Çağdaş Drama Derneği, Ütopya Yaşam Kültür Merkezi ve Ankara Sanat Tiyatrosu’nun ortaklaşa düzenlediği “Salı Söyleşileri”nin 4 Aralık’taki konuğu Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş oldu.
Ankara Sanat Tiyatrosu‘nda (AST) yapılan söyleşide enerji ve nükleer konusunda Oda‘nın görüşlerini anlatan Pektaş, nükleer santrallerin insanlığın köküne kibrit suyu dökecek kadar zararı olduğunu söyledi. Geçen yıl Japonya‘da, İngiltere‘de ve İsviçre‘de nükleer sızıntılar olduğunu ancak bunların kamuoyundan gizlendiğini belirten Ramazan Pektaş, nükleer santrallerin vidasına kadar dışarıdan getirileceğini ve dışa bağımlılığı artıracağını belirterek, "Nükleer santrallerde kullanılan yakıt çubuklarını dünyada 6 ülke zenginleştiriyor. Topraktan radyoaktif madde çıkarılması sırasında bir hidroelektrik santralinin saldığı kadar doğaya sera gazı salınıyor. Üstelik pahalı bir yatırım." Nükleer santrallerde esas problemin atıklar olduğunu vurgulayan Ramazan Pektaş, insan eliyle yaratılan felaketlerin başında Hiroşima ve Nagazaki‘ye atılan atom bombalarının yanında Çernobil nükleer kazasının da geldiğini anlattı. "Türkiye‘nin sağlıklı bir rüzgar atlası yok" Türkiye Atom Enerjisi Kurumu‘nun resmi web sayfasındaki verilere göre tüm dünyada 550 nükleer santral yapımına karşın 120 santralin devre dışı bırakıldığını bunun anlamının yapılan her 5 santralden 1‘inden vazgeçilmesi olduğunu belirten Pektaş "Şu an Türkiye‘nin elektrik kurulu gücü 40 bin megavat, hesaplanan rüzgar gücü potansiyeli ise 80 bin megavat. Ne yazık ki Türkiye‘nin sağlıklı bir rüzgar atlası yok. Rüzgar santrallerinin maliyeti pahalı ancak nükleer santrallerinin yarısından daha ucuza yapılıyor. Üstelik işletmesi de ucuz." Elektrikteki kayıp kaçak oranı bakımından Türkiye‘nin dünya şampiyonu olduğunu belirten Pektaş şunları söyledi ; "Üretilen elektriğin % 24‘ü kaybediliyor, geriye kalan % 76‘sı kullanılıyor. Bunun anlamı şu; 4 santraliniz varsa bunun 1‘ini kaybediyorsunuz. Dünyayı kirletiyorsunuz ama yararlanamıyorsunuz. Dünyada kayıp ve kaçak oranı % 8‘dir. Santrallerde üretilen elektriği yüksek gerilimle iletirken kayıp oranı % 2, 2,5 kabul edilebilir bir rakamdır. Bizim asıl eleştirdiğimiz dağıtım sırasında yaşanan kayıp oranlarında. Bir bölgede üretilen elektrik iletim hatlarıyla Ankara‘ya getirilir, trafolarda orta gerilime düşürüp mahallelere dağıtılır. Kayıp ve kaçak bu noktadan sonra başlar. Ağaçlardan toprağa akan, çatlak ve kırık izoleterlerden ortaya çıkan kayıplar bulunur. İnsanların illegal yöntemlerle aldığı ve fatura edilemeyen başka bir kayıp daha vardır. Şanlıurfa‘da TEDAŞ çalışanı Hasan Balıkçı, Adana‘da bazı işletmelerin kaçak elektrik kullanmasına göz yummadığı için öldürüldü. Yani ürettiğiniz elektriği önemli oranda kaybediyorsunuz. Her 4 santralden 1‘i duman çıkartıyor ama işe yaramıyor." Türkiye‘de enerji politikalarının kamunun yararına düzenlemek yerine enerjiden çıkar sağlayan belirli çıkar grupları için yapıldığını vurgulayan Pektaş, son dönemde ortaya çıkartılan Beyaz Enerji, Mavi Akım vb. yolsuzluk dosyalarını da hatırlatarak "Toplum olarak bu konularda tepki göstermediğimizden birileri enerji alanında at oynatmaya devem ediyor" dedi.
|