|
Nükleer Karşıtı Platform Genişletilmiş Yürütme Kurulu toplantısı 26 Mayıs 2018 Cumartesi günü saat Merkez Toplantı Salonu’nda düzenlendi. NKP Genişletilmiş Yürütme Kurulu toplantısında kurumlar arası işbirliği olanaklarını artırmak, daha etkin çalışmalar gerçekleştirmek ve önümüzdeki dönem etkinlik programını belirlemek amacıyla görüş alışverişinde bulunuldu.
NKP Genişletilmiş Yürütme Kurulu Toplantısı açılışını EMO Yönetim Kurulu Üyesi Cansel Aslan Yaptı. Cansel Aslan konuşmasında şunları söyledi, "Nükleer Santral Karşıtları olarak bir kez daha yan yanayız. Elektrik Mühendisleri Odası kurulduğu tarihlerden itibaren nükleer enerji konusundaki tartışmalara taraf olmuş ve bu konuda detaylı görüşler açıklamıştır. Söylediklerinin tümünde halk ve toplum yararına bir bakış açısı vardır. Elektrik Mühendisleri Odası, nükleer santral yapımının toplumsal yarar açısından gerekli olmadığını savunmaktadır. Nükleer endüstri gizliliğin egemen olduğu, denetime kapalı, şeffaf olmayan bir enerji türüdür. Nükleer santralların yapımına toplumlar değil devletler karar vermektedir. Uluslararası sözleşmelerle Sinop`ta ve Mersin`de nükleer santral kurma girişimlerinin; emeğin sömürüsünü derinleştiren enerji politikasının bir parçasıdır. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin enerji üretimi konusundaki tercihleri halklara karşı bir dayatmaya dönüşmüştür. Alınan kararlarda, o bölgede yaşayan insanların iradeleri hiçe sayılmaktadır. Platform bileşenlerinin nükleer karşıtı mücadele sürecinin yükseltilmesi için toplumsal demokrasi kültürünün içselleştirilmesi, eşitlikçi bir toplumsal yönetim algısının geliştirilmesi, toplumun geniş kesimlerinin siyasal, ekonomik ve kültürel haklarını gözeten bir çerçeve içinde mücadelenin genişletilmesi gerekiyor. Sevgili Arkadaşlar… Odamız ülkemizde yürütülen nükleer karşıtı mücadelenin önemli bileşeni olarak faaliyetlerini sürdürdü, sürdürmeye de devam etmektedir. Hepinizin bildiği gibi nükleer karşıtı platform çalışmalarının da uzunca dönem sekreterya çalışmalarını sürdürmektedir. Türkiye ekoloji mücadelesinin bir bileşeni olan Nükleer Karşıtı Platform`un hem kendi bileşenleri hem de ekoloji hareketinin diğer bileşenleriyle dayanışmasını arttırarak önümüzdeki dönemde daha da güçlenmesi gerekmektedir. Nükleer karşıtı mücadele sürecinin yükseltilmesi için toplumsal demokrasi kültürünün içselleştirilmesi, eşitlikçi bir toplumsal yönetim algısının geliştirilmesi ve "ben yaptım oldu" tarzı siyasal iktidar tavrına karşı toplumun geniş kesimlerinin siyasal, ekonomik ve kültürel haklarını gözeten bir çerçeve içinde mücadele genişletilmelidir. Dünya ölçeğinde giderek artan savaş ve kriz koşullarında, kirli, pahalı ve yok edici bir nitelik taşıyan bu projelere karşı direnmek gerekiyor. Nükleer karşıtları, tabandan bir demokrasi talebiyle nükleer enerjiye, silahlara, nükleer savaşa, nükleer atıklara karşı barışı talep eden, ekolojik değerleri koruyan ve toplumsal geleceğin varlık koşullarını gözeten bir örgütlenme modeli ekseninde yürüyüşünü sürdürecektir. Sevgili Arkadaşlar… Hükümetin nükleer santral yapma girişimleri olanca hızıyla devam etmektedir. Mersin