YARIN İÇİN ÖRGÜTLENELİM, ELLERİMİZİ BIRAKMAYALIM… 1857`de New York`ta bir tekstil fabrikasında çıkan yangın bugün tüm baskılara rağmen, OHAL`e rağmen kadınların yüreklerinden sokaklara taştı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü`ne yaklaşırken tüm yurtta kutlamalar başladı. 4 Mart`ta Ankara ve Çorlu`da ise kadınlar polisin küfürleri, sözlü tacizi, gazlı, coplu işkencesiyle, gözaltılarla karşılaştılar. Bir buçuk asır önce New York`ta kadınları diri diri yakanlar ile dün Ankara`da kadınlara saldıranlar aynı zihniyet, aynı erk, aynı erkekliktir. Eşit iş, eşit ücreti, insanca yaşam ve ÖZGÜRLÜK için çıkılan bu yolda verdiğimiz mücadele sadece kadın özgürlük mücadelesi değildir. Bu bir yaşam mücadelesidir, çünkü biz biliyoruz ki Kadın özgürleşmeden bir ülke özgürleşemez. Yarınımızı korumak için, çocuklarımıza insanca ve onurlu bir gelecek bırakabilmek için direnişten ve mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Değişmeyen tek şey; Cinayet, İstismar ve Şiddet… Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre 2017 yılında "409 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 387 çocuk cinsel istismara uğradı, 332 kadına cinsel şiddet uygulandı." Giderek artmakta olan cinsel şiddet, istismar ve cinayet 2018 yılında da durmadı ve 2018 yılının ilk iki ayında 75 kadın cinayeti yaşandı. Sadece Şubat ayında kayıtlara geçen 47 kadın cinayeti gerçekleşti. Dün de söylemiştik bugün de bir kez daha altını çiziyoruz, bu cinayetlerde tek suçlu eylemi gerçekleştiren değil; takım elbise giydiği için indirim uygulayan, istismarlarda küçücük çocukların rızasını arayan yargı; bir kereden bir şey olmaz diyen iktidardır. Bu cezasızlık ve adaletsizlik ortamı, devletin ve toplumun her kademesindeki dinci gerici dönüşüm ile kadınlar için gitgide nefeslerinin kesilmesi anlamına gelmektedir. Çocuklarımızın tarikat-cemaat yurtlarına mecbur bırakılması, zorunlu eğitimin orta kademesinden itibaren imam hatip okulları dayatmaları ile özellikle emekçi çocukları kıskaca alınmaktadır. Daha soyut düşünce evresine geçmemiş anaokulu çocuklarına dini ritüelleri ve toplumsal cinsiyet rollerini dayatan sınıf içi etkinlikleri, imam nikâhı mizansenleri ve toplu cami ziyaretleri yakın zamanda gündemlerimize giren haberler arasındadır. Bir kadın sağlık çalışanı çalıştığı hastanede yaşanan çocuk gebelikleri ile ilgili basına bilgi verdiği için neredeyse vatan haini ilan edilmiş ve yine aynı esnada meclis sıralarında müftülere nikâh yetkisi verilmesi için düzenleme yapılmaya çalışılmıştı. Tüm bu kara tablo karşısında bu ülkenin onurlu kadınları kendi öz dayanışmasına sarılıyor, OHAL düzeni ile mücadele ediyor; ağacına, toprağına, deresine sarılıyor, memleketi parsel parsel satan rant düzeni ile mücadele ediyor; çocuklarının aydınlık geleceği için bilime ve tekniğe sarılıyor, dinci gerici eğitim sistemi ile mücadele ediyor; bu ülkenin onurlu kadınları birbirine sarılıyor, birbirinden aldığı güçle bu zifiri karanlık ile mücadele ediyor. Şimdi artık tek bildiğimiz DİRENMEK ve MÜCADELE ETMEKtir. Dünü kaybettik belki ama yarını kazanabiliriz, yeter ki örgütlenelim, ellerimizi bırakmayalım… ASLA YALNIZ YÜRÜMEYECEĞİZ! TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI ANKARA ŞUBESİ 24.DÖNEM YÖNETİM KURULU
|