MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

 
HUKUKİ DESTEK
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

4817 SAYILI YABANCILARIN ÇALIŞMA İZİNLERİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARISI HAKKINDA TMMOB GÖRÜŞÜ


 
TBMM Gündeminde bulunan 4817 Sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı Hakkında TMMOB görüşü ilgililerine iletildi.
 

"4817 SAYILI YABANCILARIN ÇALIŞMA İZİNLERİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARISI" HAKKINDA TMMOB GÖRÜŞÜ


GİRİŞ


4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce, Türkiye'de yabancıların çalışma izinleri çeşitli makamlar tarafından verildiğinden bu durum sık sık makamlar arası yetki tartışmasına neden olmaktaydı. Yetki tartışmasını ortadan kaldırmak, yabancıların çalışma izinlerini takip ve denetimin sağlanması için yetki tek elde toplandı ve bu yetki, 4817 sayılı Yasa ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na verildi.

Ülkemizde 1954 yılından başlayarak uzunca bir süre, 6235 sayılı TMMOB Yasası'nın 34 ve 35. maddeleri gereğince yabancı mühendis ve mimarların çalışma izinleri, TMMOB'nin görüşü alındıktan sonra Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca verilmekte idi.

Yasal durum böyle olmakla birlikte, Hazine Müsteşarlığı, 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Yasası, Yabancı Sermaye Çerçeve Kararı ve Tebliği'nde verilmeyen bir yetkiye dayanarak, yabancı sermayeli şirketlerde çalışan yabancı mimar ve mühendislere akademik ve mesleki yeterlilik prosedürünü uygulanmadan çalışma izinleri vermeye başladı. Hazine Müsteşarlığı tarafından hiçbir denetime tabi tutulmadan verilen çalışma izinlerinin sayısı o kadar çoğaldı ki, devletin yetkili makamları bu sayıyı tespitte zorlandıklarını çeşitli toplantılarda dile getirmektedirler.

Yetki tartışmasının, tespitin imkansız hale geldiği noktada, çalışma izinlerinin tek merkezde toplanması amacıyla, 27 Şubat 2003 yılında 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun TBMM'de kabul edilmiştir. Anılan yasanın 26 ve 27. maddeleri, 6235 sayılı Yasa'nın 34 ve 35. maddelerinde değişiklik yapmış ve bu değişiklik sonucu, Türkiye'de mesleğini icra etmek için gelen yabancı mimar ve mühendislerin çalışma izinleri, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile TMMOB'nin görüşü alındıktan sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca verileceğini hükme bağlamıştır. Yasanın hazırlık aşamasında, 24.1.2003 tarihli TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu'nda; "tasarı hazırlanırken öncelikle ulusal mevzuatımızdaki hükümler ile ülkemizin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerdeki hükümlerin dikkate alındığı ve yabancı istihdamının yasal çerçevede olmasının gerek ülkemizin menfaatleri, gerekse yabancı çalışanlar için büyük önem arz ettiği, tasarının Avrupa Birliği Türkiye Ortaklık Hukuku ve karşılıklılık esası temel alınarak hazırlandığı ve paralel düzenlemeler yapıldığı" belirtilmektedir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 4817 sayılı Yasa'nın 22. maddesine dayanarak hazırladığı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği'ni 29.08.2003 tarih 25214 sayılı Resmi Gazete'de yayımlayarak yürürlüğe koymuştur. Ancak, aradan bir yıl geçmeden bu yönetmeliğe, 4817 sayılı Yasa'nın amacına aykırı düzenlemeler eklemiştir.

Bakanlık, Uygulama Yönetmeliği'nin 55. maddesine eklemiş olduğu (ı) bendi ve II fıkra ile, Yasa düzenlemelerine aykırı olarak akademik ve mesleki yeterlilik konusunda muafiyet hükmü getirmiştir. Madde 55/I (ı) bendinde, "Türkiye'nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmeler gereğince veya konsorsiyumlar tarafından yürütülecek ulusal, uluslar arası projelerde veya uluslar arası kuruluşlarda çalışacak yabancıların "çalışma izni almalarına gerek bulunmamaktadır". Ayrıca, "Ancak, mesleki hizmetler kapsamında olup, muafiyet hükümlerine tabi yabancı mimar, mühendis ve şehir plancılarının, hizmet sürelerinin bir ayı aşması, (ı) bendi kapsamındakilerin ise bir yılı aşması durumunda akademik ve mesleki yeterliliğini tamamlayarak Bakanlıktan çalışma izni alması, ilgili meslek kuruluşuna geçici üye olması ve ulusal kurum ve kuruluşların uygulamalarına uyması zorunludur." denmektedir.

