|
12 Eylül 1980 darbesi, 31. yıldönümünde İzmir’de düzenlenen bir yürüyüş ve basın açıklamasıyla protesto edildi. Açıklamada, AKP’nin 12 Eylül ile hesaplaşamayacağı, aksine 12 Eylül hukukundan yararlandığı ifade edildi.
Basmane Meydanı`ndan başlayan yürüyüşe TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu`nun yanı sıra, KESK İzmir Şubeler Platformu, DİSK, İzmir 78`liler Derneği, ÖDP, Halkevleri, TKP gibi demokratik kitle örgütü ve siyasi partiler destek verdi. "12 Eylül yargılansın, tüm sonuçlarıyla kaldırılsın" pankartı arkasında gerçekleşen yürüyüşte "Gün gelecek, devran dönecek, darbeciler halka hesap verecek", "Faşizme karşı omuz omuza" gibi sloganlar atıldı. Yürüyüş, Çankaya`da bulunan AKP İl Başkanlığı önünde sona ererken, burada katılımcı kurumlar adına basın açıklamasını İzmir 78`liler Derneği Başkanı Ayhan Tural okudu. Açıklamada şunlar dile getirildi: "AKP, bırakalım demokrasi mücadelesi vermesini, 12 Eylül hukukunun ona tanıdığı sonsuz haklarla küresel kriz ortamında halka karşı uyguladığı yoksullaştırma politikalarıyla, siyasi ve dinci gericilik temelinde egemen güçlerin kendi iktidarını perçinlemeyi emperyalizmin gözetiminde ve denetiminde uyguluyor. İktidar iddia ettiği gibi, zorla toplumsal meşruiyet kazandırılmış darbeci geleneğiyle, üstelik onun ürünü olarak; darbeciler ve onların kültürüne karşı halkımız adına hesap sormaya niyetlenen bir ‘demokrat siyasi iktidar` olamaz. Ergenekon davasıyla, darbe karşıtı olduğu savı ise bir safsatadır. Diğer taraftan, emperyalizmin Orta Doğu`ya, Kuzey Afrika`ya yönelik askeri müdahalelerini desteklemenin yanı sıra, komşu ülkelere de Amerika`nın sözcüsü olarak davranmaktadır. 12 Eylül`ün zorba rejimini ve savaş dilini dışarıda ve içeride kullanmaktadır. Kürtlere karşı bugüne kadar yürütülmüş inkâr ve imha politikalarını sürdürerek, çözümsüzlük sürecini derinleştirmiştir. Kürt sorununun demokratik çözümü için ortaya konulan çabaların gerçekçi bir sonuç alabilmesinin en önemli koşullarından biri 12 Eylül Anayasası`nın kaldırılmasıdır. Geçen zaman, 12 Eylül askeri faşist mahkemelerinde ‘biz haklıyız` diyen devrimcileri aklamıştır. O nedenle her fırsatta darbelere karşı mücadele etmiş, büyük bedeller ödemiş, darağaçlarına çıkmış devrimcileri ve değerlerini suçlayarak, önderlerimizi karalamaya, gerçeği bir kez daha karartmaya, halklarımızı kandırmaya kimsenin gücü yetmez. Hiçbir yalan ve çarpıtma tarihsel haklılığımızı gölgeleyemez. Kardeşler; emekten, demokrasiden, eşitlik, özgürlük ve halkların kardeşliğinden, gerçek barıştan, sosyalizmden yana olanların ortak bir mücadele hattında buluşmasını sağlamak, bir kez daha en önemli görevimiz olmalıdır. |
|
|
|