Akkuyu ve Sinop`tan sonra bir üçüncü santral olarak İğneada gündemdedir. Geldiğimiz aşamada, toplumsal baskıların tavan yaptığı, muhalif seslerin susturulduğu bir dönemde, nükleer karşıtı mücadelede etkilenmektedir. Ülkemizdeki hukuksuzluktan nükleer santraller de etkilenmekte, bilirkişi raporlarından, halkın katılmadığı çede toplantıları düzenlenmektedir. OHAL aracılığı ile keyfi rejimi yaygınlaştıran hükümet yıllardır Sinop`ta yapılan mitingi bile yasaklayabilmektedir. Sevgili Arkadaşlar… Bizler nükleer karşıtı mücadeleyi yükseltmemiz gerekmektedir. Haklıyız. Haklı olmak yetmiyor. Güçlenmemiz gerekiyor. Bunun için nükleer karşıtı mücadeleyi daha da büyütmemiz gerekiyor. Geçmişte nükleer karşıtı mücadelemizde, inişli çıkışlı dönemlerimiz olmuştur. Ancak bu dönem bu mücadeleyi büyütmemiz gerekiyor. EMO Yönetim Kurulu bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazırdır. Sevgili Arkadaşlar.. Ülkemizde nükleer karşıtı mücadelenin önemini vurgulamak için Çernobil`den gelen sese kulak vermemiz gerekiyor. 2015 Nobel Ödülü sahibi Svetlana Aleksiyeviç`in ödül konuşmasında yer alan Çernobil ile ilgili bölümün bir kısmını paylaşmak istiyorum. "Uzun süre Çernobil hakkında yazmak istemedim. Bu konuda nasıl yazacağımı bilmiyordum; hangi araçlarla, nereden başlayarak yazacağımı. Hakkında dünyanın daha önce neredeyse hiçbir şey duymadığı, Avrupa`nın bir köşesine sıkışmış o küçük ülkemin ismi şimdi tüm dillerdeydi. Biz Belaruslular ise, Çernobil halkı olmuştuk. Bilinmeze ilk dokunanlar biz olduk. Anladık ki komünist, etnik ve dini tufanlardan da öte, gelecekte bizi daha vahşi, topyekun belalar bekliyor, henüz göze görünmeyen belalar. Çernobil`le birlikte, yeni bir safha açıldı. Aklımda kalan mesela, eskiden tank subayı olan yaşlı bir adamın, camına çarpan güvercinlerden şikayet etmesi: ‘Günde iki üç kuş düşüyor böyle. Gazeteler ise durum kontrol altında diyor.` Şehir parklarından yaprakları toplayıp, şehir dışına çıkarıyorlardı. Yaprakları gömüyorlardı orada. Zehirlenmiş toprak parçalarını götürüp gömüyorlardı. Toprağı toprağa defnediyorlardı. Çalı çırpıyı, çimeni gömüyorlardı. O günlerde herkesin yüzünde hafifçe çıldırmış bir ifade vardı. Yaşlı bir bahçıvan anlattı: ‘Sabah dışarı çıktım, bir şey eksik. Tanıdık bir ses eksik. Tek bir arı yok, tek bir arının sesi gelmiyor, bir tanesinin bile. Bu nasıl bir şey? İkinci gün de uçmadı arılar, üçüncü gün de. Sonra bize nükleer santralde kaza oldu diye haber geldi. Santral yanı başımızda. Ama uzun süre hiçbir şey bilmiyorduk. Arılar biliyordu, biz bilmiyorduk.` Çernobil haberleri gazetelerde askeri dille veriliyordu: patlamalar, kahramanlar, askerler, tahliye… İstasyonda KGB iş başındaydı; casus ve sabotajcı arıyorlardı. Söylentiler dolaşıyordu; kaza, sosyalist kampı yıkmak isteyen Batılı özel güçlerin planlı işiymiş. Askeri mühimmat Çernobil`e doğru yoldaydı, askerler geliyordu. Sistem her zaman olduğu gibi işliyordu; askeri şekilde. Ama elinde yeni tüfeğiyle askerin, bu yeni dünyada felaketten başka alacağı yoktu. Elinden gelen tek şey yüksek dozda radyasyona maruz kalıp, evine dönüp ölmekti. Gözlerimin önünde, Çernobil öncesinin