Bu düzenlemenin anlamı, Türkiye'de bir yıl süre ile mimar ve mühendis sıfatıyla çalışan bu kişilerin, mesleki ve akademik yeterliliklerine Bakanlıkça gerek görülmediğidir. Bu değişiklik, 55/III fıkrası ile birlikte değerlendirildiğinde, II. fıkra kapsamında çalışanların müteakip kereler bir yıllık uzatmalarla akademik ve mesleki yeterliliklerini tamamlamadan çalışmasının önü açılmıştır. Bir yıllık gibi görünen muafiyet hükmünün aslında tam bir muafiyet içerdiği tartışmasızdır.

Yönetmeliğin Geçici 1. maddesi, "Mesleki hizmetler kapsamında çalışma izni uzatma talebinde bulunan yabancıların Kanunun yürürlüğe girmesinden önce diğer merciler tarafından verilen çalışma izinleri akademik ve mesleki yeterliliğe ilişkin prosedürün tamamlanabilmesi için bir yılı geçmemek kaydıyla uzatılabilir" değişikliği ile de daha önce Hazine Müsteşarlığı'nca yasalara aykırı olarak verilmiş, kayıt altına alınmamış, akademik ve mesleki yeterlilikleri tespit edilmemiş kişilerin, çalışma sürelerini uzatma taleplerinde mesleki yeterlilik prosedürünün uygulanması için ek bir yıllık süre öngörülmüştür. Bu düzenleme ile, yasalara aykırı olarak ülkemizde çalışan kişilerin durumu yasal hale getirilmek istenmiştir.

Anılan Yönetmelik değişikliği Birliğimiz tarafından dava konusu edilmiş ve Danıştay 8. ve 10. Dairelerinin ortak kararıyla dava konusu maddelerin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Danıştay 8. ve 10. Daire (2004/8649) ve İdari Dava Daireleri Kurulu (2005/861) kararlarında, "6235 sayılı Yasa'nın 36. maddesinde ise, 34. ve 35. maddeler gereğince gelen yabancı meslek mensuplarının Türkiye'de bir aydan fazla kaldıkları taktirde ihtisaslarına en yakın odaya müracatla geçici aza olarak kayıt yaptıracakları hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre, yabancı meslek mensuplarının hizmet sürelerinin bir ayı aşması halinde ilgili odaya üye olmaları öngörüldüğüne göre (ı) bendi kapsamındaki yabancı meslek mensuplarına bir yıllık süre tanınması 6235 sayılı Yasaya aykırı olduğunu", Dava konusu Yönetmeliğin geçici 1. maddesinde belirlenen bir yıllık sürenin ise bitmiş olduğunu kabul etmiş olup, "Aksine bir yorum, 4817 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesinden önce diğer merciler tarafından verilen çalışma izinlerine süreklilik kazandırabilir ki, böyle bir durum 4817 sayılı Yasa'nın amacına aykırı düşer." tespitini yaparak yürütmenin durdurulmasına karar vermişlerdir.

Siyasal İktidar, bürokratik engel olarak gördüğü uygulamayı ve yargı kararlarını aşmak için gündemdeki yasa değişikliğinin yapılması yoluna gitmektedir.


YASA TASARISININ HUKUKA AYKIRI YÖNLERİ

Tasarı Yetki Yönünden Anayasa'nın 135. Maddesine Aykırıdır.

Anayasa'nın 135. maddesinin 1.fıkrası; Meslek kuruluşlarını," Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir." biçiminde tanımlamıştır.

