NÜKLEER KARŞITI PLATFORM (NKP) ANKARA YEREL BİLEŞENLERİ KONUR SOKAK ETKİNLİĞİ DÜZENLEDİ
Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Ankara Yerel Bileşenleri tarafından 23 Nisan 2015 Perşembe günü Konur Sokak’ta nükleer santral karşıtı bir dizi etkinlik düzenledi. Etkinlik kapsamında “Çernobil anması, fotoğraf sergisi, çocukların gözünden nükleer resimler, Kâzım Koyuncu şarkıları, tabiatın helvasının karılması” etkinlikleri düzenlendi.
EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akgün Yalçın burada yaptığı konuşmada şunları söyledi, "Çernobil kazasının yıl dönümünde hem ölenleri hem Sinop mitingine çağrı yapmak için sizinle birlikte olduk. Dünyanın dört bir yanında atamu parçalayarak enerji üreten santrallardan biri daha dünyamıza radyasyon kustu. Milyolarca yıl yok olmayan bu radyasyon şimdi balığın, arının, çiçeğin ve hatta yeni doğmuş bebeğin vücudunda. 11 Mart 2011 tarihinde Japonya`da yaşanan Fukuşima Nükleer Santral kazası sonucu doğaya karışan radyasyon, pasaportla yolculuk etmiyor, sınır tanımıyor, "Bu da insan evladıymış"demiyor. Elektrik üretmek için parçalanan atom; şimdi balığı, arıyı, çiçeği parçalıyor yavaş yavaş. Sakat kalanlar, yıllar sonra birer istatistik olacaktır. Bu ilk değildi, geçmiş bize nasıl bir canavar yarattığımızı göstermişti. 1986 yılında 26 Nisan günü Çernobil Nükleer Santrali`nde "insan hatası" sonucu oluşan –sanki santral insanlar tarafından yapılmamış gibi- "arıza neticesinde soğuktam sistemi "geç" devreye girer, tam üç milyon çocuk artık gelecekte hastaneleri evi bilecek bir yaşama başlar. Santral soğutma çalışmalarında bulunan 600 bin insan zehirlenmiş, 2,5 milyon hektar toprak, sakat doğumlar, artan kanser hastalıkları, kirlenen milyonlarca ağaç ve çiçek kalır geriye. Artık Çernobil`in kilometrelerce yakınında kuş uçmuyor, çocuk sesi duyulmuyor. Pripiat şehri girişin yasak olduğu hayalet şehirdir artık. Ülkemizde ise başta Karadeniz olmak üzereÇernobil kazasının gerçek etkisi ve sonuçları siyasal iktidarlarca saklanmış ve gerçekler hiçbir zaman halka anlatılmamıştır. Geçmişte bizlere radyasyonlu çayları içirenlerin bugün yeri masallarına kanmıyoruz artık. Japonya`daki Fukişime Nükleer Santral kazasının hemen ardından Almanya ve İsviçre 1980 öncesi yapılan nükleer santrallerini durdurduğunu açıkladı. Fransa`da halk sokağa döküldü. Bugün Fransız hükümeti fosil kaynaklara ve nükleer enerjiye olan bağımlığı azaltmak için temiz enerji teknolojilerine yönelme kararı almış ve 10 milyar euroluk yatarım plamının onaylamıştır. Çin hükümeti yeni santrallerin onayını durdurdu. Japonya`daki radyasyon sızıntısından çok önce Almanya ve İsveç`teki yeni nükleer santral kurulması kesin olarak yasaklanmıştı. Peki AKP Hükümeti bunları bilmiyor mu? Oysa biz yaşadıklarından ders alan bu ülkelerin nükleer çılgınlığa dur demek zorunda kaldıklarını biliyoruz. AKP Hükümetinin Mersin`de arkasından Sinop`ta İğneada`da yapmayı planladığı nükleer santrallere karşı biz hayatı savunanlar biz doğayı savunanlar varoldukça o nükleer santralları oraya yaptırmayacağız. Bu böyle biline. Hepimiz Sinop`ta nükleer karşıtlarıyla bir arada olacağız. Türkiye ve dünya halklarının nükleer santral mücadelesinde soluk olacağız omuz olacağız."
"Nükleere Hayır", "Ölümün reklamı olmaz" pankartlarının asıldığı ve sık sık "Nükleere inat yaşasın hayat" sloganlarının atıldığı etkinlikte "Nükleer masallar ve gerçekler" broşürü dağıtılarak nükleer santral sonrası ortaya çıkan fotoğrafların yer aldığı sergi açıldı. Çocukların nükleer santrallerle ilgili yaptığı resimlerin sergilenmesinin ardından Kazım Koyuncu şarkıları çalındı ve tabiatın helvası karıldı.