MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 İZMİR ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

YENİ ÜYELİK

   · 

YAYIN SATIŞ LİSTESİ

   · 

İNDİRİM YAPAN KURULUŞLAR

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AYDIN   İZMİR   MANİSA 
 

 

EMO İzmir Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 407

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

ENERJİ VERİMLİLİĞİ EN ÖNEMLİ ENERJİ KAYNAKLARINDAN BİRİDİR


BASIN AÇIKLAMASI

BASIN 2010-1                                                                                                   12 Ocak 2010

ENERJİ VERİMLİLİĞİ EN ÖNEMLİ ENERJİ KAYNAKLARINDAN BİRİDİR

Çağımızda ucuz, temiz, güvenilir ve sürekli olarak enerjiye ulaşmak vazgeçilemez en temel insani bir haktır. Gelişen teknolojiye bağlı olarak artan enerji gereksinimi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de başta bilim insanları olmak üzere, topluma karşı sorumluluk hisseden tüm aydınları bu konuda araştırma yapmaya ve daha duyarlı olmaya zorlamıştır. Ülkeler için de ekonomik gelişimin sürdürülebilmesi açısından temel girdi konumunda olan elektrik enerjinin üretilmesi sırasında fosil yakıtların kullanılmasıyla ortaya çıkan sera gazı emisyonları, küresel iklim değişikliği, kullanılabilir su kaynaklarının hızla tükenmesi ve benzeri sorunlar insanlığı enerjiyi üretirken temiz ve yenilenebilir kaynakları kullanmaya, tüketirken ise verimliliğe yöneltmektedir.

Dünya ekonomik krizinin etki alanı sadece finansal sektörle sınırlı kalmamış, olumsuz etkileri üretim ve hizmet sektörünü de etkilemiş dolayısı ile ülkemizde elektrik enerjisi tüketiminde gerileme yaşanarak elektrik enerji talebinde artışı frenlemiştir. Ülkemizde 2008 yılında 198.1 Milyar kWh elektrik üretilirken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) tarafından 194.5 Milyar kWh olarak tahmin edilmiştir. 2008 yılı sonu itibarıyla 41 748 MW olan elektrik santralları toplam kurulu gücü, 2009 yılının ilk dokuz ayında 2852 MW artarak 44 600 MW‘a ulaşmıştır. Krize rağmen Türkiye‘nin 2008 yılında enerji hammaddeleri ithalatına ödediği rakam, tüm ithalatının %24‘ü, 2009‘un ilk dokuz ayı için ise bu oran %21.4‘ü olarak gerçekleşmiştir. Sadece elektrik olarak bakıldığında ise elektrik üretiminde hammaddenin %60 gibi oldukça yüksek miktarı ithal edilmek tedir.

Bir başka önemli konu ise enerji yoğunluğu ile tanımlanan, 1000 dolar hasıla üretmek için tüketilen TEP (ton eşdeğer petrol) cinsinden enerji miktarıdır. Gerek daha az karbon salınımı yönünden gerekse rekabetçi koşullar gereği bir ülkenin düşük enerji yoğunluğuna sahip olması kaçınılmazdır. Yani daha az enerji tüketerek daha çok üretim yapılması gerektiği çok açıktır. Ne yazık ki Türkiye‘de kişi başına enerji tüketimi OECD ülkelerinin yaklaşık beşte biri iken, enerji yoğunluğu ortalaması OECD ülkelerinin yaklaşık iki, AB ülkelerinin ise yaklaşık iki buçuk katıdır. Bu rakamlar ülkemizde enerjinin ne kadar verimsiz kullanıldığının bir göstergesidir.

Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) tarafından yapılan projeksiyonlara göre, mevcut enerji politikaları devam ederse, dünya birincil enerji talebinin 2007‘den 2030‘a tam %40 artması beklenmektedir. Bu enerjinin sadece elektrik kısmına bakıldığında ise, enerji talebini güvenli bir şekilde karşılanabilmesi adına ülkemizde üretim, iletim ve dağıtım için 13.7 milyar USD yatırım yapılması gerektiği belirtilmektedir. Enerji talebi bu şekilde sürekli olarak artarken ve bu artışı sağlamak için gereken yatırım maliyetleri bu kadar yüksek iken, enerjinin verimli kullanılmasını sağlamak ülkemizin kaynaklarını verimli kullanma adına birinci önceliğimiz olmak zorundadır.

ETKB, Türkiye‘deki enerjinin verimli kullanımı ile sağlanacak tasarruf potansiyelinin yaklaşık olarak sanayide %20, bina ve hizmet sektöründe %30, ulaşımda ise %15 civarında olduğunu ifade etmektedir. Gerekli yasal düzenlemelerin bitirilmesi ve bunların hayata geçirilmesi ile bu oranlar sağlanabilir ise, oldukça büyük maliyetli elektrik enerjisi yatırımlarına en azından başlangıçta gerek duyulmayacaktır.