Genel idare içinde yerinden yönetim kuruluşu olan TMMOB'un kurulma gerekçesi ya da işlevi, üniversitelerin lisans öğrenim programlarından mezun olmuş ve 3458 sayılı Yasa ile mimarlık ve mühendislik ünvanı almış meslek mensuplarının mesleklerini icra ederken uyacakları mesleki kuralları tespit etmek ve denetlemektir. Bunun açık anlamı, Anayasa, kamusal bir görev olan meslek kurallarının tespiti ve denetimini TMMOB'ye vermiştir. Meslek mensubunun mesleğini icra ederken gerekli koşullar ve uyacağı kuralları TMMOB ve bağlı Odalar dışında başka bir kurumun belirlemesi Anayasa'ya aykırı olacaktır.

Mesleğin ifası esnasında uyulacak kurallar yalnızca bizim ülkemizde değil tüm dünyada meslek kuruluşlarınca belirlenmektedir. Akademik yeterlilik ise, her ülkenin akademik yetkin otoritesi tarafından belirlenmektedir. Bu otorite ise yine tüm Dünya'da devlet kurumu olup bizdeki karşılığı ise Yükseköğrenim Kurumu'dur. Tüm Dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de Anayasa ve yasalarımızda akademik ve mesleki kurum ayrı ayrı olarak ele alınarak örgütlenmiş ve yetkileri ayrıştırılmıştır.

Yasa tasarısının 5, 7 ve 23. maddeleri incelendiğinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, yetki alanı dışında akademik ve mesleki yeterlilik incelemesine müdahale etmekte ve yabancı meslek mensupları yönünden 3458 ve 6235 sayılı Yasa'nın uygulanmayacağını düzenlemektedir. Tasarı, yabancı meslek mensupları yönünden tüm yetkiyi Bakanlığa vermektedir. Bu düzenlemeler ile bu konuda yasalarla yetkilendirilmiş TMMOB, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve YÖK süreç dışında bırakılmaktadır.

Tasarı'nın 8. maddesinde "4817 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.Meslekî hizmetler kapsamı dışında istihdam edilecek yabancı uyruklu personel için ilgili mercilerden meslekî yeterlilik konusunda görüş alınmaz. Bu kişiler, akademik ve meslekî yeterlilik ile lisans talep ve yeterlilik uygulamasına tabi değildir." denmektedir.

Bu madde ile, mesleki hizmetler kapsamı dışında istihdam edilecek yabancı personelin, mesleki hizmetler kapsamı dışında hizmet sunacağının tespiti kim tarafından yapılacak ya da buna kim karar verecektir? Yalnızca beyanı esas alınacaksa, herkes bu kapsama rahatlıkla girebilecek ve suistimallerin önü alınamayacaktır. Bir mühendis ve mimarın yapmış olduğu işte mesleki bilgiyi kullanmayacağına Çalışma Bakanlığı karar verecek ise, öncelikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kendi kuruluş Yasasında olmayan bir yetkiyi kullanmış olacaktır. ÇSGB ne akademik bir otoritedir ne de bir meslek örgütüdür.

Yine tasarının 13. maddesi ile Bakanlığa yetkisiz olduğu bir alanda görev verilmiştir: "4817 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir."Yabancı teknik personel Madde 23 " Avrupa Birliğine üye ülkelerden veya Bakanlar Kurulunca belirlenecek diğer ülkelerden gelecek yabancı mimar ve mühendislerin çalışma izinlerinin verilmesinde, diploma ve ilgili meslek odasına kayıtlı olunduğuna dair belgenin ibrazı halinde, 27/1/1954 tarihli ve 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununun 34 üncü ve 35 inci maddeleri ile 17/6/1938 tarihli ve 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanunun 1 inci ve 7 nci maddeleri uygulanmaz. Diploma ve meslek odalarına kayıt konusunda yapılacak tespitte, Avrupa Birliği mevzuatında ve söz konusu ülkelerin mevzuatında öngörülen ve ilgili kurumlarınca verilmiş belgelerin asıllarının veya tasdikli suretlerinin Bakanlığa sunulması esastır.Birinci fıkraya göre çalışma izni verilen yabancı mimar ve mühendisler, Bakanlık tarafından verilen çalışma izin belgesini ibraz etmeleri halinde, 6235 sayılı Kanunun 36 ncı maddesine göre başkaca bir işleme gerek kalmaksızın ilgili meslek odasına geçici üye olarak kaydedilir."

