MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 İZMİR ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

YENİ ÜYELİK

   · 

YAYIN SATIŞ LİSTESİ

   · 

İNDİRİM YAPAN KURULUŞLAR

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AYDIN   İZMİR   MANİSA 
 

 

EMO İzmir Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 407

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

17 MAYIS DÜNYA TELEKOMÜNİKASYON VE BİLGİ TOPLUMU GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI


BASIN AÇIKLAMASI

BASIN 2010-5                                                                                               17 Mayıs 2010

17 Mayıs Dünya Telekomünikasyon ve Bilgi Toplumu Günü Basın Açıklaması

17 Mayıs 1865 tarihinde 20 ülke tarafından Paris‘te kurulan, şimdi ise Merkezi Cenevre olan Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU), Birleşmiş Milletler bünyesinde sürdürdüğü etkinliklerinin önde gelen konularını telekomünikasyon ile ilgili küresel çapta teknik standartların geliştirilmesi ve bunların yaygınlaştırması oluşturmaktadır. Frekans paylaşımı, gezgin sistemlerin ülkeler arası dolaşımı ve ara bağlantıların ne şekilde yapılacağı gibi konularda da belirleyici uluslararası tek disiplin birliğidir. ITU, ülkeler ve ticari kuruluşlarla fikir alışverişi yoluyla yaptığı standart çalışmalarının yanı sıra istek olması durumunda üyesi olan ülkelere teknik yardım sağlama, geliştirme programları hazırlama, teknoloji transferinde yol gösterme, küresel olarak telekomünikasyonu yaygınlaştırma gibi görevleri de üstlenmiştir.

ITU‘nun kuruluş günü olan 17 Mayıs‘ın, 1969 yılından başlanarak "Dünya Telekomünikasyon Günü" olarak kutlanmasına başlanmıştır. Türkiye‘de ise bu kutlama 1997 yılında bu yana kutlanmaktadır. 17 Mayıs 2010 tarihindeki bu kutlamanın adı "Dünya Telekomünikasyon ve Bilgi Toplumu Günü" olarak kutlanmaktadır. Bu günün ana teması ise "DAHA İYİ BİR ŞEHİR, BİLGİ VE İLETİJİM TEKNOLOJİLERİ İLE DAHA İYİ BİR YAŞAM" dır.

EMO, telekomünikasyon, bilgi ve iletişim alanında da mesleki örgütlenmeyi gerçekleştiren yasal, kamu yararına çalışan bir kuruluş olmasına karşın bu yılki etkinliklerde de yok sayılacaktır. EMO‘nun; 2010 yılında da Türkiye‘nin telekomünikasyon alanında içinde bulunduğu koşulların hiç de övünç duyulabilecek bir düzeyde olmadığı tespitini yapması, yabancı sermaye ve işbirlikçi odaklarını rahatsız etmeye devam etmektedir. Bu sektörün kanun ve yargı tanımaz tutumları, insan sağlığını hiçe sayan sadece ticari amaçlarını ön plana çıkartarak faaliyetlerine devam etmelerine dur diyen bir EMO‘dan rahatsızlık duymaktadırlar.

Mesleğimizin bu alanında, özellikle Avrupa Birliği ile yapılan Gümrük Birliği antlaşması sonrasında yaklaşık 15 yıl önce başlayan duraklama ve altyapıda süregelen yetersizlikler 2010 yılı başlarında da artarak sürmektedir. Son yıllarda en fazla göze çarpan olumsuzluk ise sabit ve gezgin telefon abone sayılarında olan azalmadır. Bu azalmalara karşın Dünya‘ya sürekli egemen olmaya çalışan küresel güç odaklarınca yaratılmış olan sanal küresel ekonomik kriz sonucunda; ülkemiz genelinde oluşan yoksullaşmanın bir göstergesi olarak telekomünikasyon işletmecileri karlarını katlayarak arttırmaktadırlar. Türk Telekom AŞ‘nin 2010 yılının ilk çeyreğinde önceki yılın aynı dönemine göre karının %88 artışla 546 Milyon TL‘ye ulaşması, Türkcell‘in 2009 yılında 1,7 Milyar TL kar elde etmesi; Türkiye‘de, abonelerin gittikçe daha da pahalı telekomünikasyon hizmetleri alan ülkelerden biri olmasından kaynaklanmaktadır. Özelleştirmeler ile rekabet ortamı oluşacağı ve tüketicinin ucuz hizmet alacağı yalanlarının, aslında ülkemiz kaynaklarının yok edilmesi için uygulanan ekonomik politikaların gereği olduğunu anlamazlıktan gelenler, bu uygulamalardan bireysel çıkarları olanlardır.

Telekomünikasyon hizmetleri ve iletişim sektöründe; özellikle son yıllarda Türkiye‘de siyasi iktidar tarafından, sürekli kar elde edilmesi gereken bir ticari etkinlik ve vatandaşlarının izlenerek özgürlüklerini kısıtlama aracı olarak değerlendirilmektedir. ‘Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu‘ (BTK), ‘Radyo Ve Televizyon Üst Kurulu‘ (RTÜK) gibi bağımsız özerk yapıda olması gereken telekomünikasyon alanı düzenleyicisi kurumları ise, yandaşların atandığı birer arpalık olarak iktidar odaklı kurumlar haline dönüştürülmüşlerdir. Ülkemiz bireylerinin özgürce elektronik posta gönderebilmesi ve telefon görüşmesi yapabilmesi ne yazık ki artık olanaklı değildir. Yüz binlerce kişi e-gözaltı ve dinlenme baskısı altındadır. Türkiye‘nin telekomünikasyon alanı düzenleyicisi kurumlarının, halkın çıkarlarından yana tavır alabilmeleri ve öncelikli asli görevlerinden biri olarak telekomünikasyon sektöründe başta ARGE olmak üzere ulusal üretime de katkı sağlayabilmeleri için yeniden yapılandırılmalarına gereksinim vardır.