Günümüzde enerjinin ucuz, temiz, kaliteli ve sürekli olarak sağlanmasını, aynı zamanda doğal dengenin de korunması gerektiğini savunurken ve verimlilik artışı ile de söz konusu oranlarda tasarruf sağlayabilecek iken, farklı yerlerde çözüm aranması yanlış bir yaklaşımdır. 16/9/2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ve Hükümetin 2010-2012 dönemini içeren, "Orta Vadeli Programında " enerji sorununun çözümünün "özelleştirmenin tamamlanması" ve "nükleer güç santrali yapımına başlanması" gibi hedeflere bağlanması kabul edilemez.

Sonuç olarak hem hammadde hem de teknoloji olarak dışa bağımlılığın devam edeceği, kurulum ve işletme maliyetlerinin diğer üretim türlerine göre çok yüksek olan ve hala atık depolama sorunu net ve bilimsel bir şekilde çözülemeyen nükleer enerji santrallerinin tekrar gündeme getirilmesi doğru olmadığı gibi siyasi bir yaklaşımdır.

Dünya uygulamalarında, küresel krizin büyük enerji projelerinin finansmanında yarattığı sorunlar dikkate alınmaktadır. Devletin sektörde daha etkin bir rol oynaması veya hiç değilse public- private partnership (PPP) olarak bilinen modeller ile kamunun özel sektör ile işbirliği çerçevesinde ortak yatırımlar gerçekleştirmesi gibi eğilimler ağırlık kazanmıştır. Buna rağmen, Türkiye‘de özelleştirmeciliğe devam edilmesi dünyada yaşanan son gelişmelerle ters bir yaklaşımdır. Bir ülkenin geleceğe yönelik enerji politikası oluşturulurken, siyasi rant kaygısı ile hiçbir kimsenin hata yapma lüksü bulunmamaktadır. Yapılan hataların bedelinin çok ağır ve pahalı olarak hem de bir kaç kuşak boyunca ödeneceği açıktır. Bu nedenle hatalı politikalara karşı çıkılmalıdır.

Aynı programda çözüm önerileri arasında "doğal gaza aşırı bağımlılığı azaltmak üzere yerli ve yenilenebilir kaynaklara hız verilmesi" de yer almaktadır. Bu tür söylemlere karşın Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) yasa taslağı olarak TBMM‘ nde beklemektedir. TBMM‘ nde ne zaman görüşüleceği ise belirsizdir. Yasa ve arkasından çıkarılması gereken yönetmelikler 2010-2012 dönemi için geç kalınmış bir dönem olacaktır. Yasa için görüşlerini açıklamış olan meslek odaları, üniversiteler ve sivil insiyatifin öngörüleri dikkate alınarak bir an önce çıkarılmalı ve hayata geçirilmelidir.

2 Mayıs 2007 tarihinde yürürlüğe giren 5627 sayılı Enerji Verimliliği Yasası çıkarılmıştır. 14 Nisan 2008 tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından Merkezi Isıtma ve Sıcak Su Sistemlerinde Isınma Ve Sıcak su Giderlerinin Paylaştırılması Yönetmeliği; 9 Haziran 2008 tarihinde Ulaştırma Bakanlığı tarafından Ulaşımda Enerji Verimliliğinin Arttırılmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik; 25 Ekim 2008 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından Enerji Kaynaklarının ve Enerji Verimliliğin Arttırılması Yönetmeliği; 5 Aralık 2008 tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Sanayide, bina ve hizmet sektöründe ve ulaşımda tahmin edilen verimlilik oranlarını elde etmek birinci hedefimiz olmak zorundadır. Bu nedenle de Enerji Verimliliği Yasasının biran önce hayata geçirilmesi için gerekli tüm yasal düzenlemeler yapılmalı ve teşviklerle sanayi ve binalarda enerji verimliliği uygulamaları özendirilmelidir.

Ayrıca 1981 yılından beri hafta olarak kutlanılan enerji tasarrufu sadece bir haftanın gündemi olan bir konu olmaktan çıkarılmalı, yaşamın tüm alanlarında sürekli bir olguya dönüşmeli, devlet politikası yapılmalı, bu anlamda toplumun tüm kesimlerine mal olmuş bir kültür oluşturulmalıdır.

Unutulmamalıdır ki enerji verimliliği en önemli enerji kaynaklarından biridir.

EMO İzmir Şubesi

27. Dönem Yönetim Kurulu



35. DÖNEM KURULLARI BELİRLENDİ

04.02.2024
 


Çok Okunanlar


ADALET NÖBETİNE ÇAĞRI: #GEZİYEOZGURLUK

PCB TASARIM EĞİTİMİ DÜZENLENDİ

MUTLU BAYRAMLAR

TÜRKİYE’DE İNTERNET’İN 31. YILI BİLDİRİSİ

DEPREMZEDEYE DEĞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNE DESTEK

SİNOP NÜKLEER GÜÇ SANTRALI İNADINDAN VAZGEÇİLMELİDİR

Okunma Sayısı: 1956


Tüm Basın Açıklamaları

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.