Bu düzenlemeye göre, yabancının ibraz etmiş olduğu diploma ve meslek odası üyeliğinin gerçeğe uygun olup olmadığının tespitinin de bir önemi bulunmamaktadır. Tespiti şayet Bakanlık yapacak ise, Bakanlık bir akademik ve meslek örgütü olmadığından bu yetkiyi hangi akademik donanımla yapacaktır.

Tasarı Anayasa'nın Eşitlik İlkesine Aykırıdır.

Türk vatandaşı, yurtdışından akredite olmayan bir yükseköğretim kurumundan mezun ise, YÖK Yasası'nın 7. maddesi gereğince seviye tespit sınavına tabi tutulmaktadır. Seviye tespit sınavında başarılı olmayanlar, yükseköğretim kurumu mezunu sayılmadıkları için mühendis, mimar ve şehir plancısı unvanına sahip olamayacaklarından mesleki faaliyette de bulunamayacaklardır.

Tasarıya göre, bir yabancının akredite olmamış bir yükseköğretim kurumundan mezun olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Yabancının veya çalıştıran firmanın beyanı esas alınarak bu kişilere mesleki faaliyette bulunma olanağı sunulmaktadır.

Mühendislik ve mimarlık mesleğinin icrası için aranan koşullar, yabancı-yurttaş ayrımı yapılarak düzenlenemez. Türk vatandaşı aleyhine düzenlenen ve eşitlik ilkesine aykırı olan bu düzenlemenin ne bilim karşısında ne de hukuk karşısında savunulabilir bir yönü bulunmamaktadır.

Tasarı, 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Yasa ile çatışmaktadır

3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun'un 1. maddesi mühendis ve mimarlık ünvanlarının hangi koşullarda kazanıldığını düzenlemiştir. 3458 sayılı Yasa'nın 1. maddesi, "Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilinde mühendislik ve mimarlık unvan ve selahiyeti ile sanat icra etmek isteyenlerin aşağıda yazılı vesikalardan birine haiz olmak şarttır:
a) Mühendislik veya mimarlık tahsilini gösteren Türk yüksek mekteplerinden verilen diplomalar;
b) Programlarının yüksek mühendis veya mimar mektepleri programlarına muadil olduğu kabul edilen bir ecnebi yüksek mühendis veya yüksek mimar mektebinden diploma almış olanlara usulüne tevfikan verilecek ruhsatnameler;

c) Türk Teknik okulu mühendis kısmı ile programlarının buna muadil olduğu kabul edilen memleket dahilindeki diğer mühendis veya mimar mekteplerinden verilen diplomalar;
d) Programlarının Türk Teknik okulu mühendis kısmı programlarına muadil olduğu kabul olunan bir ecnebi mühendis veya mimar mektebinden diploma almış olanlara usulüne tevfikan verilecek ruhsatnameler'den birine sahip olanlar" demektedir. Yani, mühendislik ve mimarlık unvanlarını kazanabilmek için, ya ülkemizde Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) bünyesinde bulunan mühendislik ve mimarlık fakültesinden birinden mezun olmak ya da yabancı mimarlık ve mühendislik fakültelerinden mezun olanların YÖK tarafından verilecek denklik belgesi almak yasal koşuldur. Türkiye'de 3458 sayılı Yasa'nın 1.ve 7. maddelerindeki koşulu yerine getirmiş olan mühendis ve mimar unvanına sahip olanların mesleki faaliyette bulunabilmeleri için de 6235 sayılı Yasa'nın 33 ve 36. maddeleri gereği ilgili meslek odasına üyelikleri zorunludur.

Tasarı, akademik yeterliliği tespit edilmemiş kişilerin, Türkiye'de ünvanlarını tespit ve faaliyetlerini denetime tabi tutmaksızın mimarlık ve mühendislik hizmetlerine izin verdiğinden 3458 sayılı Yasa'ya aykırıdır. 3458 sayılı Yasa yabancı-yurttaş ayrımı yapmaksızın diplomaların denkliğini öngörmüştür. Tasarı, yabancılar lehine bir muafiyet öngörmektedir.

