22 Temmuz 2010 GEDİZ EDAŞ‘IN ÖZELLEŞTİRMESİNE KARŞI DURACAĞIZ 1970‘lerden bu yana, tüm dünyada ve ülkemizde temel ekonomik politika, sosyal devlet anlayışının yok edilmesi ve özelleştirme politikaları olmuştur. Çağdaş bir toplumun ve verimli bir ekonominin temeli olarak dayatılan özelleştirme politikalarının, yaşanan süreçte, toplumun çok geniş kesimleri için yoksullaşma, işsizlik ve "paran kadar oku" , "paran kadar sağlık hizmeti al", kısaca "paran kadar yaşa" anlamına gelen bir güvencesizleşme olduğu tüm açıklığı ile ortaya çıkmıştır. 2007 yılında yaşanan ve ülkemizde de, iddiaların aksine, reel sektörü çok ciddi bir şekilde etkileyen ekonomik krizin sonucunda, devletin ekonomik alandan tamamen çekilmesinin sorgulandığı ve neoliberal politikaların ideolojik hegomonyasının kırılmaya başlandığı bir dönemde, AKP iktidarının hiç birşey olmamışçasına, aynı ekonomik ve sosyal yıkım politikalarına devam etmesinin teslimiyetçi ve işbirlikçi bir anlayış olduğu açıkça görülmektedir. Diğer yandan iç/dış borcu 500 Milyar ABD Doları aşan bir borç sarmalındaki ülkemizde, özelleştirme süreçleri ile gelir kaydedilen toplam tutar Özelleştirme İdaresi Başkanlığı verilerine göre 1986 yılından günümüze kadar, yaklaşık 40 Milyar ABD Dolarıdır. Toplam borç stoğumuzun %10‘u bile olmayan bu özelleştirme sürecinde ne yazıktır ki kamunun sahibi olduğu, yani ülke insanının dişiyle, tırnağıyla, emeğiyle ödediği vergilerle yarattığı tüm değerler, tüm yer altı, yer üstü doğal kaynaklarımız yok pahasına elden çıkarılmıştır ve hala bu kuralsız süreç elden çıkarmalarla, fütursuz satışlarla devam etmektedir. Bu çerçevede ENERJİ sektöründe özellikle 2000‘li yıllarda hızlanan özelleştirme süreci, içinde bulunduğumuz 2010 yılıyla birlikte elektrik enerjisinin mevcut tesislerin özelleştirilmesi, dağıtım şebekelerinin özelleştirilmesi ve enerji kaynaklarının (akarsular, rüzgar, vb.) özelleştirilmesi ile sona yaklaşmıştır. Uluslararası sermayenin dayatmaları ve siyasal erkin yasal düzenlemeleri ile başlangıç aşamasında 21 olarak belirlenen özelleştirilecek Elektrik Dağıtım bölgeleri sayısı , Kayseri ve Civarı Elektrik TAŞ, AYDEM ve GÖKSU EDAŞ‘ın çeşitli gerekçelerle listeden çıkarılması sonucu 18‘e düşmüş ve sürecin Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş‘nin 28.01.2009‘da 1.225.000.000 ABD Doları bedelle SABANCI-VERBUND ortaklığına satışıyla başlamasının ardından, bu güne kadar kesinleşmiş veya onay bekleyen 11 dağıtım müessesesinin özelleştirilmesi yapılmıştır. GEDİZ EDAŞ‘ın da dahil olduğu yeni özelleştirme ihaleleri ile bu sayı 15‘e ulaşacaktır. Böylece Dağıtım Şebekeleri dağıtılmış olacaktır. GEDİZ EDAŞ için ön yeterlilik alan 15 firma tarafından bugün saat 16:00 ya kadar teklif verilecektir. Özelleştirme ihalesi sürecinde bulunan GEDİZ EDAŞ enerji sektörü için neyi ifade etmektedir? GEDİZ EDAŞ 2,344,560 abone sayısıyla, Türkiye‘deki toplam abone sayısına oranı %7.53 olan dev bir işletmedir. Kayıp kaçak oranı %6.32 olarak belirtilen, 14,000 MWh satılan elektrik ve ülke genelinde toplam satılan elektrikte %10,02 payı ile oldukça verimli ve karlı bir işletmedir. Şimdi bu dev yapılanma büyük bir sermaye kuruluşunun eline geçecektir. Açıkça söylemek gerekir ki, bu özelleştirme uygulamasının sonuçlarının ne olacağını önceki uygulamalara bakarak kestirmek zor değildir. Bugüne kadar yaşanan bütün özelleştirmeler birbirinin araya karbon kâğıdı konulmuş kopyası gibidir. Bütün özelleştirmelerde, kamu alacakları yeni sahiplere bırakılmış, gerekli yatırımlar kamu eliyle yapılmış, borçlar temizlenmiştir. Bu kurumlarda çalışanların sosyal hakları kısıtlanıp güvenceleri ortadan kaldırılırken, yeni sahiplerin elektriğe zam dahil her isteği büyük bir memnuniyetle yerine getirilmiştir. Sonuç olarak; üretimi, iletimi ve dağıtımı merkezi planlama ile yürütülmesi teknik ve ekonomik bir zorunluluk olan ve bu nedenle DOĞAL TEKEL olarak adlandırılan elektrik enerjisi, özel sektörün kar hırsına bırakılması ile, kamusal bir anlayıştan uzaklaşarak daha da yönetilemez hale gelecektir. Dolayısıyla rahatlıkla söylenebilir ki, özelleştirme ihalesinin onaylanmasından sonra hızlı bir işçi, çalışan kıyımı yaşanacak, aboneye yani halkımıza sunulan hizmetin kalitesinde düşüşle birlikte sorunlar artacak, zaten dünyada elektriği en pahalı olarak kullanan halkımız bu temel altyapı hizmetini çok daha pahalıya satın alacaktır. Kaybeden halk olacak, kaybeden çalışanlar olacak, kısaca kaybeden kamu olacaktır. Peki kazanan kim olacaktır. Kazanan, tekel konumunda olan, müşterisi hazır ve alım garantisi olan, özelleştirme adı altında varlıklarımız hibe edilen elbette özel şirketler olacaktır. Kime peşkeş çekilirse çekilsin, tüm engellemelere karşın bizler, tüm yer altı, yer üstü kaynaklarını yeniden gerçek sahiplerine kazandırmak için mücadelemizi kararlılıkla ve sonuç alana kadar sürdüreceğiz. Ne GEDİZ EDAŞ‘da yapılmaya çalışılan, ne de bugüne kadar yapılan tüm özelleştirme uygulamalarını kabul etmiyoruz. Özelleştirmeyi hem GEDİZ EDAŞ‘da, hem hayatın her alanında DURDURACAĞIZ... Yaşasın kararlı mücadelemiz, yaşasın yeniden KAMUSALLIK ... TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Türkiye Enerji Su ve Gaz İşçileri Sendikası 1 ve 2 No‘lu Şubeler Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası İzmir Şubesi Türkiye Enerji, Sanayi ve Maden Hizmet Kolu Ege Şubesi
|