TMMOB İzmir İKK ve KESK Şubeler Platformu 24 Aralık 2008 tarihinde Maraş katliamının yıldönümü ve bir daha bu olayların yaşanmaması için biraraya geldi. kemeraltı girişinde yapılan basın açıklaması metnini yazımızın devamında bulabilirsiniz.
Ülkemiz tarihinin karanlık sayfalarından biri olan MARAŞ KATLİAMI, birçok bilinmezlikleriyle tarihin karanlık sayfaları arasında yerini korumaya devam ediyor. Resmi verilere göre, yaşamını yitiren yurttaş sayısı 105, resmi olmayan verilere göre bu sayı 500‘den az değildi; yüzlerce kişi yaralanmıştı. Katledilen insanlar arasında kundaktaki bebekler de vardı. Çok sayıda kadın da gözü dönmüş canilerin tecavüzüne uğramıştı. 30 yıl önce Kahramanmaraş‘ta, kayıtlara "Alevi-Sünni çatışması" olarak geçirilen, gerçekte ise "derin devlet" kökenli oluşumlarla ülkücü çetelerin ortak düzenlediği kanlı Maraş Katliamı 19-26 Aralık 1978 tarihleri arasında yaşandı. Maraş Katliamında olduğu gibi birçok katliamla hala toplum olarak yüzleşemedik. 70‘li yıllar toplumsal muhalefetin yükselişe geçtiği, toplumsal mücadelenin dorukta olduğu yıllardır. Türkeş‘in, "altın hilal" diye adlandırdığı kent ve ilçelerde (Çorum, Amasya, Tokat, Sivas, Erzincan, Malatya, Maraş) toplumsal muhalefetin yükselişi gittikçe artıyordu. Tarihsel ve kültürel olarak Türklüğün köklerini saldığı bu topraklarda, öze dönüş ve etnik temizlik yapılmasını düşünen sapkın faşist düşünce yalnız değildi. ABD Büyükelçiliğinin ikinci kâtibi Aleksander PECK, Altın Hilal diye nitelendirilen bu il ve ilçelerde dolaşıyordu. AP‘li MHP‘li İl Başkanları ve yöneticilerle, milliyetçi işadamlarıyla toplantılar düzenliyor;"etnik temizlikten" söz ediyordu. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit‘in ölümünden sonra açıklanan belgeler, yakın tarihimizin katliamlar ve kıyımlar tarihi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yine bu belgelerden anlaşılacağı gibi tek derin bağ da A. Peck değildir. 1975 yılında kurulan MC Hükümetinin Başbakan Yardımcısı Alpaslan Türkeş‘e MİT bağlanmış, MİT, asıl görevinden koparak kontrgerilla ve MHP ortak çalışmaya başlamıştır. 1970‘li yıllardan bu yana süre gelen katliam ve kıyımlar bugünkü siyasal tabloyu ortaya çıkardı. 12 Eylül askeri darbesi sonrası, katliamı tezgâhlayanlar görevlerini sürdürmüşler, Maraş Sıkıyönetim Komutanı Tuğgeneral Yusuf Haznedaroğlu, tek yanlı raporlara dayanarak katliamı işkenceyle sol bir gruba yüklemeyi denemişti. Maraş Katliamı Davası tam bir hukuk skandalıdır. 500 yakın insanımızın katledildiği, anne karnındaki bebeklerin bile çıkarılarak öldürülüp elektrik direğine asıldığı olayların faili olarak 804 kişi yargılandı. Katliamda birinci dereceden rol oynayan 68 kişi hiç yakalanmadı. 379 kişi beraat etti. 314 kişi ceza indirimleri ile salıverildi. 