Tasarı, 2547 sayılı YÖK Yasası ile çatışmaktadır

2547 sayılı Yasa'nın 7. maddesinin (p) bendinde, yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından alınan önlisans, lisans ve lisansüstü diplomalar ve eklerinin denkliğini tespit etmek görev ve yetkisi, Yükseköğretim Kurulu'na verilmiştir.

Denklik yönünden değerlendirme YÖK tarafından, "Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği" hükümlerine göre yapılmaktadır. YÖK, yurtdışında lisans eğitimi almış olanların Türkiye'de mesleki faaliyette bulunabilmeleri için denklik belgesi alma koşuluna bağlamıştır. Yurtdışında mezun olunan okul, uluslararası bilimselliği tescil edilmiş akredite merkezleri tarafından tanınmamış bir okul ise, YÖK mezun olan kişiyi seviye tespit sınavına tabi tutmaktadır. Bu uygulama dava konusu edilmiş ancak, Danıştay 8. Dairesi'nin 30.04.1998 gün 1997/4055 Esas, 1998/1509 sayılı kararları ile istem reddedilmiştir. Karar, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından 26.02.1999 gün 1998/780 Esas, 1999/307 sayılı kararla onanmıştır.

Türk vatandaşı, yurtdışından akredite olmayan bir yükseköğretim kurumundan mezun ise, Danıştay'ın bu kararı gereği, mesleki faaliyette bulunabilmesi, mesleki unvanını kullanması ve ilgili TMMOB meslek odasına üye olması için denklik sınavını başarıyla alması gerekmektedir.

Mesleki unvanların kullanılması ve mesleki faaliyetlerin icrasının bir takım koşullara bağlanması yalnızca ülkemizde yapılan bir uygulama değildir. Bütün gelişmiş ülkelerde, herhangi bir ülkede lisans eğitimi almak yeter koşul olarak görülmemektedir. UNESCO listesinde tanınan üniversitelerden mezun olmak dahi yetmemektedir. Her ülkenin iç hukukunda mesleki hizmetlerin sunumunda bir çok kısıtlama konulmuştur. Akademik yeterlilik dahi yeterli görülmemekte, ek eğitim almak, mesleki yeterlilik ve dil bilmek gibi bir çok koşul birlikte aranmaktadır.

Tasarıda 6235 sayılı TMMOB Yasası açısından aykırılıklar bulunmaktadır.

6235 sayılı TMMOB Yasası'nın 36. maddesindeki, "34 ve 35 maddeler gereğince gelen yabancı meslek mensupları Türkiye'de bir aydan fazla kaldıkları taktirde ihtisaslarına en yakın odaya müracaatla geçici aza olarak kaydolunurlar" hükmü, yabancı meslek mensuplarına herhangi bir muafiyet tanımaksızın; mesleki faaliyette bulunan yabancı meslek mensubunun Türkiye'de "bir aydan' fazla kalması durumunda ilgili odaya üyeliği zorunlu kılmaktadır.

Yine 6235 sayılı Yasa'nın 38. maddesi, "Bu kanunun 33 ve 34 üncü maddelerinde yazılı vecibeleri yerine getirmeyen yüksek mühendis, yüksek mimar, mühendis ve mimarlar Türkiye'de mesleki faaliyetten men edilirler" hükmü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na, yabancı mimar ve mühendislerin Türkiye'de çalışabilmeleri için öncelikle, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile TMMOB'nin akademik ve mesleki yeterliliğine ilişkin olan görüşü alındıktan sonra çalışma izni verebileceğini düzenlemiştir. 6235 sayılı Yasa'nın amir hükümleri, Türk-yabancı ayrımı yapmaksızın mesleki faaliyette bulunabilmeyi TMMOB Yasası'na uygun davranma koşuluna bağlamıştır. Bu yasal düzenlemeler karşısında, yabancı meslek mensubuna çalışma iznini, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile TMMOB'nin olumlu görüşünü aldıktan sonra ve yabancının ilgili meslek odası'na üyelik koşulunu yerine getirmesinden sonra verebilir.