insanları, Çernobil insanlarına dönüştüler. Radyasyonu göremiyordun, ona dokunamıyordun, kokusunu duyamıyordun. Bizi artık bu bildik ve bilinmedik dünya çevreliyordu. Nükleer bölgeye gittiğimde hemen anlattılar: Çiçek koparmak yasak, çimene oturmak yasak, kuyudan su içmek yasak… Ölüm her yanda gizleniyordu, ama bu başka türlü bir ölümdü. Yeni bir maske takmış, yabancı bir kıyafet giymiş. Savaşı görmüş yaşlılar, bir kez daha evlerinden ‘tahliye` edilirken gökyüzüne doğru bakıyordu: ‘Güneş parlıyor, ne duman var ne gaz, ateş eden yok. Bu savaş mı ki yine göçmen edildik.` Sabah ilk iş gazetelere koşuyor, sonra hayal kırıklığıyla bir kenara atıyorlardı onları; casusları daha bulamamışlar. Halk düşmanları hakkında bir şey yazmıyor. Casusların, halk düşmanlarının olmadığı bir dünya da yabancıydı. Benim için dünya yerinden kıpırdadı. Nükleer bölgede kendimi ne Belaruslu, ne Rus, ne Ukraynalı hissettim; yok edilebilecek biyolojik bir türdüm. " Daha ne söylenir…. Evet, Hayat bizi mücadeleye çağırıyor…" Cansel Aslan`ın açılış konuşmasının ardından toplantıyı yürütmek için EMO Ankara Şubesi üyesi Erdal Apaçık kürsüye geldi. Erdal Apaçık konuşmasında Nükleer Karşıtı Platform çalışmalarının tarihsel sürecinden bahsederek toplantı gündemi ile ilgili katılımcıların önerilerini aldı. Kurumlar adına toplantıya katılan üyelerin NKP`nin önümüzdeki dönem yapacağı çalışmalar ve eylemlilik süreci, 24 Haziran seçimleri ile ilgili görüşlerini aktardığı toplantı yapılacak çalışmalarla ilgili görev dağılımı yapılması ile sona erdi. Toplantıya EMO, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO), Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği (NÜSED), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Tüketici Hakları Derneği, İstanbul NKP ve Sinop NKP temsilcileri ile öğretim üyesi ve avukatlar katıldı. NKP`nin önümüzdeki dönem yapacağı çalışmalar, eylemlilik süreci ve 24 Haziran seçimlerinin değerlendirildiği toplantıda şu kararlar alındı: 1-Sinop`ta halkın katılmadığı toplantı için suç duyurusunun yaygınlaştırılmasına destek sunulması, 2-24 Haziran seçimlerine dönük "Nükleercilere Oy Yok" temalı afiş, broşür ve el ilanlarının hazırlanması, 3-Aynı temaya dönük sosyal medyada kampanya düzenlenmesi, 4-Özellikle Sinop ve Mersin`de billboard ilanları verilmesi, 5-Kısa spot filmler hazırlanarak sosyal medyada yaygınlaştırılması, 6-Yaz aylarında yerel düzeyde panel, söyleşi, forum türü etkinliklerle bilgilendirmeye dönük çalışmalar yapılması, 7-Gençlik kampı düzenleyen TMMOB`ye bağlı odalarla ilişkiye geçilerek, nükleer karşıtı çalışmalar hakkında söyleşi düzenlenmesi, 8-Yaz aylarında yerel nükleer karşıtı platformlara ziyaretler yapılması, toplantılar düzenlenmesi, 9-Nükleer karşıtı platformların örgütlenme çalışmalarının sürdürülmesi, 10-Nükleer Karşıtı Kongre`nin 13 Ekim 2018 tarihinde toplanması, 11-Geçtiğimiz dönemlerde nükleer karşıtı platform yerel yürütmelerinde yer alıp, 24 Haziran seçimlerinde milletvekilli adayı olanlarla nükleer karşıtı kampanyanın ortak duyurusunun yapılması.
|
Tanıtım
ANKARA ŞUBE
ÜYELERİMİZ İÇİN ÜCRETSİZ UDEMY EĞİTİMİ: MÜHENDİSLER İÇİN YAPAY ZEKA ARAÇLARI 
