 |
Asla Yalnız Yürümeyeceğiz!
Kadına yönelik şiddetin ve baskının artarak devam ettiği günümüzde, bir 8 Mart`ta daha kadınlar işsizliğe, şiddete, güvencesizliğe, savaşa karşı çıkmak, yaşam alanlarını korumak için alanlardalar. 1857`de New York`ta başlayan yangın, bugün de cinsiyetçiliğe, ırkçılığa, eşitsizliğe, şiddete, tacize ve tecavüze karşı ses çıkaran kadınların yüreğinde yanmaya devam ediyor. 2019 yılında 1006 kadın cinayetinin işlendiği Meksika`da bir kadının evli olduğu erkek tarafından işkence edilerek öldürülmesinin ardından, önlenmeyen kadın cinayetlerine karşı geçtiğimiz günlerde ‘erkek adaleti` temsilen anayasa mahkemesini ateşe veren kadınlar `patriyarkayı bitireceğiz, bir kişi daha eksilmeyeceğiz` diyerek isyan ateşini büyütüyor.
2019`a damgasını vuran bir diğer direniş dalgası da Las Tesis oldu. Şilili feminist bir kolektif olan Las Tesis 25 Kasım`da Santiago`nun göbeğindeki bir meydanda ve Kadın ve Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı`nın önünde kadın cinayetlerini, cinsel saldırı ve istismar olaylarını protesto etmek amacıyla bir performans sergilediler. Dünyanın birçok ülkesinde kadınlar bu protestoyu sahiplenerek Şilili kız kardeşlerine selam gönderdiler ve gözlerini siyah bantlarla kapatarak tecavüzcünün, katilin yüzüne isyanlarını haykırdılar. Dünyanın her yerinde barışçıl bir protesto olarak adlandırılan bu dans sadece Türkiye`de sert müdahaleler ile karşılandı. Şilili kadınların Türkiye`deki kız kardeşleri bu dansı yaptıkları için gözaltına alındılar, kaldıkları yurtlarından atıldılar, öğrenim kredileri kesildi ve haklarında dava açıldı. Dünyada ve ülkemizde kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık sarmalının boyutlarını Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu`nun verilerinden de görüyoruz. Platform verilerine göre 2019 yılında erkekler tarafından 474 ve 2020`nin ilk iki ayında 49 kız kardeşimiz erkekler tarafından öldürüldü. Hiçbir neden bir kadını öldürmek için geçerli değildir!
Hiçbir söz, tutum veya davranış kadın cinayetlerini meşrulaştıramaz,
cezai indirimlere sebep olamaz! Bugün aramızda olmayan kadınların büyük bir kısmı da devletten koruma tedbiri uygulanmasını istediği halde ya yeterli koruma tedbiri sağlanmadığı için ya da tümüyle kadınların bu isteği göz ardı edildiği için yaşamdan koparıldılar. Oysa bu kara tablonun sahibi Türkiye "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi-İstanbul Sözleşmesi``ni imzalamış, onaylamış ve 6284 sayılı Kanun ile de iç hukukta düzenlemeler yapmıştır. Kadınların mücadelesi ile kazanılan bu hak ve özgürlükler keyfi uygulamalar ile elimizden alınmaya, meşruiyeti tartışılmaya çalışılmaktadır. Bir an önce İstanbul Sözleşmesi hayata geçirilmeli, 6284 sayılı kanun sadece kâğıt üzerinde kalmamalı, fiili olarak da hayata geçirilmelidir. Biz kadınlar yüzyıllardır "eşit" yurttaşlık hakkı için mücadele ediyor, "göğün de yaşamın da yarısıyız" diyoruz. Söz veriyoruz ki "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü"nün 163. yılında da "bir kız kardeşimizi daha kaybetmeye tahammülümüz yok" şiarıyla evde, işte, sokakta kalbimizin attığı her yerde kız kardeşlerimizle birlikte eşit, adil bir dünya için yürümeye devam edeceğiz. Direnen Kadınlar,
Dünyada Her Yerde,
Asla Yalnız Yürümeyeceksin! EMO Ankara Şubesi 25. Dönem Yönetim Kurulu 07.03.2020  | Fotoğraflar |
|
|
|
Tanıtım
ANKARA ŞUBE
BASIN AÇIKLAMASI
8. SAMSUN İNŞAAT FUARI DÜZENLENİYOR