Ülkemizde mesleki faaliyette bulunmak isteyen yabancı meslek mensubuna çalışma izni verilebilmesi ve ilgili meslek odasına üye olması için, Bakanlıkça TMMOB'ye gönderilen talep dosyasında öncelikle, noter onaylı Türkçe tercümeli diploma örneği, YÖK tarafından verilmiş "denklik belgesi"nin, ülkesindeki meslek odasına üyelik belgesi ve meslekten men cezası almamış olduğuna dair belge, daha önce icra etmiş olduğu mesleki faaliyetleri, taahhüt edilen işin mahiyeti ve süresi, almış olduğu ücret, çalıştığı şirkette istihdam edilen diğer yabancı mimar ve mühendislerin sayısı ile Türk vatandaşı meslek mensubunun çalıştırılıp çalıştırılmadığına ilişkin belge ve bilgiler olmak durumundadır. TMMOB, talep dosyasındaki bilgi ve belgeleri inceleyerek yabancının, akademik ve mesleki yeterliliğe sahip olup olmadığı konusunda Bakanlığa görüş bildirmektedir. TMMOB Yasası'nın 33 ve 34. maddelerindeki görüş, sayılan durumların tespitini ifade etmektedir. Yani, yabancının mimarlık ve mühendislik mesleğini icra edebilmesi için akademik ve mesleki yeterliliğe sahip olup olmadığının tespitini içeren değerlendirmedir.

TMMOB'nin 38. maddesindeki üyelik koşulu ise, yabancının Türkiye'deki mesleki faaliyetinin denetlenmesidir. Bir meslek mensubu, mesleğini icra ederken, mesleğinin gerektirdiği yükümlülüklere uygun olarak mesleğini icra etmek durumundadır. Bunun denetimi de meslek odalarınca yapılmaktadır. Bu nedenle, ülkemizde mimarlık ve mühendislik mesleğini icra eden yabancı, Türk vatandaşı meslek mensubunun uymak zorunda olduğu yükümlülüklere uygun davranmak ve ilgili meslek Odasına üye olmak zorundadır.

Yukarıda anılan Yasalar, yabancının üyelik koşulunu ortadan kaldıran bir düzenleme getirmemesine karşın, Tasarının 7. maddesinin III. fıkrası, "Meslekî hizmetler kapsamında görev yapacak yabancılara, akademik ve meslekî yeterlilik ile ilgili işlemleri tamamlanıncaya kadar, ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla ve bir yılı geçmemek üzere ön izin verilebilir." demektedir. 23. maddenin son fıkrası da, yabancı meslek mensuplarının yükümlülüğünü ve denetimini ortadan kaldıran bir içerik taşımaktadır. Yabancı meslek mensubunun hiçbir kayıt ve denetime tabi olmaksızın bir yıllık mesleki faaliyet sunmasının önü açılmaktadır.

Tasarı Kamu Yararına Aykırıdır.

Ülkemizde, Bakü-Ceyhan boru hattı projesinde çalışan mimar ve mühendisler ile Hazine Müsteşarlığı'nca çalışma izni verilen ve sayıları beşbinlerle ifade edilen mühendis, mimar ve şehir plancısının akademik ve mesleki yeterlilik prosedürü uygulanmadan mesleki faaliyette bulunduğu ifade edilmektedir. Bunların dışında "kaçak" olarak çalışanların sayısı ise bilinmemektedir. Bu gerçeğe karşın, tasarının yasallaşması ile ülkemizde, mühendis, mimar ve şehir plancısı unvanlarını kullanarak mesleğini icra eden kişilerin gerçekten mimar ya da mühendis olduğunu denetlemenin önü kapatılacaktır. Kaldı ki önceki yanlış uygulamalar sonucu ülkemizde, mühendis, mimar ve şehir plancısı olduğu kanıtlanmamış kişiler, mühendislik ve mimarlık hizmeti sunmaktadırlar. Bu kişiler, her türlü izin ve denetimden muaf çalışmaktadırlar. Bunların büyük bölümü ise, yine yabancı ülke vatandaşlarından oluşmaktadır. Bu şirketler, maliyeti düşürmek için, şirketlerinde 3. Dünya ülke vatandaşlarını çalıştırmakta olup, sigortalılık yükümlülüklerini de sigorta primlerinin düşük olduğu bir ülkede yerine getirerek SSK'na prim dahi ödememektedirler. Bu şirketlerin çalıştırdıkları teknik elemanlar, mühendisler ve mimarlar ise, azgelişmiş ülke vatandaşlarından oluşmaktadır. Şirketler genellikle, Afganistan, Pakistan, İran, Irak, Hindistan, Kore, Türki Cumhuriyet vatandaşlarını çalıştırmaktadırlar.