2009 yılında devam etmiş olan bir olumsuzluk da telekomünikasyon sektöründe çalışan mühendislerin giderek artan bir şekilde işsizliğe mahkûm edilmesidir. Nortel-Netaş, Alcatel-Teletaş, Türk Telekom AŞ, Avea, Türkcell gibi kuruluşlarda 2000 yılı ile birlikte başlayan yoğun işten çıkartmalar 2010 yılında da sürmektedir. Uzun yıllar içinde, ülke kaynakları kullanılarak uzmanlaşması sağlanan binlerce mühendis; ulusal üretimin, koruma ve teşviklerin kaldırılması ile yok edilmesi, ayrıca kar eden kamu kuruluşlarının satılmalarının ortaya çıkardığı olumsuz koşullar sonucunda, ya erken emeklilik ya da uzmanlık alanından başka konularda çalışmak zorunda bırakılmışlardır. Bu sektörde gittikçe artan taşeronlaştırma da mühendislerin yetersiz koşullarda çalışmasına neden olan ayrı bir olumsuz gelişmedir. Özelleştirmeler ile birlikte yeni iş olanaklarının ortaya çıkacağı ve vasıflı olmanın unvan yükselmelerinde öncelikli olarak değerlendirileceğinin de bir yalan olduğu ortaya çıkmıştır. 2009 yılı içinde, artık bir özel sektör olduğu öne sürülen Avea ile Türk Telekom AŞ bünyesinde yapılan kadro değişimleri sürecinde ve yeni bölge müdürlükleri oluşturulurken yapılan atamalarda, iktidarın dini siyasi anlayışlarına uygun kişilerin tercih edilmesi, bunların haraç-mezat yabancı sermaye gruplarına satılmasına olanak sağlayan anlayışın ödüllendirilmesi olarak gözükmektedir.

Türkiye, ülkeler arasında bilgi toplumuna geçiş için sürdürülen yarışta 2009 yılında da son sıralarda yer almıştır. Bu durum, mevcut siyasi yönetimin toplumun bilinçlendirilmesinden yana olmadığının açık bir göstergesidir. Bilgi toplumu oluşturmada en önemli araçlardan biri olan internetin de sadece kar elde edilmesi gereken bir ticari etkinlik olarak görme anlayışı; bilginin, toplumun en yoksul ve eğitimsiz kesimlerine ulaştırılmasının önünde önemli bir engeldir. Kullanıcıların büyük bir kesiminde de; sohbet ve boşa zaman geçirme aracı olarak değerlendirilmeye neden olan yetersiz bir bilinç düzeyi oluşmuştur. İnternetin bilgi toplumuna dönüşümde nasıl bir araç olması gerektiği konusunda toplumun bilinçlendirilmesi, verilen hizmetlerin abonelik ve kullanım ücretlerinin düşürülmesi, doğru ve sağlıklı bilgilerin bulunduğu yeni kaynakların devlet eliyle oluşturulması öncelikli atılması gereken adımlardır.

Türkiye‘de, telekomünikasyon alanında çağdaş, ileri, gelişmiş bir yapıya kavuşmak için; yerli teknoloji üretimine ve yeni kurumların oluşturulmasına gereksinim vardır. Üretmeden, sadece ithal ettiklerini tüketen bir topluma sahip olmak ve tüm işletmelerini yabancı sermaye gruplarına teslim etmek sömürge ülkelerine özgü bir durumdur. Birçok alanda olduğu gibi telekomünikasyon sektöründe de temel olarak alınması gereken hedef, ulusal üretimin yerli kaynaklarla gerçekleştirilmesidir. Bunun için teknoloji geliştirmenin ana kaynağı olan özgür bilimsel kurumlara ve bunların üreticilerle eşgüdümlü çalışmasına gereksinim vardır. Ayrıca, telekomünikasyon alanında etkinlik sürdüren tüm düzenleyici kurumların karar organlarında; öncelikli olarak üniversitelerin ve EMO temsilcilerinin yer alması, ülke çıkarları için olması gereken diğer bir zorunluluktur. Telekomünikasyon teknolojilerinin geliştirilmesinin bir diğer yolu da, birçok ülkede örnekleri bulunan ‘Telekomünikasyon Araştırma ve Geliştirme Enstitüleri‘nin Türkiye‘de de kurulmasıdır.

 

Özgür, bilgi dolu ve etkin bir telekomünikasyonun olduğu bir ülkeye kavuşmak dileğiyle,

17 Mayıs ‘Dünya Telekomünikasyon ve Bilgi Toplumu Günü‘ nü kutluyoruz.

 

EMO İzmir Şubesi

28. Dönem Yönetim Kurulu



35. DÖNEM KURULLARI BELİRLENDİ

04.02.2024
 


Çok Okunanlar


ADALET NÖBETİNE ÇAĞRI: #GEZİYEOZGURLUK

PCB TASARIM EĞİTİMİ DÜZENLENDİ

MUTLU BAYRAMLAR

TÜRKİYE’DE İNTERNET’İN 31. YILI BİLDİRİSİ

DEPREMZEDEYE DEĞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNE DESTEK

EMO: MEVZUAT YAMA TUTMUYOR (DOKUZ EYLÜL)

SİNOP NÜKLEER GÜÇ SANTRALI İNADINDAN VAZGEÇİLMELİDİR

Okunma Sayısı: 1721


Tüm Basın Açıklamaları

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.