 |
Şubemiz tarafından 2 Ekim 2012 tarihinde düzenlenen basın toplantısında son elektrik zamlarına ilişkin değerlendirmede bulunuldu. Şube Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Uğurlu, Başkan Yrd. Hacer Şekerci, Sayman Üye Bülent Uzunkuyu`nun katıldığı toplantıda; `elektrikte özelleştirmeci ve piyasacı anlayış devam ettiği sürece zamların arkası kesilmeyecektir` denildi.
Şube Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Uğurlu‘nun yaptığı açıklamada; "Ocak ayında ortalama geçim standardına sahip bir ailenin asgari elektrik tüketim bedeli 70,00 TL iken son zamlardan sonra 84,62 TL`ye çıkmıştır. Özelleştirme politikalarını ısrarla uygulayan AKP hükümeti, 2000`li yılardan itibaren "elektriğin ucuz, kaliteli ve güvenli bir şekilde tüketiciye yansıtılacağı" söylemleriyle elektrik tüketim bedelini 3,82 kr/kWh ‘dan 28,386 kr/kWh`a yükselterek 7,4 kat oranında arttırmıştır" dedi. Açıklamada şunlara yer verildi:
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından 2012 yılının elektrik tarifelerinin 3 ayda bir güncellenmesi adı altında alınan karar çerçevesinde 01 Ekim 2012 tarihinden itibaren yeni zam oranları açıklanmıştır. Meskenler için elektrik tüketim bedeli 25,886 kr/kWh`dan (fon ve vergiler dahil 33,00 kr/kWh) 28,386 kr/kWh`a (fon ve vergiler dahil 36,163 kr/kWh)`a yükseltilmiştir.
Alçak gerilimden bağlı sanayi işletmeleri için elektrik tüketim bedeli ise 23,687 kr/kWh`dan (fon ve vergiler dahil 30,170 kr/kWh) 24,626 kr/kWh`e (fon ve vergiler dahil 31,373 kr/kWh yükseltilmiştir.
1 Ekim 2012 tarihi itibariyle elektrik tüketim bedellerine meskenler için %9,8, sanayi işletmeleri için ise % 3.9 oranında zam gerçekleştirilmiştir. 2012 yılı başından itibaren ise meskenler için toplam zam oranı % 19,6, sanayi kesimi için ise % 14,6 olmuştur. Ocak ayında ortalama geçim standardına sahip bir ailenin asgari elektrik tüketim bedeli 70,00 TL iken son zamlardan sonra 84,62 TL`ye çıkmıştır.
1995 yılında meskenler için ortalama vergi ve fonlar hariç 0,24 kr/kWh olan elektrik tüketim bedeli, 1 Ekim 2012 tarihi itibariyle 118 kat artarak 28,386 kr/kWh`a ulaşmıştır.
İktidara geldiği ilk günden itibaren uluslar arası sermayenin talepleri doğrultusunda özelleştirme politikalarını ısrarla uygulayan AKP hükümeti, 2000`li yılardan itibaren "elektriğin ucuz, kaliteli ve güvenli bir şekilde tüketiciye yansıtılacağı" söylemleriyle elektrik tüketim bedelini 3,82 kr/kWh ‘dan 28,386 kr/kWh`a yükselterek 7,4 kat oranında arttırmıştır.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Sanayi Kongresi Sonuç Bildirgesinde, ülkemizde 44 milyon kişinin (nüfusun % 60‘ı) aylık ortalama 320 TL ile 1.240 TL sınırlarında bir gelir düzeyine sahip olduğu belirtilmektedir. Bu tespitlerden hareketle, benzine, doğalgaza ve elektrik tüketimine yapılan son zamlardan sonra en alt gelir düzeyine sahip bir ailenin sadece asgari elektrik tüketiminin aylık gelir içindeki payının %26 seviyesine ulaşmış olması halkımızın gitgide yoksullaştığının bir göstergesidir.
TEDAŞ verilerine göre yıllık elektrik tüketiminin 220 Milyar kWh olduğu ülkemizde, son elektrik zamları ile birlikte dağıtım şirketleri ve hükümetin kasasına; aylık ortalama 550 Milyon TL, yıllık toplamda ise 6,6 Milyar TL fazladan aktarılacaktır. Öte yandan bazı medya organlarının böylesine önemli bir zammın "elektriğin kWh bedeli 3 kr arttırıldı" şeklinde haber yaparak halkın tepkisini hafifletme çabası içinde oldukları görülmektedir. AKP iktidarı uyguladığı yanlış politikalar yüzünden 2012 yılının ilk dokuz ayında oluşan 56.5 Milyar TL dış ticaret açığının bu şekilde kapatmayı, ayrıca özelleştirme kapsamında Kasım ayında yeniden ihaleye çıkılacak elektrik dağıtım şirketlerin satışını da şirketler lehine kolaylaştırmayı hedeflemekte, tabiri caiz ise halkın cebinden aldığı paralarla bir taşla birden fazla kuş vurmayı düşünmektedir.
Özellikle 2001 yılından bu yana kamunun yatırımdan uzaklaştırılarak özel sektörün elektrik üretimi içindeki payının arttırılmasına yönelik uygulamalar sürdürülmektedir. 2011 yılı sonu itibarıyla özel sektörün elektrik üretimindeki payı yüzde 59,6 olarak gerçekleşmiştir. Dağıtım şebekelerinin özelleştirilmesi ile elektrik üretiminin özelleştirilmesi arasında kalan enerji sektörü bu iki çıkar grubunun karlarını garanti altına alacak düzenlemeleri hızla gerçekleştirmektedir. Her durumda oluşan zararın bir kısmı kamuya bir kısmı ise tüketiciye yıkılmaktadır. Elektrik üretiminde dış kaynak bağımlılığımız yüzde 56,5 seviyesine çıkmıştır. Doğalgaz kaynaklı üretim lisanslarına her geçen gün yenileri eklenmektedir. Enerji ithalatımız 2011 yılı itibarıyla 54 Milyar USD`ye ulaşmıştır. İthal kaynaklara dayalı elektrik üretiminin artarak kalıcılaşması sonucunda sürekli zarar ve zamlar kaçınılmaz hale gelecek, elektrik tüketim bedellerindeki bu artışlar gıda üretiminden, ulaşıma, giyime ve barınma gibi halkın temel ihtiyaçlarına pahalılık olarak yansıyacaktır.
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak; yıllardır uygulanan özelleştirmeci ve piyasacı anlayışın devam etmesi halinde elektrik, doğalgaz ve benzine yapılan zamların artarak devam edeceğini ifade ediyor, elektrik enerjisinin kesintisiz, kaliteli ve kolay erişilebilir bir şekilde yurttaşlara sunulması, bu hizmetlerin kamu hizmeti anlayışı ile yürütülmesi ve özel sektöre gelir aktaracak anlayıştan arındırılarak yeniden kamusal anlayışa dönülmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.
TMMOB
Elektrik Mühendisleri Odası
İzmir Şubesi
Yönetim Kurulu
|
|
|
Tanıtım
İZMİR ŞUBE
SAYI 407: YAŞASIN 1 MAYIS!
