|
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi’nin 57. kuruluş yıldönümü nedeniyle Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu’nun katılımıyla “2025 Baharında Dünya ve Türkiye” başlıklı söyleşi düzenlendi. EMO’nun köklü tarihine vurgu yapılan etkinlikte, ekonomik ve siyasi krizlerin değerlendirilerek, meslek odalarının kamucu mücadelesi ve yükselen toplumsal muhalefet masaya yatırıldı.
EMO İzmir Şubesi Hizmet ve Eğitim Merkezi`nde 12 Haziran 2025 tarihinde gerçekleştirilen "2025 Baharında Dünya ve Türkiye" başlıklı söyleşi EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Gülhan Gürler`in açılış konuşmasıyla başladı. EMO`nun 1954 yılında kurulduğunu hatırlatan Gürler, "8 Haziran 1968`deki ilk genel kurul ile resmi olarak çalışmalarına başlayan EMO İzmir Şubesi, 57 yıldır mesleki ve demokratik mücadelede ön saflarda yer alıyor" diye konuştu. Şubeyi 68 kuşağının toplumcu gençlerinin kuruduğunu ifade eden Gürler, "İzmir`de yakılan bu meşale toplumsal mücadelenin temel dinamiklerinden biri haline geldi" dedi. Genç mühendislerin karşılaştığı ekonomik sorunlar, işsizlik ve beyin göçü gibi zorluklar da gündeme getirildi. "Çocuklarımıza yaşanabilir bir ülke bırakmak için dayanışmayı büyütmeliyiz" çağrısıyla, bilim ve teknolojinin halkın lehine kullanılması için dışa bağımlılığa karşı mücadele vurgusu yaptı. EMO`nun, üyelerinin öz yönetimiyle şekillenen bir örgüt olarak bağımsızlığını koruduğunu vurgulayan Gürler, "İktidarın etkisine girmeyen nadir örgütlerden biri olarak tüm çalışmalarımızı kolektif kararlarla hayata geçiriyoruz" diye konuştu.
Toplumsal Muhalefetin Yükselişi
Ekonomik ve siyasi krizlere dikkat çeken Gürler, "Özellikle 18 Mart 2025`te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu`nun diplomasının iptal edilmesi ve ardından 19 Mart`ta kendisiyle birlikte 106 kişinin gözaltına alınması, toplumda büyük bir tepki dalgası yarattı" dedi. AKP`nin 23 yılda ördüğü "korku duvarının" çatlatmaya başladığını ifade eden Gürler, gençlerin öncülük ettiği toplumsal muhalefetin, eşitlik, özgürlük ve adalet taleplerini güçlendirdiğini kaydetti. EMO`nun, toplum yararını esas alan kamucu politikaları savunmaya devam edeceği vurgulanarak, "Eşit özgür barışçı ve demokratik bir yarın için mücadele etmeye devam ediyoruz" sözleriyle, baskılara rağmen örgütlü mücadelenin süreceği mesajı verildi.
Küresel ve Yerel Analiz
Gürler`den sonra kürsüye çıkan Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, "2025 Baharında Dünya ve Türkiye" başlıklı söyleşisinde, küresel kapitalizmin çoklu krizlerini ve Türkiye`nin ekonomik-siyasi durumunu ayrıntılı bir şekilde ele aldı. Kozanoğlu, konuşmasına EMO İzmir Şubesi`nin 57. kuruluş yıldönümünü kutlayarak başladı ve 7yıl önce, şubenin 50. yılında da bir etkinlikte yer aldığını hatırlattı. Kozanoğlu, küresel kapitalizmin ekonomik, ekolojik, jeopolitik, ideolojik ve demografik boyutları olan bir "çoklu kriz" dönemi yaşadığını belirtti. Ekonomik olarak, verimlilik artışlarının düşük olduğunu ve gelir eşitsizliklerinin arttığını vurguladı. "Bilgisayarlar hayatın her yerinde ama verimlilik istatistiklerinde yok" diyerek yapay zekanın da henüz beklenen ekonomik sıçramayı yaratmadığını ifade etti. Çalışan yoksulluğunun yaygınlaştığını ve ABD`de "Amerikan rüyası"nın artık ulaşılamaz hale geldiğini belirtti. Ekolojik krizde, iklim değişikliğinin aşırı hava olaylarıyla kendini gösterdiğini ve Trump gibi liderlerin iklim inkarcılığıyla durumu daha da kötüleştirdiğini söyledi. Jeopolitik olarak, Ukrayna savaşı ve Gazze`deki soykırım gibi çatışmaların dünyayı istikrarsızlaştırdığını; ideolojik olarak ise neoliberalizmin çekiciliğini yitirdiğini ve genç kuşakların sosyalizme yöneldiğini aktardı. Demografik krizde ise, dünya genelinde doğum oranlarının düşmesi ve yaşlanan nüfusun yarattığı sorunlara dikkat çekti. Türkiye`nin geçmişte yüksek doğum oranlarıyla yakaladığı "nüfus fırsatı"nı kaçırdığını, ancak yaşlı nüfus sorunlarının henüz uzak olduğunu belirtti. Trump`ın ikinci dönemine (Trump 2.0) özel bir vurgu yapan Kozanoğlu, ABD`nin Çin`in yükselişi karşısında hegemonyasını koruma çabalarını analiz etti. Trump`ın keyfi kararlar aldığına dair algının yanı sıra, stratejik planların da etkili olduğunu savundu. "Amerika kurumsal yapıları ve kuvvetler ayrılığını fazla tanımayan bir yaklaşımla hareket ediyor ancak sert duvarlara çarpabiliyor" diyerek Trump`ın politikalarının sınırlarını vurguladı.
