Şubemiz 1., 2., 4., 5., 6., 7., 8., 9., 10. ve 11. dönem yönetim kurulu başkanı Ergun Elgin`in eşi Ersin Elgin, yakalandığı amansız hastalık nedeniyle 8 Şubat 2011 tarihinde aramızdan ayrıldı.
Ziraat yüksek mühendisi, Türkiye Yardımsevenler Derneği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ersin Elgin pekçok yardım faaliyetinde etkin rol oynamıştı.
Ersin Elgin’in cenazesi; 9 Şubat 2011 tarihinde Alsancak Hocazade Camii’nden son yolculuğuna uğurlandı.
Ergun Elgin`in acısını paylaşıyor, başsağlığı diliyoruz. Ersin Elgin anısına Ali Sirmen`in kaleme aldığı yazı haber ayrıntısında yer almaktadır.
DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Ersin Elgin ve Kartallı Kazım Sevgili, Ersin Elgin`i, bir hafta önce yitirdik. Sana ondan daha önce söz etmiştim. Yalnız Barış Derneği üyesi arkadaşımız Ergun Elgin`in eşi değil, aynı zamanda hepimizin, özüne olduğu gibi sözüne de değer verdiğimiz bir can dostumuzdu. Hapislik yılları, bizim için o kuruluşu bir dernek olmaktan çıkarıp, aile haline getirdi. Hepimiz akraba gibi değil, akrabadan öte olduk. O yüzdendir ki, Ersin`i yitirdiğimiz şu günlerde, hem Ergun`un yasını paylaşıyor, hem de kendi yasımızı yaşıyoruz. Bizim ailenin içinde bütün bireylerin kendilerine has özellikleri ve öyküleri vardır. Ersin ile Ergun`un en dokunaklı öyküleri ise, 38 ay boyunca her gün, ama her gün birbirlerine mektup yazmış olmalarıydı. Bin bir sıkıntının, yoksunluğun, parasızlığın, dostluk dayanışması öykülerinin, kalleşlik örneklerine karıştığı olayların gergefinin dokunduğu mektuplardı bunlar. Ergun`a takılırdım: - Bir gün yataktan kalkmaktan geç kalsan, bir telgraf gelecek açıp bakacaksın içinde "Ergun Kalk! Ersin" yazıyor, öylece kalkacaksın, diye. Ersin`in hiçbir ziyaret gününü aksatmadığını söylemeye bilmem gerek var mı? Hapishane görüşleri, bilen bilir; ziyaretçiler için çok mihnetli ve güçtür. Mine anlatmıştı. Bir gün ziyaret çıkışında, ikisi de çok bunalmış, tutmuş Ersin`i kolundan, doğru Bebek`te deniz kıyısındaki Lalezar`a (artık yok) gitmişler. - O gün Ersin ile bir güzel efkâr dağıttık, der Mine hep. *** Ersin Elgin, bana hep babamın College`den sınıf arkadaşı, Ergun Balcı`nın üvey ağabeyi tanıdığım en ilginç aydınlardan biri olan kadim dostum İbrahim Çamlı`yı anımsatırdı. İlhan Selçuk`un, Doğan Avcıoğlu`nun yakın dostu, Yön kadrosundan olan ve bir zamanlar yazdığı dış politika yazıları uzun yıllar belleklere kazılı kalan İbrahim Çamlı her zaman heyecan dolu ifadesiyle, sık sık şunu söylerdi: - Bizde azizim, herkes general olmak peşinde, oysa toplumlarda çavuşlara da ihtiyaç vardır. İşte ben, o işe yarar çavuşluğa talibim, generallikte gözüm yok. Ersin de kocası Ergun gibi, toplumsal olaylarla ve çevresiyle çok ilgili, sürekli bir şeyler yapma, üretme peşinde olan örgütçü bir insandı. Huzurevinin organizasyonundan siyasi toplantılara kadar her türlü çalışmanın içindeydi. Ama Ersin için önemli olan, bir şeyi yapmaktı, bir yere gelmek bir paye sahibi olmak değil. Elektrik Mühendisleri Odası`nın İzmir şubesini kurmuş olan Ergun`da da izledim bu paye peşinde koşmayan, makama aldırmayan tutumu Ersin`de de, bunu herkes de bilirdi. Nitekim kendisini toprağa verdiğimiz salı günü bindiğimiz mahallenin taksisinin şoförü, bize "Ergun Abi"yi de unutmadan, "Ersin Abla"yı, hayırseverliğini anlata anlata bitiremedi. Gerçekten de, İbrahim Çamlı`nın tarif ettiği olayın canlı örneğiydi Ersin Elgin. *** Türkiye`de benim de aralarında bulunduğum bir kısım insanlar kendilerini ve savundukları düşünceleri, ülkelerini, rejimlerini tehdit altında hissediyorlar ve onları savunmanın yollarını arıyorlar. Arayış yerindedir ve hep birlikte harekete geçmek gerekir. Bunun için herkes bir lider arıyor. Oysa olaylar da gösteriyor ki, lider yetmiyor, belki de asıl ihtiyaç duyulan Çamlı`nın sözünü ettiği çavuşlar. İnsanlar amaca varmak için o çavuş rolüne razı olup, bir paye ve makam beklemeden kolları sıvadıklarında, sonra da hiçbir şey olmamış gibi eski yerlerine dönmeyi başardıklarında amaçlarına da varacaklar. Nâzım Hikmet de, "Memleketimden İnsan Manzaraları"`nda, "Kartallı Kazım"ın öyküsünde bu tipi çiziyor. Nâzım şöyle noktalıyor öyküyü: "... Dövüştü pir aşkına yaralandı birkaç kere vesaire Ve kavga bittiği zaman ne çiftlik sahibi oldu ne apartıman Kavgadan önce Kartal`da bahçıvandı Kavgadan sonra Kartal`da bahçıvan" Pir aşkına dövüşen, birkaç kez yaralanan, kavgadan önce Kartal`da bahçıvan, kavgadan sonra Kartal`da bahçıvan olan "Kazım"lara selam olsun!.. asirmen@cumhuriyet.com.tr
|