Bu tablodaki ülke üniversitelerinden mezun olan okullar, uluslararası akredite merkezleri tarafından tanınan üniversiteler olmayıp, YÖK'ün seviye tespit sınavı uyguladığı okullardır. Türkiye'deki mimarlık ve mühendislik fakültelerinin muadili olmayan okullardan mezun olanlara, mühendislik ve mimarlık hizmeti verdirilmesinde kamu yararı olduğunu söylemek olanaklı değildir. Mühendis ve mimar olup olmadığı tespit edilmeden, mesleki yeterliliğe sahip olduğu denetlenmeden verilen hizmette, hizmet kalitesi aramanın anlamsız olduğu açıktır.

Demokratik hukuk devletinde, bir yasanın hazırlanış amacı, öncelikle kamu yararının gerçekleşmesine yöneliktir. Oysa, tasarı, kalitesiz hizmetin kontrolsüz olarak sunumuna imkan veren ve kendi vatandaşları aleyhine haksız rekabetin önünü açan bir düzenleme olup, tasarıda kamu yararının gözetildiğini söylemek olanaklı değildir.

Tasarının doğurduğu tehlikeler

Mesleki yeterliliklerin karşılıklı tanınması ilkelerini içeren Konsey Direktifi Avrupa Birliği Resmi Gazetesi'nde yayımlanmıştır. Karşılıklı tanınma mevzuatı tam olarak uyumlaştırılmadan bir mesleğin icrası ve bir iş kolunun başka bir ülkede hizmet sunabilmesi mümkün değildir. Direktif iki prosedürü içermektedir. Birincisi minimum eğitim koşulları uyumlaştırılarak otomatik tanıma, diğeri ise meslek sahiplerinin başka bir üye devlette çalışabilmesi için kendi ülkesinde sahip olduğu resmi yeterlilik belgelerinin (diploma, sertifika ve diğer belgeler) çalışmak istediği ülke tarafından verilen diploma ve belge koşullarını ne ölçüde karşıladığını değerlendirme prosedürüdür.

Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun 23. maddesinde getirilen düzenlemeyle; Avrupa Birliği üye ülkeleri için geçerli olan yukarıdaki hizmet sunumu şartları Türkiye'nin henüz Avrupa Birliği üyeliği söz konusu değilken bile aranmayacaktır.

Oysa Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği için hazırlanan "Ulusal Program" incelendiğinde "Türkiye ile AB arasında sürdürülmekte olan hizmetlerin serbestleştirilmesi müzakerelerinin seyrine bağlı kalmak kaydıyla, özel kanunlarla düzenlenmiş olan ve mesleğin icrasında "Türk Vatandaşlığı" şartı içeren hükümler, bazı meslek gruplarında, AB üyesi ülke vatandaşları için karşılıklılık ilkesi çerçevesinde tam üyeliğe kadar aşamalı olarak, bazı meslek gruplarında ise yine karşılıklılık ilkesi çerçevesinde üyelikten sonra kaldırılacaktır." denilmektedir.

Görüldüğü üzere, tam üyeliğe kadar karşılıklılık ilkesi çerçevesinde hizmetlerin serbestleştirilmesi programa alınmıştır. Ancak Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun değiştirilen 23. maddesi ile ne Avrupa Birliği üye ülkeleri ne de Bakanlar Kurulunca belirlenecek diğer ülkelerden gelecek yabancı mühendislerin ve mimarların Türkiye'de çalışmaları için verilecek izinde karşılıklılık ilkesi dahi aranmamaktadır.

