EMO İZMİR ŞUBESİ 35. OLAĞAN GENEL KURULU DÜZENLENDİ
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi 35. Olağan Genel Kurulu, 3 Şubat 2024 tarihinde çalışmalarına başladı. Hizmet ve Eğitim Merkezi’nin ikinci katında yer alan yeni konferans salonunun açılışı da yapıldı. 35. Çalışma Dönemi’nden görev yapacak Yönetim Kurulu, Şube Denetçileri ve Şubeyi EMO Genel Kurulu’nda temsil edilecek delegeler ise 4 Şubat 2024 tarihinde gerçekleştirilen seçimlerle belirlendi.
EMO İzmir Şubesi 35. Olağan Genel Kurulu öncesinde Hizmet ve Eğitim Merkezi`nin ikinci katında yer alan yeni konferans salonunun açılışı gerçekleştirildi. Hizmet ve Eğitim Merkezi`nin üyelerin katkılarıyla gerçekleştirildiğine vurgu yapılırken çalışmalara katkı sağlayan isimlerin katılımıyla kurdele kesme töreni gerçekleştirildi.
Törenin ardından EMO İzmir Şubesi 35. Olağan Genel Kurulu divanın uluşturulmasıyla çalışmalarına başladı. Divan başkanlığına Özcan Uğurlu, Başkan Yardımcılığına Hacer Öztura, Yazman olarak ise Şeymanur Bülbül ve Muhammet Can Karagül seçildi. Divanın oluşmasının ardından gündem önergeleri alınarak, toplantı gündemi revize edildi. Saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasının ardından "Şube Yönetim Kurulu Başkanının Konuşması" gündem maddesine geçildi.
"Yağmaya Karşı Mücadele Ediyoruz"
EMO İzmir Şubesi 34. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Tamer, çalışmaların zor şartlar altında sürdürüldüğünü ifade ederek, çalışma anlayışını şöyle özetledi:
"Şubemizin 34. Olağan Genel Kurulu`nda üyelerimizin aldığı kararlar doğrultusunda yürüttüğümüz çalışmalarımızı tamamladık. Komisyonlarımızda görev alan üyelerimizin katkılarıyla, mesleğin korunması, şube çalışmalarının daha iyi fiziki koşullarda yürütülmesi, bilim ve tekniğin ülke gündeminde üst sıralara yükselmesi için çalışmalarımız dönem boyunca sürdürdük. Mesleğimizin toplumun yararına sunulması olanaklarının daraltılmaya, eleştirel aklın, pozitif bilimin ve mühendisliğin genel ilkelerinin sistemli olarak tahrip edilmesine karşı koymaya çalıştık.
Şubemizin 34. Olağan Genel Kurulu`nu 15-16 Ocak 2022 tarihlerinde gerçekleştirmiştik. Dönem çalışmalarına, küresel ölçekte yaşanan ve ülkemizde çok daha sarsıcı etkilere neden olan bir enerji krizinin gölgesinde başladık. Enerji zamlarına karşı kamuoyunu bilgilendirmek başta olmak üzere Odamız ve üst birliğimiz TMMOB`un çalışmalarına katkı sağladık. Fahiş düzeyde gerçekleşen akaryakıt, doğalgaz ve elektrik zamlarıyla birlikte ülkenin ana gündem maddelerinden birini enerji sorunları oluşturdu. Zamların yanı sıra doğalgazda yaşanan arz sıkıntısı, doğalgaz ve buna bağlı olarak elektrik enerjisinde yaşanan kesintiler tartışıldı.
Herkesin bildiği gibi ülkemiz uzun zamandır küresel ölçekte Dünya Bankası ve IMF`ın kontrol ettiği neo-liberal olarak adlandırılan, özelleştirmeci ve piyasayı kutsayan bir ekonomik modelle yönetiliyor. İlk kez 2001`de yayımlanan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile birlikte kamunun alanda yatırım yapması yasaklanarak, inisiyatif piyasaya, üretim planlaması ise özel sektörün kârlılık hesaplarına bırakıldı. Kamu kaynakları alım ve fiyat garantileri verilen özel sektör yatırımlarına akıtılırken, bir yandan da kamunun elektrik üretim tesisleri de özelleştirmeye başlandı. Dağıtım özelleştirmesiyle birlikte bu stratejik alan neredeyse bütünüyle özel şirketlerin denetimine geçti. Şirketler, gerçekleştirdikleri yatırımlar ve özelleştirme ihalelerinde oluşan bedelleri için uluslararası sermaye kuruluşlarından aldıkları kredileri ise halen ödemeye devam ediyor. Artan döviz kuru nedeniyle, bu kredilerin ödenebilmesi için maksimum kârlılık seviyelerini daha uzun yıllar korumaları gerekiyor. Ülkemizin kıt kaynakları; yerel, milli gibi gözüken enerji şirketleri aracılığıyla, yağmalanarak yurtdışına taşınmaya devam ediyor. Türk Telekom özelleştirmesinde karşımıza çıkan kârın yurtdışına taşındığı, borcun ülke içinde bırakılmasına benzer bir tablo oluşuyor."
