

GENÇ MÜHENDİSLER BULUŞTU

MODÜLER KESİNTİSİZ GÜÇ KAYNAKLARI SEMİNERİ

VII. ETUK DEĞERLENDİRME TOPLANTISI YAPILDI

YÜRÜYÜŞ: HERKES İÇİN ADALET

TMMOB 8. KADIN KURULTAYI 2-3 ARALIK`TA ANKARA`DA GERÇEKLEŞTİRİLECEK

Okunma Sayısı: 43


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2023 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.