Ulusal ve uluslar arası pazarda mimarlık mühendislik hizmet sunumunun koşulları değişmekte iken, yabancı mimar ve mühendislerin denetimsiz olarak hizmet sunabilecekleri bir ulusal pazarda Türk mühendis ve mimarların rekabet etme şansı kalmayacaktır. Akademik ve mesleki yeterlilik aranmadan yabancı işgücünün girişine olanak tanınması, yerli hizmet sunucuları bakımından haksız rekabet ortamı yaratacaktır. Bu bağlamda, Avrupa Birliği müktesebatının tam üyelik gerçekleşmeden ya da uyum çalışmaları tamamlanmadan uygulanmasının sektöre yönelik bir tehdit oluşturacağı Başbakanlığa bağlı kurumlarca bile (DPT'nin 9. Kalkınma Planı raporunda) ifade edilmiştir.

Tasarı, AB Ülkeleri Arasındaki Uygulamalara da Aykırıdır.

AB Avrupa Adalet Divanının Bazı Kararlarından örnekler:

Dava C-55/94 (syf 21): Bir meslek yapısına üyelik bir şirketin bir işin icrası ve gereği için bir şart olabilir.

Dava C-234/97 (syf 94): Bir devlet mevzuat ve idari düzenlemelerle bir mesleğin icrası için hak tanıyarak bir sistem yarattı ise, bu mesleki faaliyet belirli şartları yerine getirenlerce icra edilebilir ve bunları yerine getirmeyenlere hizmet sunmak amacıyla yerine getirmeyenlere verilmez.

Dava C-71/76 (syf 98) : Bir AB vatandaşı bir başka AB ülkesinde bir mesleği icra etmek isterse, kendi kurulduğu ülkedeki yetkin bir otoritenin tanıyacağı denkliğini aldıktan sonra bu girdiği ülkede oturmasına ve bazı sınavları geçme hakkı tanır. Direktifler olmasa da, kendi ülkesinde ulusal bir diploma şartı da var olsa, bir kısıtlama getirilebilir. Anlaşmanın 52. maddesi bu hakkı verir.

Dava C-2/74 (syf 98) : Karşılıklı tanıma direktifleri ile iş kurma hakkı ve bağımsız çalışma ile ilgili kişilerin aktiviteleri ile ilgili kanunlarla koordinasyonu öngörür.

C-234/97 (syf 100) : Ev sahibi ülkenin yetkin otoritesi, bir kişinin bir diğer üye ülkede bir mesleği icra etmek için aldığı diplomalara, sertifikaları, ve diğer nitelik belgelerini, bu ülkede icra edilebilmesi için diplomalarla sertifikalandırılan ihtisas bilgisi ve yetenekleri ile ulusal kuralların gereği bilgi ve nitelikler ile karşılaştırmak üzere dikkate almalıdır.

Dava C-234/97 : Kişi bilgi ve nitelik eksikliklerini ispatla yükümlüdür.

Dava C-375/92 (syf 44) : Objektif kriterler bazında denklikler tanınır ve diplomanın alakalı olduğu çalışmalar ve eğitime bakılır.

Dava C-1864/87 (syf 50) : AB üyesi vatandaşlarına milliyet üzerinden ayrım yapılamaz.

Dava C-96/85 (syf 51) : Bir mesleğin icrası ülke vatandaşı ile yabancıya aynı uygulanır.

Sonuç olarak;

Ülkemiz mühendis, mimar ve şehir plancıları karşısında yabancı mühendis, mimar ve şehir plancılarına ayrıcalık getiren, haksız rekabet ortamı yaratan, meslek kuruluşlarının denetimini ortadan kaldıran, denetimsiz, kuralsız hizmet sunumunu öngören, yabancı mühendis, mimar ve şehir plancılarının akademik ve mesleki yeterlilik kriterleri aranmaksızın, karşılıklılık ilkesi gözetilmeksizin Türkiye'de serbestçe hizmet sunmalarına olanak tanıyan bu düzenlemenin kabulü mümkün değildir.



“SANAL ÇALIŞANLAR GELİYOR” RPA: ROBOTİK SÜREÇ OTOMASYONU BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

21.07.2023
 


Çok Okunanlar


ÜYELERİMİZ İÇİN ÜCRETSİZ UDEMY EĞİTİMİ: MÜHENDİSLER İÇİN YAPAY ZEKA ARAÇLARI

8. SAMSUN İNŞAAT FUARI DÜZENLENİYOR

İYİ BAYRAMLAR...

Okunma Sayısı: 1280


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.