Şubemiz, TES-İş 1 ve 2 no'lu şubeler, ESM İzmir Şubesi, Enerji-Sen Ege Şubesi tarafından 24 Haziran 2010 tarihinde Bornova Belediyesi Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde Enerjide Özelleştirme Süreci, Sonrası ve Çalışanların Durumu konulu söyleşi gerçekleştirildi.
22 Temmuz 2010 tarihinde özelleştirme ihalesi sonuçlanacak Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş.’de çalışanların özelleştirme sonrasında karşılaşacakları sorunların yanı sıra özelleştirmelerin halka yansımalarının da değerlendirildiği söyleşiye EMO Hukuk Danışmanı Av. Hayati Küçük konuşmacı olarak katıldı.
Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. çalışanlarından yaklaşık 100 kişinin katıldığı söyleşide Av. Hayati Küçük; enerji alanında özelleştirmelerin hızla devam ettiğini belirterek, daha önce yaşanan özelleştirmelerden çalışanların mağdur olduklarının bilindiğini, özelleştirmelerin toplumsal açıdan olumsuzlukları olduğu gibi çalışanlar açısından özellikle iş güvencesi noktasında sorunlar yarattığı belirtti. Kamuda çalışanların iş güvencesinin yok oluyor. Özelleştirme sonucunda farklı bir kamu kurumuna geçiş hakkına sahip personelin birçok sıkıntıyla karşılaştığını belirten Küçük konuşmasında şöyle dedi: "Farklı bir kamu kurumuna geçen personel; o kurumda çalışanlardan daha fazla ücret alıyorsa eski kurumlarında ve gittiği yerdeki ücretler düşükse ücretleri donduruluyor. Gittiği yerde atıl kalabiliyor, diğer çalışan personelle uyum problemleri yaşanabiliyor. Maaşı dondurulduğu için mağdur oluyor. Bu birlikte çalışma anlayışını zedeliyor ve psikolojik baskı yaratıyor. İşçi pozisyonunda çalışanlar olduğu gibi tüm haklarıyla özel şirkete devrediliyor. İhale şartnamelerinde bütün bunlar belirtilmiştir. Burada bir düzenlemeyle alıcı şirkete devraldıktan sonra 6 aylık süre içinde iş sözleşmesi feshi hakkı tanıyan bir madde var. 2004 yılında yayınlanmış Bakanlık kararname var. Burada özelleştirmeler nedeniyle iş akitleri feshedilen işçilerin 4-C maddesi kapsamında çalıştırılacağı düşünülmüş. 657‘nin 4. maddesi kamu kurumlarında 4 farklı istihdam biçimi öngörmüştür. Özelleştirmeler nedeniyle devredilen şirketler olduğu gibi kapatılan şirketler de oldu, bu şirketler kapatılınca çalışanların tek tercih edebilecekleri 657‘nin 4-C kapsamında çalışma biçimi oldu. Dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi sonrasında yeni özel şirkette çalışmak istemeyen işçiler veya devir tarihinden itibaren 6 ay içinde şirket tarafından sözleşmesi feshedilen işçiler 30 gün içinde başvurmak suretiyle 657‘nin 4-C kapsamında kamuda çalışabilir. Bunun dışında herhangi bir hak tanınmış değil. Dolayısıyla işçiler açısından güvencesizlik söz konusu, durumları daha zorlu. Bu süreç sadece özelleştirmeler nedeniyle yaşanmıyor. Özelleştirmelerin arkasında yatan neden liberalleştirme, kamunun piyasaya açılması gibi bir süreç işletiliyor. Devletin küçültülmesi adı altında gerçekleştirilen işlemler, bunun yanı sıra kamunun varlığını sürdürdüğü alanlarda da istihdam şeklini aynen özel sektörde olduğu gibi güvenceden yoksun bir iş ilişkisine dönüştürülmesi söz konusu. Buna ilişkin personel rejimini düzenleyen yasalar meclisten geçti. Anayasa‘nın 128. maddesine aykırılık teşkil ediyor. Kamuda personelle ilgili bu tür düzenlemeler. Güvencesiz olarak, taşeronlaştırmalar özellikle dağıtım şirketlerinde yoğun olarak görülüyor. Bu işçilerin örgütlenmelerine de darbe oluyor." Av. Hayati Küçük‘ün konuşmasının ardından ESM İzmir Şubesi Başkanı Alim Murathan ve EMO İzmir Şubesi Başkanı Sedat Gülşen birer konuşma yaptılar. Alim Murathan konuşmasında GEDİZ Elektrik Dağıtım A.Ş.‘nin özelleştirilmesi sürecinde birlikte hareket edilmesinin, sendikalara sahip çıkılmasının önemini belirtti. Sedat Gülşen ise özelleştirmeyi önlemenin bir görev olduğunu, hakları kazanmanın yolunun mücadeleden geçtiğini belirtti.
|