Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu’nun bugün (11 Nisan 2025) gerçekleştirdiği basın açıklamasında, depolamalı elektrik üretim tesislerinin lisanslanmasında yaşanan sorunlara dikkat çekilerek, `çantacı` olarak bilinen şirketlerin ihalesiz, ücretsiz ve koşulsuz lisans alırken, gerçek küçük yatırımcıların ise gerekçesiz bekletildiği vurgulandı.
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ BASIN AÇIKLAMASI Küçük Yatırımcının Lisans Başvuruları Neden Bekletiliyor? ENERJİ PİYASASINDA ADİL VE ŞEFFAF YÖNETİM VURGUSU Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından 26 Mart 2025 tarihinde yapılan basın açıklamasında "Depolamalı elektrik üretim tesisi kurulması amacıyla bugüne kadar 676 projeye toplam 33.100 MW kurulu güç için ön lisans verildiği" kamuoyuna ilan edilmiştir. Bununla birlikte, EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, 11 Temmuz 2023 tarihinde düzenlenen 12. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi`nde 2023-2028 dönemi için TEİAŞ tarafından ilan edilen bağlanabilir kapasitelerin tamamı için kurulu gücü 260 bin MW`ı aşan 5 bin 968 depolamalı rüzgar ve güneş önlisans başvurusu aldıklarını açıklamıştı. Depolamalı RES ve GES başvurularında da hiçbir kişiye ya da şirkete ayrıcalık tanımadıklarına dikkati çeken Yılmaz, "Başvuru süreçleri sırayla, tamamen şeffaf bir şekilde ilerledi ve Türkiye‘nin enerjisini yükseltmek isteyen herkese kapılarımızı sonuna kadar açtık. Sektörümüzün bereketini gösteren gurur verici bir tablo ile 280 milyar dolar düzeyinde bir yatırım iştahıyla karşılaştık" ifadelerini kullanmıştı. Şeffaflığa ve adalete atıfta bulunulmasına rağmen, aynı kapsamda 25 Ocak 2023-30 Eylül 2023 arası yapılmış olan yaklaşık 2500-3000 adet başvurunun ne zaman sonuçlanacağı konusunda bugüne dek hiç bir açıklama yapılmamıştır. Muhtelif tarihlerde EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz tarafından yapılan açıklamalarda bekleyen başvurulara ilişkin hiçbir açıklamanın yer almadığı görülmüştür.
Başvurular Neden Beklemektedir?
Bu başvurular 2 yılı aşkın süredir bekletilmekle birlikte bu süreçte lisanslı ve lisanssız diğer başvurulara kapasite tahsisi yapılmaya devam etmektedir. Bu konudaki sorumluk ve yükümlülüklerin ilgili idareciler tarafından yerine getirilmemesi akabinde açılacak davalara konu olacağı ve kapasite tahsisi bu süreçte yapılan diğer lisanslı ve lisanssız projelerin de iptalinin söz konusu olabileceği öngörülmekte olup, bu tutumun ileride kamu zararına yol açabileceği düşünülmektedir. Bilindiği üzere, Depolamalı Elektrik Üretim Tesisleri ile ilgili yasal düzenleme kapsamında, 19 Kasım 2022 tarihinde Resmî Gazete`de yayımlanan mevzuat değişikliğini takiben, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından başvurular alınmaya başlanmış ve bu kapsamda Rüzgar Enerjisi Santrali (RES) ile Güneş Enerjisi Santrali (GES) projelerine yönelik olarak üretim lisansları (DEÜT kapsamında) verilmeye başlanmıştır. Mevcut kapasitenin kayda değer bir bölümünün, söz konusu tarih itibarıyla gerekli hazırlıklardan önceden haberdar olan piyasa adı ile "ÇANTACILAR" tarafından gerçekleştirilen müracaatlar ve müstakil depolama tesislerine ilişkin olarak yürürlüğe konulan geçici madde kapsamında, yarışma usulüne tabi tutulmaksızın, teminat sunulması gerekmeksizin ve herhangi bir ön işlem yapılmaksızın, 100 MW, 200 MW ve 250 MW kapasitelerinde projelere doğrudan tahsis edildiği bilinmektedir. Normal koşullarda Lisanslı Proje başvurularında EPDK tarafından teminat mektubu yükümlülüğü ve şirket sermaye yeterliliği istenirken bu projeler için ilk başvuru aşamasında teminat ve sermaye yükümlülüğünün istenmemesi anlaşılamamıştır. Bu kapsamda bazı şirketlere alt şirketleri aracılığı ile toplamda 1000 MW ile 2000 