İzmir’de, öğrencilerin, harç zamlarının geri alınması ve parasız-eşit eğitim hakkı talebiyle düzenlediği basın açıklamasına binlerce üniversite öğrencisi katıldı. Üniversite harçlarına % 500’e ulaşan zamları protesto eden öğrenciler, “paran yoksa okuma” diyen politikaları da politikacıları da kabul etmeyeceklerini ve mücadeleye devam edeceklerini söylediler.
Harç zamları yurdun her yanında üniversite öğrencilerinden büyük tepki çekmeye devam ediyor. İzmir‘de 24 Temmuz 2009 tarihinde Bornova Meydanında yapılan basın açıklamasına üniversitelerde okuyan binlerce öğrenci katıldı. Orta ve dar gelirli ailelerin çocuklarının yüksek öğrenim haklarını ellerinden alacak düzeyde yapılan harç zamlarını protesto eden öğrenciler, mücadelelerini sonuç alıncaya kadar sürdüreceklerini ifade ettiler. İzmir‘de üniversitelerde okuyan öğrenciler adına yapılan ortak basın açıklamasında şöyle denildi; "Basına ve Kamuoyuna Eğitim gibi kamusal hizmetleri para kazanma düşüncesiyle yapan şirketlerin, ülkenin ve biz gençlerin geleceğini nasıl tahrip ettiğini gün ve gün daha vahim bir şekilde görüyoruz. Parası olmayanın sağlık hizmetlerinden yararlanamadığı, kamu kurumlarının kar amaçlı şirketlere dönüştürüldüğü ülkemizde özelleştirmelerin yol açtığı yıkım her geçen gün daha da artıyor. Özelleştirmelerle birlikte emekçiler işlerinden oluyor, hastalar, öğrenciler müşteriye dönüştürülüyor. Parası olmayanlar hastane kapılarında çaresiz bırakılıyor, sağlık ve eğitim emekçileri hastalarına, öğrencilerine müşteri gözüyle bakmaya zorlanıyor. Para, tüm yıkıcı etkileriyle üniversitelere de giriyor. Kriz bahane gösterilerek Emekli maaşlarına ancak 10 lira zam yapılabiliyorken, üniversite harçlarına örgün öğretimde %8, ikinci öğretimde %100‘ün üzerinde, engelliler entegre yüksekokulunda ise %500‘e varan zamlar yapılıyor. Örnek olarak ikinci öğretimlerin; mühendislik fakültelerinde harç ücreti 1416 liradan 2400 liraya; fen-edebiyat fakültelerinde, 1186 liradan 2343 liraya, engelliler entegre yüksekokulunda ise 1782 liradan 8605 liraya yükseltiliyor. Bu artışlar görüldüğü gibi korkunç boyutlardadır. Ve bizleri çözümsüzlüğün ortasına atmaktadır. Dershanelerle, özel okullarla, özel yemekhane ve kantinlerle, "katkı paylarıyla", ulaşım ve barınma sorunlarıyla; kısacası bir kördüğümle cebelleşip duruyoruz. 12 Eylül 1980‘den sonra kurulan ve ilk icraatını yüksek öğretimi paralı hale getirerek gerçekleştiren YÖK, 2009 yılında "parası olmayan üniversiteye gitmesin!" diyor. 1982 yılında bir paket sigara parasıyla başlatılan harç ücretleri günümüzde asgari ücretle geçinen bir ailenin iki aylık maaşına denk geliyor. Her gün yeni bir özel üniversitenin açıldığı, devlet üniversitelerinin her geçen gün özelleştiği, eğitim modeli olarak ABD‘nin eğitim modelinin örnek alındığı bu durumun Türkçesi şudur; Parası olmayan okumasın! Hedeflenen; her sektörde olduğu gibi eğitimin de kamu hizmeti olmaktan çıkarılıp paralı hale getirilmesidir. 1996 senesinde harçlara yapılan yüksek zamlar üniversite işgalleriyle protesto edilmiş ve öğrenciler "eşit ve parasız eğitim" taleplerini dile getirmişlerdir. Gelinen süreçte ise, harçlar kaldırılmak bir yana yapılan zamlarla daha da ağırlaştırılmış ve öğrencilerin üzerinde büyük bir yük haline gelmiştir. Öyle ki 2005 yılında Celal Bayar Üniversitesi‘nde okuyan bir arkadaşımız harç parasını ödeyemediği gerekçesiyle intihar etmiş, geçtiğimiz aylarda da Gaziantep‘te bir arkadaşımız yine aynı sebeple kuyumcu dükkânı soymak zorunda kalmıştır. Eğitim sistemimizin her döneminde makyajı yenilenmiş olarak karşımıza çıkarılan ÖSS, KPSS, SBS duvarları birçoğumuz için iyi bir eğitim ve güvenli bir gelecek olanaklarını hiç başlamadan bitirmektedir. Bu duvarları aşabilen az sayıda şanslı genç arasına girebilen, örneğin bugün ÖSS sınavının ardından tercih yapacak yüz binlerce öğrenci ise tercihlerini, sevdiği ve başarılı olacağı bölümlere değil, ailesinin ücretini karşılayabileceği bölümlere yapmak durumunda bırakılmıştır. Bizler "devlet büyüklerinin" çocukları gibi Amerikalarda, Avrupalarda okuyacak kadar para bulamıyoruz! Biz üniversiteden mezun olduğumuzda, babamız bize ne "tavuk çiftliği" açabiliyor, ne "mısır ticaretinin kralı" yapabiliyor ne de bir "gemicik" alabiliyor. Biz hakkımızı arıyoruz ve taleplerimizin arkasında sonuna kadar duracağımızı beyan ediyoruz. Sadece buraya gelen üniversite öğrencilerinin çıkarı için değil, tüm Türkiye gençliğinin ve toplumun hakları için sokağa çıktık. Bizler, yüksek harç ücretlerini ödemek için zaman zaman çalışmak zorunda kalan ve herkesin insanca yaşayabilmesini isteyen üniversite öğrencileriyiz. Yapılan zamları protesto ediyoruz ve zamlar geri çekilene kadar eylemlerimize devam edeceğimizi tüm kamuoyuna duyuruyoruz. Kira, ulaşım, yemek ve kitap gibi eğitimin gerekli masrafların altında ezilen biz öğrencilerin ve aslında bu masrafların doğrudan muhatapları olan ailelerimizin harçlara verecek parası yok diyor; Biz gençleri birleştiren talebimizi bir kez daha hatırlatıyoruz: 1. Sadece zamların geri çekilmesini ya da azaltılmasını değil, eğitimi paralılaştıran bütün uygulamaların derhal KALDIRILMASINI, 2. Tüm öğrenciler için ücretsiz ve insana yakışan yurtların yapılmasını, 3. Yaz Okulu soygununun sona erdirilmesi, 4. Öğrencilere ücretsiz yemek verilmesini, özelleştirilen yemekhanelerin derhal üniversitelere devredilmesini, 5. Öğrenim ve harç kredisi borçlarının silinmesini, 6. Ücretsiz ulaşım sağlanmasını, 7. Devletin bütçesinden özel üniversitelere akan desteğin kaldırılmasını ve devlet üniversitelerine gereken bütçenin ayrılmasını talep ediyoruz. Üniversite Öğrencileri" Basın açıklamasının ardından Bornova Açıkhava Tiyatrosunda Yeni Kapı Tiyatrosu öğrencilere bir sokak oyunu sundu ve "Ahibba" grubu bir konser verdi.
|