BASIN 2009-5 13 Şubat 2009 ÇÖKEN SADECE GECEKONDULAR MI? 12 Şubat 2009 tarihinde Seyrantepe‘de meydana gelen toprak kayması sonucu bir gecekondu çökmüş ve bir vatandaşımız yaşamını yitirmiştir. Basında çıkan haberlerde çöken gecekondunun bulunduğu bölgede 1500 gecekondunun daha olduğu vurgulanmaktadır. Çöken gecekondu şimdiye kadar afetlerde çöken ne ilk gecekondudur ne de aynı anlayışın sürmesi halinde son gecekondu olacaktır. Ancak çöken gecekonduların tümünde elektrik, su ve telefon bulunmaktadır, ayrıca insanların barındıkları konduların ne kendisi ne de yerleşim bölgeleri sağlıklı yapılaşmaya uygun değildir. Günümüze kadar değişik zaman dilimlerinde ülkemizde özellikle seçim öncesinde günlük ve ucuz oy hesabı ile çıkartılan imar afları, altyapısı, ulaşımı çözülemeyen yerleşimler yaratmış, sorunları kalıcı kılmıştır. Ayrıca her yıl çıkartılan Bütçe Kanunlarına son madde eklentileri ile kullanma izni verilmeyen yapılara geçici olarak elektrik bağlanması ile binalar bir ölçüde yasal hale getirilmiştir. Kentsel planlama ilkelerine, imar planlarına, deprem yönetmeliğine ve diğer teknik zorunluluklara bakılmaksızın yasadışı yapıların altyapı hizmetlerinden yararlandırılması kamu otoritesi ile açıkca çelişmektedir. İmar yasalarına uygun davranarak yasal ve planlı bir kentleşmenin bir parçası içinde yapı sahibi olmaya çalışanları adeta cezalandıran bu anlayış günümüzde de aynı şekilde sürmektedir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu‘nun (EPDK) önerileri doğrultusunda hazırlanarak 9 Temmuz 2008 tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanan Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun‘un 35. Maddesinde yer alan ve 3194 sayılı İmar Kanunu‘na geçici madde ekleyen düzenleme; Kanunu yeni bir imar affı haline dönüştürmüştür. Can ve mal güvenliğini doğrudan ilgilendiren elektrik aboneliğinin gerçekleştirilmesi, sağlıksız ve imar dışı yapıları yasal hale dönüştürmüş hatta bu tür yapılaşmayı teşvik etmiştir. Devletin yapılmasını engellemekle görevli olduğu yapıların başta elektrik olmak üzere altyapı hizmetlerinden yararlandırılması ise çağdaş devlet anlayışı ile bağdaşmamaktadır. Vatandaşların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı Anayasa‘da belirtilmesine karşın, bu hakkı korumakla görevli devlet tarafından bu hüküm ihlal edilmiştir. Ölümlerin durdurulması, sağlıksız kentleşmeye yönelik uygulamalara son verilmesi için yasa koyuculara bir kez daha sesleniyor, yasadışı yapılaşmanın önünü açan uygulama ve yasaların geçersiz olduğunu ilan etmeye çağırıyoruz. Aksi takdirde çöken sadece gecekondular olmayacak, sağlıklı kentleşme, planlama, imar ve yapılaşma yönündeki çabalar da yok olacaktır. EMO İzmir Şubesi 27. Dönem Yönetim Kurulu
|