MW`ı aşan ön lisanslar verildiği EPDK`nın internet sitesinde daha önce yayımlanmış olan bilgiler doğrultusunda tespit edilmiştir. Ancak bahsedilen bu bilgilere ve içerideki diğer başvuruların durumunun tüm kamu tarafından görülebildiği bu sisteme bir süredir tam erişimin sağlanamaması ve bu platformdaki verilerin kısıtlı olması da soru işaretleri yaratmaktadır. Herhangi bir başvuru yapılabilmesi için gerekli olan EPDK başvuru sistemine yetki tanımlanması, şirket ana sözleşmesinin mevzuata uygun hale getirilmesi, santral sahasının seçilmesi ve idari açıdan uygunluğunun kontrolü, ilgili idarelerden imar durum yazısının temini, ilgili projelerin hazırlanması (tek hat şeması, aplikasyon) vb. işlemlerin tamamlanması uzun zaman almaktadır. Bu çalışmaları belirli bir süre sonrasında tamamlayarak 10, 20, 30 MW gücünde projeler için başvuru yapan küçük yatırımcılardan başvurusu eksiksiz olan ve/veya eksiklikleri Ocak 2023 sonrası tamamlanan (Eylül 2023 sonrası başvurular alınması durdurulmuştur) başvurular EPDK tarafından bağlantı görüşü oluşturulması için ilgili dağıtım şirketlerine ve TEİAŞ`a gönderildiği bilinmektedir. Ancak üzerinden geçen 2 yıldan uzun süredir bu konuda herhangi bir olumlu veya olumsuz geri dönüş veya herhangi bir açıklama hiç bir idare tarafından yapılmamıştır. EPDK`nın ilgili mevzuat kapsamında 45 gün içinde olumlu veya olumsuz bağlantı görüşü oluşturması gerekirken bu müracaatların hangi gerekçe ile bekletildiği, sonuçlandırılmadığı ve daha ne kadar bekletileceği bilinmemektedir. Ocak 2023 sonrası TEİAŞ tarafından lisanslı ve lisanssız başvurulara kapasite tahsisi yapılmaya devam edildiği bu süreçte önceden haberi olmayan bu konuda yatırım yapmak isteyen başvuruda sunduğu teminat mektubunun 2 yıldan uzun süredir bedellerini ödeyen gerçek yatırımcıların bekletilmesi ve kamuoyunun uğratıldığı ve ileride uğrayacağı olası zararlara ilişkin bu tutum tarafımızca anlamlandırılamamaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar tarafından her fırsatta yenilenebilir enerjinin desteklendiği ve buna yönelik devletin hedeflerinin olduğu bir süreçte söz konusu başvuruların bekletilmesi bu politikayla ters düşmektedir. Bu konuda herkesi üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmeye davet ediyoruz. Türkiye`nin enerji piyasasının öngörülebilir, şeffaf, güvenilir ve sağlam temellerde olabilmesi ancak ilgili kanun ve yönetmeliklerin herkese eşit ve adil bir şekilde uygulanması ile mümkün olacaktır. Büyük şirketlerin ve çantacıların faydalandığı bu haktan küçük yatırımcıların gerekçesiz bir şekilde faydalanamaması hukuk devleti normlarına uymamaktadır. Ülkemizde iktidar değişiminden ziyade bakanın değişiminin bile mevcut enerji politikalarının değişmesine yol açtığı bir ortamda ne yazık ki uzun vadeli planlamaların yapılmasına olanak vermemektedir. Enerjinin hemen her sektör için hayati önem taşıdığı dikkate alındığında gerek sosyal gerek ekonomik olarak tam bağımsız bir Türkiye için uzun vadeli ve planlı adımların atılması önem arz etmektedir. Ancak mevcut durumda sektördeki düzenlemelerin vatandaş için değil de büyük sermayedarlar için yapıldığı görülmektedir. Bu kritik kamu hizmetinin kişilerin günü birlik kararları ile değişen değil, içinde meslek odaların da yer aldığı kalıcı kurulların etrafında şekillenmesi sağlanmalıdır. Elektrik enerjisi üretimi kâr odaklı sıradan bir ticari faaliyet alanı olmaktan çıkartılarak, yeniden kamu hizmeti olarak yapılandırılmalıdır. Ayrıca, kamunun yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmasının önündeki engellerin de kaldırılarak, üretim, iletim ve dağıtımıyla dikey entegre ve kamunun öncü olduğu bir model tekrar kurulmalıdır.
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ YÖNETİM KURULU 11 Nisan 2025

|