Ekonomik ve Siyasi Gündemi
Kozanoğlu, ekonomik ve siyasi durumunu AKP`nin üç döneminde inceledi: 2002-2013 (Yükseliş), 2013-2018 (Duraklama) ve 2018-2025 (Gerileyiş). 2002-2013 döneminde, küresel sermaye girişleri ve AB`ye uyum süreciyle ekonomik büyüme yaşandığını, ancak özelleştirmelerin uzun vadede zarar verdiğini belirtti. 2013`teki Gezi olayları, cemaatle çatışmalar ve 2018`deki Rahip Brunson kriziyle duraklama dönemine girildi. 2018-2025 ise yüksek enflasyon, rezerv erimesi ve kemer sıkma politikalarıyla gerileyiş dönemi olarak tanımlandı. "Türkiye durgunluk ve enflasyonun bir arada yaşandığı bir sürece girdi" diyen Kozanoğlu, resmi enflasyon rakamlarının gerçek hayatı yansıtmadığını, özellikle kira ve gıda fiyatlarının halkı zorladığını vurguladı. "Enflasyon yüzde 38 açıklanıyor ama ev sahibi kirayı yüzde 132 artırıyor" diyerek halkın geçim sıkıntısını örnekledi. Yüksek faiz politikalarının büyük sermayeye fayda sağladığını, ancak dar gelirli kesimlerin borç yükü altında ezildiğini belirtti. Kredi kartı faizlerinin yüzde 80`lere vardığını, asgari ücretle geçinenlerin faiz ödemeleriyle yaşam standartlarının düştüğünü aktardı. Siyasi olarak, AKP`nin ikna ve rıza mekanizmalarını işletmekte zorlandığını, 19 Mart 2025 olaylarının bu durumu daha da belirginleştirdiğini söyledi. TÜSİAD`ın demokrasi ve hukuk eleştirilerinin sertleştiğini, ancak sermayenin organik bağları nedeniyle iktidarla uzlaştığını belirtti. Ekrem İmamoğlu`nun yükselen bir figür olarak görülmesi ve CHP`nin halkçı belediyecilik uygulamalarının toplumsal muhalefeti güçlendirdiğini ifade etti.
Gelecek Öngörüleri ve Umut
Kozanoğlu, Avrupa Birliği`nin ABD-Çin rekabetinde gerilediğini, BRICS`in ekonomik ağırlık kazansa da kolektif hareket kabiliyetinin sınırlı olduğunu belirtti. 2075 için net bir tahminde bulunmaktan kaçınarak, demokrasi ve eşitlikten yana hareketlerin mi, yoksa aşırı sağın mı egemen olacağının belirsiz olduğunu söyledi. "Umarım genç arkadaşlar insanlığın yararına kararlar alan bir dünya görür" diyerek iyimser bir temenniyle konuşmasını sonlandırdı. Soru-cevap bölümünde, bir katılımcı resmi enflasyon rakamlarının doğruluğunu sorguladı. Kozanoğlu, "Rakamlar gerçek hayatı yansıtmıyor kira ve gıda fiyatları çok daha yüksek" diyerek İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Planlama Ajansı`nın daha yüksek enflasyon tahminlerine atıfta bulundu. Başka bir katılımcı, 2018-2025 dönemini "çöküş" olarak niteleyip nitelemeyeceğini sordu. Kozanoğlu, "Çöküş yerine gerileyiş diyorum ama yaşam standartlarının düşmesi ve toplumsal muhalefetin yükselişi devam edecek" yanıtını verdi.
|
Tanıtım
İZMİR ŞUBE
GÜNDEM
EMO-GENÇ PCB TASARIM EĞİTİMİ - ONLİNE KAYIT