1991 yılında çıkan Terörle Mücadele Yasası‘nda yapılan değişikle tüm katliam sorumluları serbest bırakıldı. Dönemin Maraş Emniyet Müdürü Abdülkadir AKSU ileriki yıllarda her dönemin İçişleri Bakanı oldu. Yine Ecevit‘in arşivine dönmek gerekirse Maraş Katliamını MİT ve MHP Lideri Türkeş‘in yaptığını ispatlayan belgeleri neden sakladığı, bugünkü siyasal tablodan bağımsız değildir. Darbe koşullarını yaratmak için, Maraş‘tan sonra, Çorumda da benzer katliamları tezgâhladılar. "Kendi çocuklarına" yaptırılacak darbenin hazırlıkları sürerken binlerce insanımızın kanı ellerinde durmaktadır. Bu katliamlar, Sivas‘taki Madımak Katliamı ile sürmüştür. Bu katliam binlerce faili meçhullerle, gözaltında kayıplarla, Hayata Dönüş adı verilen cezaevi katliamları ile sürmüştür. Bu katliamların arkasından, Susurluk, Şemdinli, Ergenekon ya da adına ne derseniz deyin ABD ve yerli işbirlikçilerinin kanlı elleri vardır. Onlar bu kanlı oyunlarını sadece ülkemizde değil, Şili‘de, Arjantin‘de ve daha nice ülkede sahne koymuşlardır. Biz bu ülkenin işçileri, emekçileri, aydınları bu karanlık katliam tarihi ile yüzleşmeliyiz. Yüzleşmeliyiz ki bir daha aynı oyunları tezgâhlayamasınlar. Bu yüzleşmeyi yaşamadan aşağıdaki sorulara cevap verilmeden adaleti, barışı, demokrasiyi yaşamak mümkün olmayacaktır. Şimdi buradan soruyoruz; 1- Maraş Katliamı‘ndan bir hafta önce CIA ajanı Paul Henze Maraş‘ta görüşmeler yapmış mıdır? Henze kimlerle görüşmüştür? Bu görüşmelerde katliam planı yapılmış mıdır? Devletin istihbarat örgütleri bu katliam planını öğrenmişler midir? İçişleri Bakanlığı, Valilik ve Emniyet arasındaki yazışma ve haberleşmelerde bu konu görüşülmüş müdür? Henze hakkında bu nedenle bir dava ikame edilmiş midir? 2- ABD‘li yetkiler "Türkiye‘yi komünizmden koruduk, Türkiye bize üç askeri darbe borçludur" diye açıklamalar yaptılar. Bu açıklamaya göre Maraş katliamı ile bu koruma planı arasında bir ilişki var mıdır? 3- 12 Eylül askeri darbesini yapanların, Maraş Katliamındaki sorumlulukları nedir? 4- Ecevit‘in arşivinden çıktığı iddia edilen ve Maraş‘taki olaylarda yer alan 4 MİT ajanı kimlerdir? Bu kişilerin isimlerini açıklamayı düşünüyor musunuz? Bu kişilerin MHP ile bir bağlantısı var mıdır? 5- Maraş katliamının gerçek bilançosu nedir? Kaç insan ölmüştür? Ölenlerin sayısı resmi açıklamadan daha fazla ise, bazı ölümler neden kamuoyundan gizlenmiştir? 6- Cuma Avcı‘nın Çiçek Sineması‘na patlayıcı attığı gerekçesiyle teşhis ettiği polis memuru Hasan Aydın hakkında ne yapılmıştır? Hasan Aydın şimdi nerede ve ne görevdedir? 10- Katliam sırasında Maraş‘ta oldukları tespit edilen İskenderun Demir Çelik İşletme Fabrikası Stok Kontrol Müdür Yardımcısı Hayri Kuşçu ile Çelik İş Sendikası‘ndan Tuncay Tevekli ile ilgili neler yapılmıştır? 11- Adana‘dan Malatya Özel Doğu Kliniği doktoru Muhittin Turgut‘u telefonla arayarak "Maraş‘tan oraya yaralılar gelecek dikkatli olun" diyen kimdir, bu şahıs ve Muhittin Turgut hakkında ne yapılmıştır? 12- Katliam öncesi Maraş Eden Yağ Fabrikası‘nda toplantı düzenlemiş olanlar, AP İl Başkanı, Belediye Başkanı, MİSK Bölge temsilcisi ve Fabrika sahipleriyle ilgili neler yapılmıştır? 13- Maraş katliamı sırasında çeşitli illerden gelen ve otellerde seyyar milli piyangocular kimliğiyle kalanlar kimlerdir?
|