Krizler ve Yıkımlar Dönemi
Konuşmasına dönem içinde yaşanan enerji krizine dikkat çekerek devam eden Tamer, "Enerji güvenilirliğini ve bağımsızlığını tam anlamıyla sağlayamamış diğer ülkeler gibi artan maliyetler ekonomimizi olumsuz etkiliyor. Birincil enerji kaynaklarında sürekli artırılan dışa bağımlığının ve sanayinin katma değeri düşük, enerji yoğunluğu yüksek alanlar üzerine kurulmasının acı sonuçlarını yaşıyoruz" diye konuştu. Yatırımların azalmasıyla, mühendislik hizmetleri krizden en çok etkilenen alanlardan biri olduğunu ifade eden Tamer, "Meslektaşlarımız arasında yüksek seyreden işsizlik oranı daha da arttı. Çok sayıda meslektaşımız işini kaybetti, daha fazla sayıda meslektaşımız ise ücretsiz izne çıkarıldı. Kendi adına çalışanların yanı sıra ücretli çalışan meslektaşlarımız da gelir kaybına uğradı" diyerek üyelerin yaşadığı sorunları özetledi. Çip krizin meslek alanındaki etkilerine de değinen Tamer, bilişim ve telekomünikasyon alanındaki politikaların önemi de dikkat çekti. İktidarın farklı yıllarda 9 kez TMMOB Kanunu değişikliği yapmaya çalıştığını hatırlatan Tamer, "Yasalaştırılamayan bu dokuzu girişimden de üst birliğimiz TMMOB ve Odamız güçlenerek çıkmıştır" diye konuştu.
2022`nin salgın ve ekonomik krizi 2023`üğ ise deprem felaketiyle yıkıma sebep olduğunu hatırlatan Tamer, deprem sonrası yapılan Şube çalışmalarını şöyle özetledi:
"6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremler, nüfusu 15 milyondan fazla olan 10 büyük ilimizde büyük can kaybına ve yıkıma neden oldu. Bölgedeki 5 milyonu aşkın yapının etkilendiği depremler sonrası, yurttaşlarımız da tarihin en büyük toplumsal dayanışma örneklerinden birini sergilendi. Depremden canlı kurtulanın vatandaşların, vakit kaybetmeden komşularını kurtarmaya çalıştığı ilk yirmi dört saatlik dönemde, bölgeye çok yetersiz sayıda arama ve kurtarma ekibi sevk edilebildi. Depremden etkilenmeyen bölgelerdeki yurttaşların, kitle örgütlerinin, yerel yönetimlerin koordinasyonunda seferber olduğu görülürken, bazı il ve ilçelere geçmek bilmeyen saatler, günler boyunca ulaşılamaması tüm ülkeyi derin bir yasa ve acıya boğdu. Günlerce sosyal medyadan enkaz konumlarıyla yardım çığlıkları paylaşıldı. Deprem haberinin alınmasıyla birlikte Şubemiz, Odamız ve TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu bünyesinde üyelerimizin de katılıyla yoğun bir yardım ve destek çalışması gerçekleştirildi. Arama-kurtarma eğitimi olan üyelerimizin bölgeye sevk edilmesi, yardım koordinasyonu yaparak toplumsal seferberliğe katkı sağladık. Odamız bölgedeki elektrik ve telekomünikasyon şebekesindeki eksiklerin giderilmesi için biryandan kamuoyunu bilgilendirirken, bir yandan da deprem bölgesindeki meslektaşlarımızla dayanışmak için çalışmalar yürüttü. EMO olarak önümüzdeki mesleki bilgi, birikim ve deneyimlerimizi yurttaşlarımızın hizmetine sunmak için yoğun çaba sarf ettik. Şubemizin bünyesinde Afet Koordinasyon ve Hazırlık Komisyonu kurarak, çalışmaları yoğunlaştırmaya çalıştık."
"Mücadeleye Devam"
Mesleği bilimin ışığında yürütülmesine olanak sağlayacak koşulların oluşması için mücadele ettiklerine vurgu yapan Tamer, "Odalarımız 50`li yıllardan günümüze kalkınma, sağlıklı ekonomik büyüme ve kentleşme için toplum yararına çaba sarf ediyor. TMMOB`a bağlı meslek odaları olarak faaliyetlerimizi üyenin ve toplumun ortak çıkarlarını korumak olarak özetlenebilecek bir genel ilke etrafında sürdürmeye gayret gösteriyoruz" dedi. Şubenin düzenlediği seminer, kongre, sempozyum gibi bilimsel etkinliklere ilişkin bilgi veren Tamer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir yandan geleceğin mühendisliğinin şekillendirmeye katkı sağlamaya çalışırken bir yandan da teknolojinin yaşamı olumlu yönde değiştirmesine vesile olmayı hedefliyoruz. Oda olarak, hem toplum genel yararı hem de üyelerimizin mesleki hak ve sorumluluklarını korumak amacıyla ülkemizin Ar-Ge ve bilgi yoğun ekonomik politikalarla yönetilmesi için mücadele ediyoruz. İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz, teknoloji geliştiremeyen, yerli enerji kaynaklarını kullanamayan enerji, madencilik, telekomünikasyon başta olmak üzere temel altyapı alanlarını toplum yararına düzenleyememiş ülkelerin düşeceği durumu yansıtmaktadır. EMO olarak düzenlediğimiz, kongre, sempozyum gibi bilimsel ve teknik çalışmaların yanında meslek içi eğitimlerle ülkemizdeki mühendislik hizmetlerinin seviyesini artırmak için sistemli bir çalışma yürütüyoruz. "
Seminerlere ve MİSEM eğitimleri de değinen Tamer, Almanya merkezli VDE Testing and Certification Institute ile birlikte gerçekleştirilen çevrimiçi seminere dikkat çekerek, ISO50001, RCOS-Embedded Software Framework, ARM MCU ve IoT, PCB Tasarım, KiCAD gibi farklı konularda eğitimler de yapıldığını hatırlattı. Önümüzdeki dönem çalışmalara daha fazla katkı isteyerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Elektrik, elektronik, kontrol ve biyomedikal mühendislerinin meslek örgütü olan Odamız, bağımsız ve demokratik bir Türkiye için emekten, halktan yana politikaların hayata geçirilmesi, kamu çıkarlarının korunması, meslek ve meslektaş sorunlarının çözümü ile tüm toplum ve ülkenin gelişmesi doğrultusunda çalışmalarına devam ediyor. Geleneğimizin ışığında; bilim ve teknolojinin tüm toplumun yararına kullanılması mücadelesini büyütmek için tüm üyelerimizi yeni dönem çalışmalarına katkı sağlamaya davet ediyoruz.
Teknolojinin tüm toplumun yararına kullanıldığı, yoksulluğun ortadan kalktığı, bilim ışığında gelişen bir ülke yaratma mücadelesini büyütmek için tüm üyelerimizi mesleki demokratik mücadeleye omuz vermeye çağırıyoruz. Odamız, mühendislerin ülke kalkınmasına daha fazla hizmet edeceği, bilimin ışığında büyüyen bir ülke için tüm gücüyle mücadelesini sürdürecektir. Bir dönemi geride bırakırken, Yönetim Kurulu ve Şube Denetçisi olarak görev alan, komisyonlarda sorumluluk üstlenen tüm meslektaşlarımıza ve Şube çalışanlarımıza çok teşekkür ederiz. Teknolojinin toplumun yararına kullanıldığı, yoksulluğun ortadan kalktığı, bilim ışığında gelişen bir ülke yaratma mücadelesini büyütmek için tüm üyelerimizi Şubemizin 35. dönem çalışmalarına destek olmaya davet ediyoruz. Genel Kurul sonunda görev üstelenecek meslektaşlarımıza da başarılar dileriz."
Tanıtım
İZMİR ŞUBE
SAYI 407: YAŞASIN 1 MAYIS!
